Çift başlı AKP!

Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayanların önüne kurulan Ulus’taki polis barikatının Cumhurbaşkanı Gül’ün talimatıyla kaldırıldığı iddiasına karşı çıktı. “Ülke idaresinin çift başlı olamayacağını” söyledi.

Ertesi gün Cumhurbaşkanı Gül de Erdoğan’a katıldı ve “Memleket idaresinde çift başlılık olmaz” dedi…

-Groooaaarrr!.. Groooaaarrr!..
-Annee! Geliyor!
-Kaçın geliyor!
-Çift başlı geliyor, kaçın!
-Çift başlı kim ya?
-AKP! Çift başlı AKP!
-Groooaaarrr! Groooaaarrr!
-Allahım korkunç!
-Kaçın, çabuk kaçın!
-Groooaaarrr!.. Groooaaarrr!..
-Çift başlı AKP geliyor, kaçın, saklanın!
-Ya bunun tek başlısıyla başa çıkılamıyor… Çift başlısına yürek mi dayanır? Şuna bakın, aman Allahım!
-Groooaaarrr!.. Groooaaarrr!..
-Çift başlı AKP geliyor, saklanın, kaçın!

Barikat

İçişleri Bakanı Şahin, “Cumhurbaşkanı ya da Başbakan Ulus için talimat vermedi. Barikat kargaşada açıldı” dedi…

-Beyefendi?
-Efendim?
-Barikatınız… Barikatınız açık kalmış!
-Ay! Fark etmemişim, çok teşekkür ederim.

Yanıldınız mı Devlet Bey?


Ulus’taki Cumhuriyet Bayramı kutlaması öncesinde, “Bazı sivil toplum kuruluşlarının Ortadoğu’daki özentilere heveslenerek ‘halk hareketi başlatıyoruz’ derken bir krize Türkiye’yi sokmaları ve bunu da bazı partilerin çok sıcak sahiplenmeleri doğru değildir. Türkiye’yi önemli sıkıntılara sokabilir” demişti MHP Lideri Bahçeli.

Halk cumhuriyeti kutlayıp evine döndü. İktidarın öne sürdüğü gibi provokasyon olmadı. Türkiye önemli sıkıntılara girmedi. AKP’ye inanmakla yanıldınız mı Devlet Bey?

O açıklamasında MHP Lideri, “Cumhuriyetin kazanımlarının bu iktidar tarafından nasıl yok edildiğine” yönelik tepkilerin sokak eylemleriyle değil, “Meclis’te veya kamuoyunda siyasiler ve aydınlar aracılığıyla” sergilenmesini de istemişti.
Sizler; siyasiler ve aydınlar, yeterli muhalefet yapamadığı gerekçesiyle halk sokağa çıkmıyor mu zaten Devlet Bey?

Masal 1453

Bir TV reklamı.

“Bu değil. Bu değil. Ben farklı bir şey istiyorum. Bu da değil. Bunları herkes yapıyor. Bu hiç değil. Bu sıradan. Değil. Bunlar bir şey değil. Beni anlamıyorsunuz, bu değil. Daha farklı. Çağ atlatacak bir şey. Bunların hiçbiri değil.

İşte bu!

Artık ferah, upuzun bir Ortadoğu’da uğraşıp duracaksınız. Kriz ve sorunların 365 gün içinde olacaksınız. Bütün bunları hayatın tam göbeğinde, Türkiye’de yaşayacaksınız.

Sınırınızın hemen yanında böyle bir kaos olsun istemez misiniz? İşte Suriye! Masal 1453. Hayal ettim. Ve gurur duyuyorum. Tarih gerçekleştirenleri değil, hayal edenleri yazar. Ahmet Davutoğlu.”

Çocuklar, çocuklar…

Aynı günlerden 4 gazete haberi:

Polis, 3 yıl önce günde 10 çocuğun kaybolduğu İstanbul’da artık günde ortalama 25 çocuğun kaybolduğunu açıkladı. Kaybolan çocuğun bir suçun mağduru ya da işleyeni olmaması için, ilk geceyi dışarıda geçirmeden bulunmasının hayati önemde olduğunu vurguladı. (Hürriyet)

Hollanda Adalet Bakanlığı Müsteşarı Joris Demmink’in geçmiş yıllarda İstanbul’da ilişkiye girdiği 12 ve 16 yaşlarındaki iki çocuğun surlarda yaşayan sokak çocukları olduğu, Demmink’e çocukları bulan Türk koruma polisi tarafından itiraf edildi. (Vatan)

Almanya’da şiddet, aile içi geçimsizlik ve ekonomik nedenlerle “iyi bakılmadıkları” ihbar edilen Türk ailelerin çocukları, devlet tarafından alınarak bakıcı ailelere veriliyor. Son üç yılda Alman devletinin “el koyduğu” Türk çocuklarının sayısı 18 bini buldu. Öz aileleriyle görüştürülmeyen çocuklar, kültürel ve dini asimilasyona uğruyor. (Star)

PKK, Kuzey Irak’taki Mahmur Kampı’nı eleman deposu olarak kullanıyor. Kürt ailelerin 12-15 yaşındaki çocuklarını dağa çıkarmak için örgütün yaptığı baskı kampta gerginlik yarattı. (Milliyet)

Çocuklarına sahip çıkamayan bir ulusun, bir toplumun ne geleceği olabilir ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar