S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Sevgi ve sorumluluk

Yeni yılın ilk saatlerinde İstanbul’da bir eğlence mekânında masum insanlara yönelik gerçekleştirilen insanlık dışı terör saldırısı bizleri çok üzdü. Bu saldırıyı ve her türlü terörü şiddetle kınıyor ve bir kez daha yaşanmamasını diliyorum.


Ülkemizin teröristlerin hedefi haline getirilmesinde ki sebepler nelerdir?


Hangi dönemlerde ülkemiz terör ya da isyan olayları ile karşılaşmıştır?


Son dönemlerde artan terör olaylarının arkasında hangi güçler, hangi ülkeler var?


Dünya ülkeleri ve millet olarak teröre karşı birlikteliği sağlamak için neler yapmalıyız?


Ülkemizde otuz, kırk, elli sene önce gerçekleştirilen, tarihin kirli sayfalarında yer alan terör ve isyanların arkasında hangi güçlerin olduğu ne amaçla bunları gerçekleştirdikleri artık biliniyor. 


Geçmişte ne yaşandığını bildiğimiz için bugün yaşananları doğru analiz edip, doğru çözümler oluşturmalıyız,
Bu konuda siyasilerimiz üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirmek zorundadırlar.
“Siyasetin doğru ve sağlıklı yapılabilmesi siyasetçilerin hak talep etmeleri ile değil, sorumluluklarını yerine getirmeleriyle başlar.” 


Sizce siyasetçilerimiz sorumluluklarını hangi ölçüde yerine getiriyorlar?


Bu konu da evet başarılı yerine getiriyor diyebileceğimiz kaç siyasetçi var?


Siyasetçinin sorumluğu deyince ne anlıyoruz?


Siyasetçinin sorumluluğu nerede başlar nerede biter? 


Bu soruları mutlaka düşünmüşsünüzdür?


İktidar ya da muhalefet milletvekillerinden kaçını tanıyor? 


Tanıdıklarınızdan kaçını beğeniyorsunuz? 


Milletvekillerinin TBMM Genel Kurulu’nda bir birleri ile kavga etmelerini beğeniyor musunuz?


Komisyonlarda görev yapan muhalefet milletvekillerine söz verilmemesini, sorularının cevaplandırılmamasını, önergelerinin işleme konulmamasını nasıl karşılıyorsunuz?


TBMM’de çıkan yasalardan ne denli bilgi sahibisiniz? 


İktidar ya da muhalefet partilerinde farklı fikirlere sahip milletvekilleri birbirlerine karşı ne denli hoşgörülü davranıyor? 


Muhalefet ve iktidar milletvekilleri, yöneticileri birbirlerine ne denli karşılıklı sevgi saygı içerisinde davranıyor?


Siyasilerimiz ile ilgili sorular bunlar. Ya biz?


Toplum olarak birbirimize ne denli saygı gösteriyoruz?


Farklı inanç, düşünce, ırk, dile sahip herkese sevgi, saygı, anlayış gösteriyor muyuz?


Geçmişten bu güne değin neler kazandık, neler yitirdik?


Yitirdiklerimizin bedellerini nasıl ödedik, çocuklarımız nasıl ödüyor ve ödeyecekler?


Dün yaşadığımız sevgiyi bugün yaşayabiliyor muyuz, çocuklarımıza nasıl bir sevgi öğrettik? Sevginin onların yaşamındaki yeri nedir?


Doğayı, çevreyi, hayvanları seviyor muyuz onları koruyup, tahrip edenlere karşı çıkıyor muyuz?


Doğayı, yeşili sevmeyen, rant için katleden ya da katledilmesine izin veren yöneticileri hangi gerekçe ile olursa olsun seçmeye desteklemeye devam ediyor muyuz?


O zaman Amerika’da Kızılderilileri öldüren topraklarına el koyan beyaz adamdan biz ne kadar farklıyız.
Biz farklı olmalıyız;


Bilimin ışığında hayatın gerçekleri ile beraber; insanı insan olarak, doğayı, hayvanları, ormanları sevmeyi öğrettiler, yoksula yardımı, açı doyurmayı, mütevazılığı öğrettiler.


Geçmişte bize öğretilen hümanizmi bu gün niye yaşama geçiremiyoruz? Çocuklarımıza niye öğretemiyoruz? Anayasaya aykırı olarak kendi düşüncesini zorla kabul ettirmek adına tebliğ çıkaran kamu görevlisi farklı bir eğitim mi almış. Bu tahammülsüzlük bu dayatma niye?


Ya da; yılbaşı bileti satan Noel Baba giysisi içerisinde yer alan bir kişinin kafasına oyuncak ya da gerçek silah dayayan ve bunu sosyal medyada paylaşan kişi ya da kişiler toplumu ayrıştırıcı bu davranışı kimlerden cesaret alarak ve ne için yapmaktadır. 


Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak; ülkemizde isteyen camiye, isteyen kiliseye, isteyen havraya gitmekte özgürdür. İsteyen hacca - umreye gider, istemeyen gitmez, ister bir inancı olur, ister inanmaz ateisttir. 


Müslümanlıkta sevap ya da günah ne yaparsan yap Allah ile kul arasında olup üçüncü kişileri ilgilendiren bir boyutu olmadığına göre; bu tahammülsüzlük, zorbalık, sevgisizlik neden?


Ülke olarak zor günler yaşadığımız bu dönemde bizlerde çevremize bakarak ne olup bittiğini anlamaya çalışırken kendimize de bakıp özeleştiri yapmalıyız.


Ülkemizi, insanımızı, her bir birey ve canlımızı, doğamızı sevmeli birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz.
Bu ülke bizim, bu insanlar bizim.

Önceki ve Sonraki Yazılar