Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Şaka değil

Salı sabahı Esad’ın uçağı Şam’dan havalanırken ben Beyrut'a doğru yola çıkıyordum.

Cumartesi sabahı Beyrut'a uçmuş o akşam El-Cezire’ye rakip El-Meyadin televizyonunda programa katılmıştım. Konu Ankara Katliamı ve genel olarak Türkiye'nin IŞİD ilişkileri ve Suriye politikası.

Arap kamuoyunda Türkiye ile ilgili söylenecek tüm olumsuzlukların hedefinde Erdoğan-Davutoğlu ikilisi var.

Pazar sabahı Şam’a gittim. Bütün gün her düzeyde insanlarla konuştum ve birçok yeri gezdim.
İlk izlenim: Yedi-sekiz ay öncesiyle karşılaştırıldığında moraller olağanüstü iyi ve yüksek.
Nedeni Ruslar.

Bu konuda çok şey söyleniyor ama en ilginç olanı: Putin Erdoğan'ın işini bitirdi.
Esad’ın Moskova ziyareti bu cümleyi daha da anlamlandırdı.

Dört buçuk yıldır herkese kafa tutan Esad korkmadan Moskova'ya uçmuş ve Rus liderlerin karşısına oturmuştu. Karşısında Putin, Medvedev, Lavrov, siyasi ve askeri tüm yöneticiler.
Bir vefa borcu olarak hepsine teşekkür etti. Onlar da dünyaya mesaj  vererek “Suriye Esad’sız olmaz” dediler.

Bu vurgunun dışında duyduğunuz ve duyacağınız tüm söylemler palavra. Herkes tıpış tıpış bu çizgiye gelecektir.

Dört buçuk yıldır ‘Alevi’ Esad’ı ve gerekirse tüm Alevileri yok etmek için her türlü kanlı ve pis oyunun içinde olanlar şimdi Rus uçaklarının gölgesinde Esad ile masaya oturmanın hafifliğini yaşıyorlar.

Bakmayın siz Katarlı Dışişleri Bakanı’nın son açıklamasına.

Süzme zekâlı Şeyhimiz, “Gerekirse Suudi Arabistan ve Türkiye ile Suriye’ye girer savaşırız” diyor.

11 bin kilometre karelik ülkesinde iki Amerikan üssü bulunan Şeyh Hazretleri doğal olarak Türk askerine güveniyor. Suudiler zaten Yemen bataklığına saplanmış.

Anlayacağınız Şeyh Hazretleri patronu Emir Hazretleri için Türkiye’de avantadan yeni mal-mülk edinmenin hesabını yapıyor. 

Tam da yeni Amerikan savaş uçaklarının İncirlik üssüne indiği sırada.

Peki, Esad’ın Moskova ziyaretine Obama nasıl bir tepki gösterdi? “Misafir ettiniz ama karşılamada keşke kırmızı halı olmasaydı” demiş.

Obama kırmızı halı derdinde Katar, Suudi Arabistan ve AKP yönetiminde Türkiye Putin’e savaş ilan etme çabasında.

Rol icabı.

Hepsinde ve Rusya’nın Suriye müdahalesine kızan diğerlerinde Amerikan üs ve askerleri var.

Hepsi de Obama'nın beysbol sopasından korkar. Hepsi çaresiz.

Üç ay içinde ‘Alevi’ Esad’dan kurtulup Emevî Camii’nde toplu namaz kılacaklardı.

Esad da “Ben değil, siz gideceksiniz” deyince cümle âlemi yardıma çağırdılar.

Ülkeler, örgütler, din adamları ve ruh hastası sapık katiller.

Esad; Putin, Hamaney ve Nasrallah’a “Gelin bana yardım edin” deyince kıyameti kopardılar.

Dört buçuk yıl yalan söylediler. Sonunda kıyamet onlar için koptu.

Onlarca ülke, yüzlerce örgüt, binlerce din adamı, on binlerce ruh hastası ve milyarlarca dolara karşın üç kişi: Putin, Hamaney ve Nasrallah.

Ve haklı olmanın gücü…

Hala bunu görmeyen varsa buyursun 'ayı ile girsin yatağa'.

Seçme özgürlüğü var:  Ya Rusya’nın sempatik  kutup ayısı ya da IŞİD’in kara kıllı çöl ayıları.
Allah hiç kimseyi bu hallere düşürmesin.

Suriye’den kaçıp Türkiye'ye sığınan canavar ruhlu yabancı 'mücahitler' böyle giderse ortada kalacaklar.

Her birinin üç-dört hatunu var. Yeni görev verilinceye kadar bekleyecekler.

Ne güzel de ‘İslam Devleti’ni kuruyorlardı Irak ve Suriye'de… Öncesinde Afganistan ve Çeçenistan’da…

Salaklar bir türlü anlamadılar bu oyunu. Göremediler 100 yıllık aynı oyunun farklı versiyonlarını.

Din ve mezhep tezgahlarını. Allah yolunda ‘Cihat’ palavralarını…

Öncesinde İngiliz ve Fransızlar sonra da CIA… Herkes onların emrinde: Krallar, emirler, şeyhler, cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, politikacılar, askerler, işadamları, gazeteciler ve bilumum sözde aydınlar...

Özellikle din adamları. Sipariş üzerine fetva. Hem de en kanlısından. En çok Alevi ve Şii’yi öldürmek için.

Ama işe yaramadı. Suriye halkı ve ordusu direndi oyun bozuldu. Esad, “Benimle ilgili kararı başkaları değil Suriye halkı verecektir” dedi.

Son noktayı Putin koydu: “Var mı yan bakan”.

“Demedi” demeyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar