
Yine 28 Şubat
AKP Hükümeti’nin isteğiyle Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın başlattığı, ‘28 Şubat Soruşturması’ tam bir komediye dönüşmek üzere. Dinselleşen devleti ve rejimi Cumhuriyetin başlangıç ilkeleri temelinde restore etmeye yönelik olan ve tamamı hukuk içinde kalınarak gerçekleştirilen anayasal bir eylemin sahibi kalmadı. Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, sanki o dönemde TSK’nın bir numaralı komutanı değil de Devlet Su İşleri Müdürü gibi ifade verdi. Karadayı, hiçbir şeyden haberinin olmadığını söyledi. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ise, yazdığı mektuplar ve avukatları aracılığıyla onu bunu suçluyor. ‘28 Şubat Süreci’ denilen olay, 1997 yılında Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki Refah Partisi ile Tansu Çiller’in Doğru Yol Partisi’nin koalisyon iktidarına karşı TSK merkezli bir baskının uygulanmasıdır. Ancak bu kampanya sadece TSK’nın yürüttüğü bir etkinlik değildi. Siyasal partiler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve geniş bir aydın çevre bu kampanyaya katıldı. Ne Meclis kapatıldı, ne özel mahkemeler kuruldu ne gazetelere el kondu ne insan avı başlatıldı ne de hapishaneler dolduruldu. Gerçek budur. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, 28 Şubat 1997’den tam 5 ay sonra istifa etti. Siz hiç böyle darbe gördünüz mü? Durum ortada; 28 Şubat’ta Soğuk Savaş dönemi Türkiye’de de bitirilmek istendi, başarılamadı. Olay budur.