Zika insanların maruz kaldığı en kötü virüs olabilir

Zika insanların maruz kaldığı en kötü virüs olabilir

Yapılan araştırmalar Zika virüsü ile ilişkili dang virüsü antikorlarının bağışıklık sistemine saldırarak Zika virüsünün üreme kabiliyetini artırdığını ortaya çıkardı.

 Latin Amerika çapında hızla ilerleyen hastalıklarla karşı karşıya kalmak insanları Zika virüsüne karşı daha da savunmasız bırakabilir. İki bağımsız laboratuarın çalışmalarına göre, Aedes aegypti türü sivrisinekler tarafından bulaştırılan Zika ile ilişkili dang (dengue) virüsü antikorları Zika’ya cevap veren bağışıklık sistemine saldırıyor ve virüsün üreme kabiliyetini artırıyor. Bu durum, Zika virüsünün neden olduğu enfeksiyonun komplikasyonlarının neden Güney ve Orta Amerika’da önceki salgın olan yerlere göre daha şiddetli olduğunu açıklamaya yardımcı olabilir.
Brezilya’nın bazı bölgelerinde, insanların yüzde 90 kadarı dang antikorlarını taşıyor. Dört tipi olan dang virüsünün immün sistemiyle olağandışı bir ilişkisi var. Bir tip enfeksiyon sonrası gelişen antikorlar, diğer tip enfeksiyon karşısında korumuyorlar. Bunun yerine, antikorlar aslında belli bağışıklık sistemi hücrelerine saldırarak, kendini kolaylıkla kopyalayan ve enfeksiyonu daha kötü hale getiren ikinci virüse yardımcı oluyor.
Bu olay, antikor bağılı geliştirme (ADE) olarak adlandırılıyor ve -dang hemorajik ateşi (dengue humması) olarak adlandırılan çok tehlikeli durum da dahil- hastalar ikinci tip danga yakalandığında vakaların daha şiddetli olma eğilimini de açıklıyor.
Bilim insanları, antikor arayan tanılama testlerinin sonuçlarını gölgeleyecek kadar dang hastalığına yakın olan Zika virüsünün aynı zamanda ADE’ye sebep olabileceğinden de kuşkulanıyordu. Bu, Zika’nın neden aniden Brezilya ve başka yerlerde anne karnında enfekte olan bebeklerdeki doğum defektleri ve Guillain-Barré Sendromu olarak adlandırılan geçici felç de dahil kat be kat daha şiddetli semptomlara sebep olduğunu da gösteriyor.
BAĞIMSIZ ÇALIŞMALAR TEORİYİ DOĞRULUYOR
Bu teori için ilk destek Nisan ayında bioRxiv’de yayınlanan makaleden geldi. Gulf Coast Üniversitesi’nden Sharon Isern ve Scott Michael ile meslektaşları hem laboratuar ürünü dang antikorları, hem de dang hastalarından alınan kan serumları üzerinde yaptıkları araştırmalarda laboratuarda hücrelerdeki Zika virüsünün kendini kopyalamasını çarpıcı şekilde artırdığını buldular.
Nature Immunology’de yayınlanan makalede ise, Imperial College London’dan bağımsız bir araştırma grubu, Zika’yla tepkimeye giren birkaç farklı dang virüsü antikorlarını gösteren benzer sonuçları rapor etti. Fakat virüsü etkisizleştirmek için yeterince güçlü değillerdi. Bunun yerine, dang virisünden kurtulan hastalardan alınan kan plazmasına Zika ile enfekte olmuş hücre kültürleri eklendiğinde, kültürlerde virüs miktarının 100 kat kadar arttı.
Pensilvanya Pittsburg Üniversitesi’nden halk sağlığı uzmanı Ernesto Marques bu verilerin ikna edici olduğunu, fakat etkinin hastalarda rol oynadığının doğrulanması için klinik ve epidemiyolojik çalışmaların ihtiyaç olduğunu söyledi. Bebeklerde ve annelerde antidang antikorlarına sahipolmayan konjenital Zika sendromu vakaları var. Marques, böylece antidang antikorların annenin virüsü fetüsüne geçirme riskini yükseltmesine karşın, antikorların doğum defektlerinin ana sebebi olmadığını da ekledi.
Nature Immunology’deki makalenin yazarı ve aynı zamanda Imperial College London’da immünolog olarak görev yapan Gavin Screaton, Zika hastalarında dang antikorlarını araştıran çalışmaların benzer virüsler tarafından komplike hale getirildiğini vurguladı.  Screaton, “Hastanın Zika, dang veya her iki virüse ait antikorlara sahip olup olmadığını daha kolay anlamak için çok daha fazla kan testine ihtiyacımız var” dedi.
Bulgular doğrulansa bile, daha önce, örneğin repulsif kullanarak sivrisinek ısırığı riskini azaltmak dışında kendini koruyabilen dang virüsüyle enfekte olmuş çok fazla insan bulunmuyor. Fakat Zika’dan etkilenmiş ülkelerdeki herkes için bazı önlemler tavsiye ediliyor.(SOL)