Sen kimsin!

Tayyip Erdoğan, bütün iktidarı boyunca AKP hükümetini, Cumhuriyet ve laikliği tasfiye etmekle eleştiren kesimlere büyük bir kinle saldırdı.

Fanatik ve militan bir üslupla muhalif ve ilerici kesimleri azarladı.

AKP iktidarının dinci-faşizan bir diktatörlük kurmaya çalıştığını söyleyenleri yukarıdan ve buyurgan bir üslupla tehdit etti.

Erdoğan, her rejim tartışmasına dizginlenmemiş bir öfkeyle katıldı.

Çünkü Türkiye’de siyasal çatışma ve saflaşmanın merkezinde uzunca süre “Cumhuriyet tartışması” bulunuyordu.

İşte bu nedenle Erdoğan, kendisini ve partisini Cumhuriyet’in kazanımlarını yıkmakla eleştirenlere, “Kimsiniz siz ya!” diye bağırıyordu.

Ve devam ediyordu, “Cumhuriyet sizin malınız değil. Geçti o günler…” Bu sözler 1923 Cumhuriyeti’nin yıkıldığının ilanıydı.

Gerçi halk kim olduğunu 7 Haziran’da diktatör müsveddelerine gösterdi.

Totaliter ideolojiye dayanan bütün diktatörler gibi kendi dar programını toplumun tamamına dayatıyordu.

Dahası bu ideolojinin kutsal olduğuna inanıyor, “Allah rızası için savaştığını” düşünüyordu.

Bu durumda her yol meşru, her sahtekârlık hak, her hile hukuk ve her yalan sevap oluyordu.

Tehlike esas olarak buydu. Akıl ve bilim bir yana bırakılmıştı.

Ülke ve toplum eleştirilemez, tartışılamaz, itiraz edilemez ve sorgulanamaz doğmalara göre yönetilmek isteniyordu.

İşte 7 Haziran’da halk buna hayır dedi.

Ancak öyle anlaşılıyor ki, sandıkta ortaya çıkan sonuç siyasetin mimarisine yansımayacak.

Çünkü bir dizi siyasal cambazlıkla AKP, iktidarın büyük ortağı olarak tutulmak isteniyor.

Bu durum derin bir kiriz ve çatışma demektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar