Seccade Pentagon'dan, tespih CIA'dan...

Türk sağının özeti Necip Fazıl’dır aslında, izah etmek için uzun uzun uğraşmaya gerek yok. İktidara, “Üç kuruş atın da sizin için ideolojik mücadele yürüteyim,” diye sürtünen Türk sağ ‘aydın’ malzemesi, bugün kah kafasına jöle sürerek, kah iktidarın gazete köşesinde Alevi makyajı yaparak, kah ‘muhalif-Kürt-İslamcı’ diye ekran ekran dolanırken iktidar kontenjanından Meclis’e sıçrayarak, küçük küçük Necipçikler halinde karşımıza çıkıyor. Her dönemin iktidarı, kendi Necipçiklerini besliyor, büyütüyor…

AKÇE PARILDAMASI

Necip Fazıl, cümle zamane sağ ‘aydın’ malzemesi gibi, bir iktidarı yeterince sağamadığını düşündüğü vakit, başka zihni parıldamalar yaşayan, akçe parıldamasını takip ederek başka iktidarlara sürtünen özel bir ‘tip’tir. Bu tip, ideolojik olarak ‘iktidar’dan kopamaz; iktidar kim olursa olsun, ideolojisinin saatini yeni iktidara göre ayarlar.
Necip Fazıl, yükselen Amerikan emperyalizminin ‘iktidar’ potansiyelini anlayacak kadar tilkidir; ikinci emperyalist savaşın ardından Amerika’ya bağlılık fikriyatıyla zuhur etmiştir. İktidara satmaya uğraştığı, hatta üç bin, beş bin diye fiyat biçtiği ‘ideoloji’si, saltanatı, saltanatın hilafetiyle amorflaşan bir İslamcılığı, Türkçülüğü, yani bölgede komünizme karşı hizmete sokulabilecek tüm bir gerici fikriyat bütününü içerir.

ABDULLAH GÜL NE HEDİYE ALDI?

Türk sağı, Necip Fazıl’ın üç bine, olmadı beş bine, Adnan Menderes Beyefendi’ye satmaya uğraştığı bu ideolojiyle büyümüştür işte!
Dile kolay, şimdinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile mümtaz sağ yazarlardan Fehmi Koru’nun, zamanında devlet bursuyla gittikleri İngiltere’den dönüşte  ‘üstad’ diye andıkları Necip Fazıl’a ne hediye alacaklarını istişare etmişlikleri vardır. Fehmi Koru, Necip Fazıl’dan söz ederken, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendisi ve arkadaşları üzerinde en büyük etkilerden birine sahip Üstad” ifadelerini kullanmaktadır. Fehmi Koru’ya bütün kalbimle katılıyorum. Üstad, onların üstadlarıdır.

‘YEŞİL KUŞAK’ KUŞAĞI

Türk sağının insan malzemesi, Necip Fazıl’ın fikriyatı ve karakteriyle yoğrulmuştur. Bugün Türk sağına hayat veren damarlar, Necip Fazıl’ın ideolojik afyonuyla doludur. İttihatçı devrimciliğe karşı Abdülhamitçi, bilime karşı medreseci, kadına karşı ‘recm’ci bir ideolojidir bu.
Eğer bugün ortada seccadesini Pentagon’un, tespihini CIA’nın temin ettiği koskoca bir ‘Cemaat’ varsa, Amerika Necip Fazıl’ın parayla satmaya çalıştığı ideolojiyi ‘Yeşil Kuşak’ diye işlediği içindir. Emperyalistlerin ve uşaklarının ‘örtülü ödenek’leriyle beslenen ve Komünizmle Mücadele Dernekleri’nde yeşertilen bu kuşak, bugün bir ülkenin kaderini belirlemektedir.

HAKİKİ MÜSLÜMAN AYAĞA DİKİLİYOR

İktidar olmuş Necip Fazıl’ın neler yapabildiği artık açıkça görülmektedir. Bu nedenle, ‘komşusu açken tok uyumayan’ hakiki Müslüman, Osmanlı’nın mundar ettiği, Necip Fazıl’ın ücret mukabili ‘çağ’a uyarladığı bu ideolojik ucubenin karşısına dikilmektedir. Evet, hakiki Müslüman bugün artan sayılarla ayağa kalkmakta, üçkağıtçılar tarafından formüle edilen Türk sağ ideolojisinden kopmaktadır. Müslüman, kapitalizme karşı dikiliyorsa, bu ülkede umut var demektir.
Lakin iktidara sürtünmekten beyinleri aşınmış ‘sol Necip Fazıllar’ bu Müslüman’ın bu ayağa dikilişini algılayamamaktadır. Türk sağ ideolojisiyle kavga edeceğine, İttihatçı devrimcilikten, Resneli Niyazilerden başlayarak Denizlerle, Mahirlerle ve bir bütün olarak Türk soluyla kavga etmeye ant içmiş ‘sol Necip Fazıllar’ da, elbette bu işi ücreti mukabili, emperyalizmin fonlarından beslenerek yapmaktadır. Eh, ne diyelim, afiyet olsun!

Hakan Gülseven'in Pazar Tortusu köşesinde yayınlanan yazıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar