Seçimler ve Olasılıklar (1)

Farkında mısınız? 7 Haziran seçimleri tam olarak 6 ay evvelinden memleketi bir seçim havasına sokmuştu. Şimdi seçimlere 2 ay var ve hâlâ bir seçim atmosferi oluşamadı.

AKP oylarının düşme eğiliminde olduğunu hepimiz biliyoruz. Araştırma şirketi anketörlerini bile gözaltına alıp korkutmaya çalışan bir iktidarla muhatabız.

Seçim düşünülmüyor artık. Herkes, “Şimdi ne numara çeviriyorlar acaba?” diye düşünüyor. Seçim sonrasını tartışıyor insanlar. Çeşitli olasılıklar konuşuluyor...

***

En yaygın görüş, Fuat Avni denen Fethullahçı borazanın öttürdüğü seçim hilesi ihtimalidir. En ahmak kimse bile, toplumu bu kadar kutuplaştıran ve üçüncü sınıf akıl hocalarının çizdiği doğrultuda iyice çamura batan AKP’nin oy kaybetmekte olduğunu anlıyor. Haliyle, herkesin aklına ciddi bir seçim hilesi ihtimali geliyor.
Ne var ki, bu ihtimal tutmaz. Geçtiğimiz seçimlerde sandık başlarında “oy çalınmasın” diye oluşan duyarlılık, 1 Kasım’da artarak devam edecektir. Seçim hilesi önemli ölçüde engellenebilirse AKP’nin oyları yüzde 30’lu rakamlara düşecektir. HDP -belki küçük bir düşüşle- oylarını koruyacak, CHP ve MHP oy artıracaktır.
Manzara bunun dışına çıkıp oy çalınırsa, bu gizlenemez, ancak göstere göstere yapılabilir ve hemen akabinde isyan çıkar.

***

KaçAk Saray’da ikamet eden unsurun iktidarı bırakmayacağı açık. Bunun için her yolu deneyecek. Kutuplaşan toplumun yüzde 70’e yakını, ki bunun içinde oy vermeyen geniş bir tepkisel kesim de mevcuttur, bu unsura tepkiyle dolu. Seçim hilesi yaparak ya da başka bir yöntemle iktidarı bir kez daha gasp ettiği takdirde Türkiye’de yeni bir patlama olur.
Bu durumda, Osmanlı çocukları falan Saray’ı koruyamaz. Saray Muhafızı haline getirilmiş olan polis teşkilatı da yasaları bir yere kadar çiğneyebilir. Taksim ikinci defa fethedilir, kitle hareketi tüm ülkeye yayılır. Bunu kimse engelleyemez...
Bu durumda, seçimler sonunda iki olasılığı düşünebiliriz...

***

Birinci olasılık, büyük uzlaşma versiyonlarıdır. AKP-MHP uzlaşması bir ‘çözüm’ gibi görünebilir ama çözüm falan olmaz. Toplumsal kutuplaşma derinleşir, savaş atmosferi kalıcılaşır, bir tımarhane rejimi hüküm sürmeye başlar ve nihayet ülke siyaseti patlar, mevcut haliyle Türkiye diye bir şey kalmaz. Üstelik, MHP yolsuzluk meselelerinde ısrarla kelle istemektedir. Bu sorunun aşılması kolay gözükmüyor...
Saray’ın hayallerinin sınırlandığı bir AKP-CHP uzlaşması emperyalizmin ve büyük sermayenin tercihidir. Ne var ki, CHP, tabanının basıncına maruz kalıyor, KaçAk Saray’la bir yere kadar uzlaşabiliyor. Bu sınır ülkenin geleceğini belirleyecektir.

AKP-HDP uzlaşması olasılığı ise iyice küçüldü. Böyle bir uzlaşmayı kimse kimseye izah edemez.

Büyük uzlaşmaların olmadığı bir atmosferde, ikinci olasılık KaçAk Saray’ın son çılgın hamlesini yapmasıdır. Osmanlı çocuklarıyla, toplumun paçavralarıyla kendi İslamo-faşist kütlesini yaratamayan Saray, cihadçı kartını kullanabilir. Sınırın güneyinde ve bizzat büyük kentlerin kuytularında beslenip büyütülen cihadçı çeteler sahaya sürülebilir.
Bu bir iç savaş hamlesi demektir...

***

İç savaş olasılığı var mı? Muhtemel bir iç savaş hamlesi hangi sınırlara kadar genişler? Bunu Pazar günü tartışalım...

Önceki ve Sonraki Yazılar