Şeytanın önüne yatan askerler

Türkiye’nin 14 yıllık AKP iktidarı altına yatarak gerçek ve renkli bir açık hava tımarhanesine dönüştüğünün en büyük kanıtlarından birisi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözde Aile Bakanı hakkında “Ensar’ın önüne yattı” çıkışı sonrasında Hürriyet’ten Ayşe Arman’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na hak veren yazısı yüzünden başta Ertuğrul Özkök ve pek çok sosyal medya kullanıcısı tarafından cesur kalem ve hatta kahraman ilan edilmesi oldu. Ok… Yine uzun bir cümle oldu ama anlaşıldı sanırım.

Cesur kalemliğin ve kahramanlığın Ayşe Arman’a kadar düştüğü günümüz şartları altında 10 yaşında bir çocuk zekâsının ifade edebileceği gerçekleri yazmak gerçekten de cesaret isteyen bir eylem oldu Türkiye’de. Peki, Ertuğrul Özkök’ün süper kadın medya kahramanı Ayşe Arman ne yazdı? Yine Hürriyet’ten Ahmet Hakan ve ona bile hala düşman olan havuz mikroplarının tenasül uzuvlarından anladığı “önüne yatmak” ifadesinin iddia edildiği gibi olmadığını, sözde aile bakanına karşı taciz içeren bir anlam taşımadığını yazdı. Bu kadar basit bir gerçeği yazmak bile, hele de Hürriyet’te yazmak bile bir kahramanlık destanı oldu Türkiye’de. Hem yazık hem gülünç.

Ülkemizin başına kâbus gibi çöken ve çoktandır tıbbın konusu olmuş, eninde sonunda gerçek hukukun da konusu olacak azılı bir çetenin aklı, fikri ve zikri maalesef ki 7/24 belden aşağı çalıştığı için “önüne yatmak” ifadesini de yine belden aşağı algıladılar ve Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı ahlaksızca, hayâsızca, zındıklar gibi, kâfirler gibi, Mekke müşrikleri gibi saldırıya geçtiler. Dervişin fikri neyse zikri de odur hesabı bir sosyal olay yaşandı Türkiye’de. Maalesef ‘ön’ ve ‘yatmak’ gibi iki sözcük yan yana gelince iktidar ve çevresinin akılları başlarından gidiyor. Demek ki bir iktidar ehlinin yanında bu sözcükleri kullanmamak gerekiyor. Maazallah şehvet içinde kalabiliyorlar. Kadın, erkek, çoluk çocuk, damacana, rulman demeden hemhal olabiliyorlar. Siyasi iktidar ile öteki iktidarı aynı şey sanıyorlar. Ne zavallı bir ergenlik yaşamış bunlar. Yazık.

Sözde muhafazakâr AKP sağcılığı sayesinde dünya sosyologları için kusursuz bir sosyal laboratuvar olduğunu yeniden kanıtladı Türkiye. Çünkü çocuk tecavüzlerinin araştırılması bile engellendi mecliste. Çocuk tecavüzlerini dert etmeyenler Türkçeyi başka bir yerlerinden anladıkları için “önüne yatmak” ifadesini duyar duymaz bir Tecavüzcü Coşkun’a dönüşüverdiler. Biz de saf saf bunların çocuk tecavüzlerine karşı olabileceklerini sandık. Karşımızda normal insanlar olduğunu sandık. Türkiye tarihinin en karanlık zamanlarını yaşadığımızı unutuverdik.

Mecliste yaşanan sözde aile bakanını gensorudan kurtarma tebrik kuyruğunun utancı, emin olsun o zındıklar ki, bir ulusun yaşayabileceği 100 yıllık bir utanca yeter de artar bile. Çocuk tecavüzlerini araştırmayı reddedenlerin isimlerini tarih yazdı. Biz de yazdık. Ama sileceğiz bu korkunç utancı hiç merak etmesinler. Biz çarpmasak Allah çarpacak artık bunları. Kurtuluş ümitleri de kalmadı. Bütün uyarılarımıza rağmen sapık bir şeytanın askeri oldular. Hiç şüphesiz Allah’ın dolduracağını vaat ettiği cehennemin odunu olacaklar.

