'Savaş koalisyonu'ndan AKP'li Kürtler de rahatsız!

AKP-CHP koalisyon müzakereleri sürerken; AKP-MHP geçici ya da kalıcı “savaş koalisyonu”na dönük atılan gizli adımları, Saray’ın gözlerden uzak girişimlerini, azınlık hükümeti formüllerini geçen pazartesi Ankara Notları’nda yazmıştım.
 
Çok geçmeden, Perşembe günü Başbakan Davutoğlu, bu temasları doğrulayan açıklamalar yaptı, MHP ile görüştüklerini itiraf etmek zorunda kaldı. Çin yolunda konuşan Erdoğan da “azınlık hükümeti” ile seçime gidilebileceğini ilan etti. 

Bir süredir Saray’dan Erdoğan’ın “iktidarda seçime gitmek” için Anayasa gereği 45 gün sonunda HDP’nin de içinde yer alacağı dört partiden temsilci alma zorunluluğu olan “seçim hükümeti”ne soğuk baktığı, azınlık, seçeneğine yöneldiği bilgileri geliyordu. Bir diğer alternatif ise Meclis’te MHP desteği ile seçim kararı alıp mevcut hükümetle seçime gitmekti.

AKP’nin seçim koşullu kuracağı bir azınlık hükümetine CHP ve HDP’nin destek vermesi beklenemeyeceğine göre Saray’ın MHP ile ortaklığı tasarladığı resmileşiyordu. Gelinen noktada Türkiye’yi kana boğabilecek “savaş ortaklığı” şekilleniyor, 8 Haziran’dan bu yana omuz omuza yürüyen “milliyetçi cephe kardeşliği” adım adım inşa ediliyor.
HHH
AKP-CHP müzakereleri sona yaklaşırken MHP Lideri Bahçeli de kritik bir        zamanlama ile koalisyon şartlarını güncelledi. Çözüm sürecini bitirip savaşa yol veren Saray ve AKP açısından rahatlıkla kabul edilebilir gerekçeler öne sürdü, “gövdesini taşın altına koymaktan” söz etti.
Bahçeli’nin ilk koşulu Anayasa’nın ilk dört maddesinden taviz verilmemesi. AKP’nin itiraz etmesi mümkün mü? İkinci şart PKK ile mücadele ve örgütün kendisini lağvetmesi. İktidar bu talebi de çoktan karşıladı, IŞİD diye yola çıktı,  eski süreç ortağı PKK’ye bomba yağdırıyor.

MHP lideri “Çözüm süreci bitirilsin” diyor. Saray sonlandığını çoktan ilan etti. 17/25 Aralık? O da Meclis’e havale edilirse ortada Bahçeli açısından sorun kalmayacak. Bahçeli’nin dikkatlerden kaçan bir talebi daha vardı. Daha önce koşul olarak Saray’ın Çankaya fanusuna girmesini istiyordu. Bugün ise unutmuş görünüyor!  Kuran’a el basma çağrısı ise işin hamaseti.  

Geriye masaya oturup bakanlıkları paylaşmak,  ortaklığın kısa mı uzun vadeli mi olacağını belirlemek ve imzaları atarak “savaş hükümetini” kurmak kalıyor.

***

Saray kendi kişisel hırsları uğruna, buyurgan iktidarını sürdürmek adına savaş blokunu ısrarla zorluyor. Davutoğlu da “Cumhurbaşkanı’nın yönlendirmesi olmadan Hükümet kurulamaz” noktasına geldiğine göre yol haritası belirenmiş demektir.

Peki ama tepede kurulan oyun planına AKP tabanı ne diyor? Özelikle de Kürt kökenli AKP’liler, çözüm sürecinin askıya alınmasına rağmen 7 Haziran’da sandıkta “AKP” diyen o taban bu sürece nasıl bakıyor?
O cephede birkaç gündür nabız yokluyorum. AKP açısından durum hiç iç acıcı değil. Çözüm sürecinin sonlandırılıp, seçim koşullu da olsa MHP ile olası bir ortaklığa temelden bir itiraz yükseliyor.

AKP’nin Kürt kökenli eski/yeni milletvekillerinin bir bölümü ile bölge teşkilatları ateşkesin bozulmasından, çözümün sonlandırılmasından, savaşa yelken açılmasından son derece rahatsızlar.

Bu kaygılarını da Başbakan Davutoğlu ile parti kurmaylarına iletmişler. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve bazı parti yöneticileri de bir grup bölge milletvekili ve teşkilat temsilcileriyle süreci masaya yatırmışlar. Endişeler, korkular ve öneriler orada da dile getirilmiş. Parti yönetimi MHP çizgisine yaklaşan “kamu düzeni sağlanarak yol almayı, terörle arasına mesafe koyana kadar HDP’yi muhatap almamayı” çözüm olarak benimsediklerini ifade etmişler. AKP’nin rahatsız Kürtlerinin ikna edilemediği belirtiliyor.

***

AKP’li Kürtler 7 Haziran seçimleri öncesinde bölgeye ilişkin stratejik hatalar yapıldığına inanıyorlar. Seçim öncesinde Saray ve Hükümetin çözüm sürecini askıya alması, HDP’yi hedef seçmesi, güvenlikçi politikalara geçilmesinin oy yitiminde etkili olduğunu düşünüyorlar. 

Nitekim haklı da çıktılar. Doğu Anadolu’da 2014’te yüzde 44’ü bulan AKP, 2015’de 35’e geriledi. Güneydoğu Anadolu’da da 2014’te yüzde 44’e ulaşan AKP, son seçimde 32’lere hızlı bir düşüş yaptı. Örneğin Diyarbakır’da AKP’nin 6 milletvekili varken HDP’nin sayısı 5’ti. Seçim sonrasında ise AKP bir milletvekilini güçlükle çıkarabildi, HDP 10 sandalyeyi aldı. Van’da AKP yüzde 40’tan  yüzde 19’a çakıldı. Benzer sonuçlar başka illerde de ortaya çıktı. AKP kaleleri olan Adıyaman, Bingöl, Siirt, Bitlis, Muş, Urfa’da ciddi kayıplara uğradı. Iğdır, Kars, Erzurum’da geriledi.

***

AKP’nin endişeli Kürtleri ne istiyor? Bazı etkili isimlerle konuşma fırsatı buldum. PKK’nin saldırılarını onlar da olumlamıyorlar. PKK’nin tek taraflı ateşkes ilan etmesini, diyaloğun yeniden başlatılmasını, sürece geri dönülerek, barışın tesis edilmesini talep ediyorlar.

Güçlüğünün farkındalar ama barış için AKP-CHP ortaklığını ilk seçenek olarak öne çıkartıyorlar. İkinci yol olarak “çatışmasızlık” ortamında erken seçimi doğru tutum olarak görüyorlar. Abdullah Gül’ün de dün “güçlü hükümet” vurgusu yapıp, “90’lara dönülmemeli” uyarısında bulunması bu bağlamda önemliydi. 
Seçime savaş tablosu ile gidilmesi halinde bölgede büyük ölçüde silinerek, tarihi bir yenilgiyle yüz yüze kalabileceklerini savunuyorlar. Aralarında Diyarbakır’da HDP’nin 11-0 yapabileceği öngörüsünde bulunanlar bile var. İki yılı aşan ateşkesin ardından silahların patlamasının, akan kanın, ölümlerin bölgede çok ciddi psikolojik tahribata, manevi çöküntüye neden olacağını, onarılması güç sosyal yaralar açacağını söylüyorlar. Yol yakınken çözüm sürecine dönülmesini öneriyorlar.

***

Olası AKP-MHP dayanışması ve ortaklığı o dünyada “Kürtlere karşı savaş hükümeti kuruluyor” algısı yaratmış. Bunun sonuçları gerek AKP gerek Türkiye açısından çok ağır olabilir. Milliyetçi cephe oluşturup, savaş nidaları ile yürünecek seçimde sadece bölgedeki muhafazakar Kürtler değil, Batı’daki, İstanbul’daki AKP’ye oy veren Kürtleri de AKP’den uzaklaştırabilir. Saray, kaos ortamında Türk milliyetçilerinden birkaç puan koparıp iktidar hayali kurarken Kürt oylarını büyük ölçüde kaybedip bir kez daha duvara çarpabilir. Sandıkta hüsrana uğrayabilir.

AKP’nin sağduyulu Kürtleri bunu öngörüyor ve parti yönetimini çatlatılan testiyi paramparça etmeden uyarıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar