Saray'ın 'Bağımsız Bakan' oyunu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Haziran sabahı kurguladığı yol haritasını Anayasayı zorlayarak adım adım uyguladı. CHP ve MHP ile olası ortaklığın önüne kalın duvarlar örerek, koalisyon hükümetini engelledi. Nihayet Pazar gecesi itibariyle hedefine ulaştı ve ülkeyi 1 Kasım’da seçime götürme kararını ilan etti.

Erdoğan, bugün itibariyle Anayasa’nın 116. Maddesini işleterek bir seçim hükümeti kuracak. Bu amaçla dün Meclis Başkanı İsmet Yılmaz’la istişarede bulundu. Seçimlerin yenilenmesine ilişkin karar Resmi Gazetede yayınlandıktan sonraki beş gün içinde geçici hükümet yapılandırılacak. İşte Saray’ın son oyunu da bu aşamada sahnelenecek.

***

Anayasa seçim hükümetinin nasıl şekilleneceğine ilişkin tartışma götürmez hükümler içeriyor. 116’ya göre Erdoğan, kabineyi kurması için Meclis içinden bir milletvekiline görev verecek. O siyasetçinin Ahmet Davutoğlu olması yüksek ihtimal. Davutoğlu da görevi alacağı kesinleşmiş gibi bakanlar kurulunu nasıl oluşturacağına ilişkin hayli sorunlu, Anayasa’ya aykırı düşecek açıklamalar yapıyor.

Ne diyor Başbakan Davutoğlu?

“Anayasa’nın 114 ve 116’ncı maddelerinin uygulaması açıktır. Görevlendirilen başbakan adayı Meclis Başkanı’ndan oranlara göre bakanların sayılarını aldıktan sonra görevlendirme yapar ve kişisel olarak teklif eder. Orada parti grubuna teklif götürür diye bir şey yoktur. O kişiler teklifi kabul eder veya etmez.”

***

Bu sözler doğruyu ne kadar yansıtıyor?

Anayasanın 116. maddesinden “Kişilere teklif götürmek” diye bir çıkarımda bulunmak mümkün değil! İlgili bölümü anımsayalım...

“Geçici Bakanlar Kuruluna, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları Türkiye Büyük Millet Meclisindeki veya Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasî parti gruplarından, oranlarına göre üye alınır. Siyasî parti gruplarından alınacak üye sayısını Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyen veya sonradan çekilen partililer yerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar atanır.”

“Siyasi parti gruplarından oranlarına göre üye alınır” ifadesi yeterince net. Anayasa ve İçtüzükteki benzer ifadelerin uygulamaları da öyle.

Örneğin Meclis Başkanlık Divanı ya da Meclis ihtisas komisyonlarının kuruluşunu düzenleyen Anayasa ve İçtüzük maddelerinde “siyasi parti gruplarından oranlarına göre üye alınır” yaptırımı var.

Meclis Başkanlığı gruplardan üye istiyor, isimleri partiler saptayıp, başkanlığa iletiyor. Seçim Hükümetini düzenleyen madde de aynı hukuki sonucu doğuruyor. Bakanları partilerin seçip, Başbakana bildirmesi gerekiyor.

Saygın pek çok Anayasa hukukçusu da uygulamanın bu şekilde olması gerektiğinin altını çiziyor.

***

Anayasa, Davutoğlu’nun çarpıttığı biçimde yoruma kapalı. Davutoğlu o hükme rağmen “kişilere teklif” götürmeyi seçerse alenen Anayasayı çiğnemiş olacak. Anayasaya uyacaksa yapması gereken CHP, MHP ve HDP parti gruplarından kabineye isim istemek.

Davutoğlu’nun sözlerinden Anayasayı delme eğiliminde olduğunu anlıyoruz. Yönelimin perde gerisinde iki temel gerekçe öne çıkıyor.
İlk gerekçe AKP-HDP Hükümeti görüntüsü ile seçime gitmemek.

Saray, seçim öncesinde HDP ile baş başa fotoğraf vermekten çekiniyor. Seçim stratejisini HDP karşıtlığı üzerine oturtarak, baraj altına itmeyi tasarladığı için birlikte hükümet etmenin aleyhte kullanılacağını hesaplıyor.

Şehit cenazeleri gelirken o fotoğrafın seçmen nezdinde tepkiselliğe dönüşebileceğini, ciddi bir inandırıcılık sorunu yaşayacağını biliyor.

CHP ve MHP geçici hükümete bakan vermeyeceğini ilan ederek AKP’yi iyiden iyiye köşeye sıkıştırdı. Saray ve Davutoğlu ikilisi sıkışıklığı kırmızı plaka vaadi ile CHP ya da MHP’li bazı isimleri ayartıp, kabineye çekerek aşmak istiyor.

O nedenle Anayasayı delme pahasına sonuna kadar kabineye CHP ve MHP’den isim almayı zorlayacaklar.

Eskileri bilemem ancak CHP ve MHP’den herhangi bir milletvekilinin olası teklifi kabul etmesi şimdilik imkansız duruyor.

***

Peki, Davutoğlu, CHP ve MHP’den herhangi bir ismi ikna edemezse ne yapacak?

Anayasa partiler bakan vermezse Meclis içi ya da dışından bağımsızların atanmasını öngörüyor. Prosedür arkadan dolanmadan işletilirse seçim kabinesinde 11 AKP’li, 6 CHP’li, 3’er de MHP ve HDP’li bakan yer alacak. Adalet, Ulaştırma ve İçişleri Bakanları ise bağımsızlardan atanacak.

11 AKP’li, 3 HDP’li bakanın kabineye girmesi kaçınılmaz. CHP ve MHP üye vermeyeceğini ilan etti. O koşulda 9 bakan Meclis içi ya da dışındaki bağımsızlardan belirlenecek.
Meclis içinde bağımsız tek isim CHP’den istifa eden İhsan Özkes. 8 bakan ise Meclis dışından kabineye alınacak. Tam bu noktada “bağımsız” bakanların kimliği önem kazanıyor.

***

Son süreç gösterdi ki Davutoğlu’na düşen figüran rolü. Oyunu yine Saray kurguluyor. Saray’ın “bağımsız” bakanlar için de planı hazır. Sanmayın ki, gerçekten hiçbir parti ile ilişiği bulunmayan isimler kabineye davet edilecek. Gün boyunca yaptığım temaslardan edindiğim izlenim tam tersi bir eylemliliğe işaret ediyor.

O isimler AKP’nin eski ya da yeni bürokratlarından devşirilecek. Bir bölümü bakanlık müsteşarlarından bir bölümü de AKP’ye geçmişte hizmet etmiş Saray’a sadık isimlerden tercih edilecek.

Anayasa izin vermiyor ama bazı eski AKP’li milletvekillerinin de adı geçiriliyor.

Hedef -yapılabilirse- seçimlere kadar 20’nin üstünde bakanlığı elde tutmak! Sandığa giderken hem olası dosyaların saçılmasına engel olmak hem de iktidar gücünü sonuna kadar kullanabilecek bir kabine yapısını ortaya çıkartmak!

Seçim sonrası tek başına hükümet çıkmaz, koalisyon turlarına devam edilirse geçici hükümet yenisi kurulana kadar görevini sürdürecek. Saray böylece yılbaşına kadar erki koruyacak.

Son bir notu da Bakanlıkların dağılımı üzerine düşelim. HDP’ye verilecek üç koltuk icracı ve etkili bakanlıklardan olmayacak. HDP’li bakanların MGK’ya girmeleri; yolsuzluk, usulsüzlüklerin üzerine gitmeleri de önlenecek.

***

Erdoğan, iktidarın tüm olanaklarını kural tanımaz biçimde seferber ederek seçimi Türkiye toplumuna dayattı. Bugün de aynı hırsla seçime hükümet gücüyle gitmenin, tek adam yönetimini olabildiğince iş başında tutmanın kilometre taşlarını döşüyor.

Ardından ne tür sürprizler, kaos planları devreye sokulacak, gerçekten sandık kurulacak mı şapkadan kaç tavşan daha çıkacak yaşayıp göreceğiz...

Önceki ve Sonraki Yazılar