Karaman’da yaşanan AKP’nin Ensar Vakfı’na ait yurtta gerçekleşen sistematik çocuk tecavüzü skandalını ortaya çıkaran gazeteci dostum BirGün Gazetesi muhabiri Serbay Mansuroğlu’nu kutluyorum. Sadece Türkiye’de değil, dünya çapında bir gazetecilik başarısıdır söz konusu olan. Hem de 2016 Türkiye’sinde. Yurt Gazetesi’nden önce uzunca bir süre Pazar yazıları yazdığım BirGün Gazetesi’nde yazmama vesile olmuştu Serbay Mansuroğlu kardeşim. Bu nedenle haber ne kadar trajik ve üzücü olsa bile gazetecilik refleksi gereği Türkiye’de her şeye rağmen hala gazetecilik yaşıyor diyerek mutlu ve gururlu da oldum. Serbay Mansuroğlu Türkiye’nin gazetecilik geleceğidir.

Bütün bu Ensar rezilliğinin hiç kuşkusuz en dramatik figürü yine Hürriyet’ten Ahmet Hakan oldu. Ayşe Arman o çok cesur kalemiyle kahraman gibi fırlayıp Kemal Kılıçdaroğlu’nu savunurken Ahmet Hakan yine Ensar vakfı denilen paralel yapının önüne yattı.  “Önüne yatmak” deyimini o da belden aşağı anlayacak kadar hem Türkçe’den ne kadar uzak olduğunu hem de ne kadar diğer İslamcı kökenliler gibi kadına neresiyle baktığını kanıtlamış oldu. Ahmet Hakan’ın dramı zaten bu sözde İslamcıların dramıdır. Ahmet Hakan, Türkiye’nin iflas etmiş gazeteciliğidir. Nokta.

Bizim kalbimiz temiz. Biz muhaliflerin kalbi temizdir. Çoğumuz namaz kılmıyoruz belki. Hatta belki dinlere de inanmıyoruz bazımız. Doğrusu bizler Ensarcıların herkesi cebren ve hile ile sokmaya çalıştıkları cennete gitmek istemiyoruz. Memnunuz halimizden. Ensarcılar ile Ensar’ın önüne yatanlarla aynı mekânda bulunmak zaten şu ara epey canımızı sıkıyor. Ensarcılarla, Ensar sponsoru olanlarla, Ensar’ı eleştirmeyip Türkçe’yi doğru kullanmaktan başka bir suçu olmayan zavallı Kemal Kılıçdaroğlu’na ahlaksızca ve alçakça saldıranlarla aynı zaman ve aynı mekânda yaşıyor olmak zaten başlı başına bir cehennem iken çocuk tecavüzü ve pedofili koruyucularının hepimizi zorla tıkmaya çalıştıkları cennet bizden uzak olsun.

Mecbur musunuz kardeşim herkesi zorla cennete götürmeye? Paralel cemaat yetmedi bir de sizler kurmuşsunuz 150 tane herkesi zorla cennete sokmaya çalışan türlü türlü vakıflar, sözde sivil toplum dernekleri… Bizim ne işimiz var hırsızların, katillerin, tecavüzcülerin, pedofililerin ikamet ettiği cennette. Biz cehennemde serin serin yanarız Yunus Emre gibi siz dert etmeyin.  Siz orada birbirinizi bademleyin, birbirinizin önüne arkasına yatın. Sizleri gördükten sonra anladık ki huzur cehennemdeymiş.

Biz kalbi temizler Muammer Güler Reza Zarrab’ın önüne yattığı sırada aklımıza homoseksüel bir ilişki fantezisi getirmedik. Ayrıca olsa bile bize ne. Herkesin kendi tercihidir, özel hayatıdır. Yeter ki halkın parası, çoluğun çocuğun rızkı çalınmasın. Siz nasıl oluyor da her sözcüğü tenasül uzuvlarınızla algılıyorsunuz? Allah size beyin ve kalp vermedi mi? Sadece tenasül uzvu mu verdi? Kalbiniz mühürlenmiş sizin. Anca o herkesi sokmaya çalıştığınız cennette şeytana açtırırsınız o mührü siz. “Allah kurtarsın sizi” demek için bile çok geç. Şeytanın önüne yattınız hepiniz. Şeytanın önüne yatan zavallı askerlersiniz siz. Biz de buna şahidiz.

Biliniz ki, Ensarcılar ve önüne yatanlar artık yok hükmündedir. Pek yakında tıbbın ve gerçek hukukun konusu olacaklardır. Keşke biraz bilim öğrenselerdi de sapık ilimler peşinde koşmasalardı.



Önceki ve Sonraki Yazılar