Seyahatte 'çizgi' ötesi

Başlık, bir otobüs firmasının 'sloganıydı'. Sahiplerinin asıl faaliyeti 'captagon' ticareti olduğu, ve haptan elde edilen geliri seyahat şirketi üzerinden akladığı için, gıcır gıcır otobüsleri tam zamanında kalkar, koltukları doldurmak gibi bir derdi olmaz, izzet ikramda sınır tanımazdı.
Kamuoyu bu 'kara para organizasyonunu' şirket bir gün aniden baskına uğrayıp, yönetimi TMSF'ye devredilince öğrendi...

Bugün, otobüsçülerin eylemi var. Yüzlerce otobüs, Esenler Otogarı'nın giriş ve çıkışlarını kitleyecek...

Otobüsçüler 1994 yılından beri bir tekel olarak Esenler'i işleten Avrasya Terminal İşletmeleri A.Ş. Avter'in 'anormal' giriş-çıkış ve saati 5 lira olan park ücretlerini mesele ediyor, fakat asıl sorun başka yerde.
Otobüsçüler 'mafyaya' karşı ayaklanıyor.

1994 yılında irili ufaklı otobüs şirketlerinin ortak olduğu Avter, 25 yıl süreyle İstanbul Esenler Otogarı'nın işletmesini aldı. Bu sözleşme dört yıl sonra, 2019 yılında bitecek. Fakat aradan geçen süre içinde irili ufaklı otobüs şirketleri hisselerini “devretti”. Ya da “devretmek zorunda kaldı” demek daha doğru olur...

Ve Avter tek bir patronun kontrolüne girdi; Galip Öztürk.
Geçmişte Uluslararası Anadolu ve Trakya Otobüsçüler Derneği, Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş. ve Türkiye Otobüsçüler Federasyonu'nun kuruculuğunu ve yöneticiliğini yapan Öztürk, çete, tehdit, manipülasyon, zorla senet imzalatmak gibi konulara sahip davaların sanığı olarak da tanındı.
Son olarak 2012'de tutuklandı, ancak ondört ay sonra tahliye edildi. Erdoğan'a ve Mehmet Ağar'a yakınlığıyla bilinen Öztürk, davaların “Cemaat komplosu” olduğunu söylüyordu.

1994 yılında işlenen Kuvvet Köseoğlu cinayetinin azmettiricisi olarak aldığı müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından onaylanınca yurt dışına çıktı.
Hisselerini devrederek Avter'den çıkanlardan biri Urfa Cesur şirketiydi. Ancak, her ne hikmetse Avter'den çıktığı andan itibaren büroları “polis tarafından” düzenli olarak basılmaya başlandı. Bu durumdan Avter yöneticilerini sorumlu tuttular ve geçen hafta “pompalı tüfeklerle” başlayan tartışma kavgaya dönüştü, altı kişi yaralandı.

Otogar'a gelip, birkaç saat park ettikten sonra tekrar yolcu alarak çıkan bir otobüs, bazen gelirinden daha fazlasını giriş-çıkış ve park ücreti olarak 'Avter'e ödüyor.

Ve Avter, sahip olduğu 'tekel' sayesinde otobüs giriş çıkışlarından ve park ücretlerinden ayda yaklaşık 20 milyon lira kazanıyor.

Avter sadece İstanbul'daki örnek. Anadolu'daki irili ufaklı pek çok otogar işletmesinde de aynı düzen hakim...

Ve otobüsçüler bu düzeni değiştirmek için ayaklandı...

Önceki ve Sonraki Yazılar