Sıkıntı yok!

Bazı sözcükler, yabancı dillerden, genellikle de İngilizce’den içeriği boşaltılarak aynen dilimize çevriliyor, önce birkaç kişi arasında konuşulurken internete sıçrıyor, oradan televizyon dizilerine geçiyor, sonunda bir mikrop gibi toplumun tüm katlarına yayılıyor, birkaç yıl sonra da unutuluyor, izleri sadece lumpen sınıflarda kalıyor.

Bir zamanlar “hayret bişiy” modası vardı, şaşırtıcı bir durumla karşılaşılınca söylenirdi, ya da birini eleştirecek olanlar “ay, hayret bişiysin yani” derlerdi. Sonra “bakarız” modası çıktı, bir işi yapmak istemeyenlerin işi uzatıp, ipe un sermek için kullandıkları bir sözdü. Eşzamanlı olarak “size döneriz” sözü türedi, genellikle işbaşvurusu yapanları kibarca reddetmek anlamına kullanılır oldu. Birinin içini rahat ettirmek için “o iş bende” denir oldu. Hatta “oha!” sözcüğü bile bir süre sosyetenin gözde iltifatlarından biri haline geldi.

Son zamanlarda toplumumuzun en sevdiği sözcük ise “sıkıntı yok!” Her derde deva, herkesin işine yarıyabiliyor. Birisi size  “sıkıntı yok” dediği zaman gerçekten de hiçbir sorun yokmuş gibi rahatlıyorsunuz.

Pazarda “domates acaba GDO’lu olabilir mi?” diye soruyorsunuz, yanıt: “Sıkıntı yok abi, Çanakkale’nin.” Başkasına “Bu karpuz kabaktan aşılanmış olabilir mi?” diye soruyorsunuz, “Sıkıntı yok abi, Diyarbakır’ın” deyiveriyor. Siz de o malı alıp iç huzuruyla yiyorsunuz.

Bence iktidar tez zamanda bu sihirli sözcükten yararlanmaya başlamalı.
Örneğin, üretici yakınıyor, “mazot, tohum, gübre, banka borcu derken ürettiğimiz ayçiçeğiyle geçinemiyoruz” diye homurdanıyor mu? Verin yanıtını:
“Sıkıntı yok, ayçiçek yağını zaten ithal ediyoruz!”
-Gümrük Bakanlığı raporlarında Reza Zarrab’ın, İran’ı dolandırmaktan tutuklu Babek Zencani ile para ve altın ilişkisi olduğunu saptadı. Ne dersiniz?
-Sıkıntı yok, adam büyük futbol kulüplerine yüklü bağışlar veriyor.
-Ona o ödülü bu yüzden mi verdiniz?
-Sıkıntı yok dedik ya kardeşim. Adam yatında sanatçıları ağırlıyor. Üstelik o yattan gizlice Doğan grubu yöneticilerinin oruç yerken resimlerini çekiyor, biz de medyamıza servis ediyoruz.
- Rabia Ana Yeşil Yol projesine karşı çıkıyor, bu konuda birşey diyecek miniz?  
-Sıkıntı yok, o kadın zaten terörist!
-IŞİD’li mi, yoksa PKK’lı mı?
-İkisi de değil, BHH’lı.
- Gazi’de 15 kurşunla öldürülen Günay Özarslan’a olay yeri tutanağına göre yargısız infaz yapılmış.
-Sıkıntı yok, Müslüman mahallesinde salyangoz satıyordu.
-IŞİD terör örgütü mü?
-Sıkıntı yok. Yargıtay yerel mahkemeden DAEŞ’in terör örgütü olup olmadığının araştırılmasını istedi. Bakarız.
-Suruç soruşturması ne oldu?
-Sıkıntı yok. İstanbul Valiliği metrolara ve AVM’lere bomba atılabileceğini açıkladı. Vatandaş  sokağa çıkmayıversin, biz de işimizi daha rahat yürütelim.
- HDP’yi kapattıracak mısınız?
-Sıkıntı yok, MHP zaten Yargıtay Başsavcısının harekete geçmesini istedi.
-Ya çözüm süreci, Dolmabahçe mutabakatı?
-Sıkıntı yok. Mutabakatla artık mutabık değiliz. Dolmabahçe’de şimdi teröre karşı gizli kabine mutabakatı yapıyoruz.
-Koalisyon görüşmeleri nasıl gidiyor?
-Sıkıntı yok, önce savaş koalisyonu, sonra erken seçim koalisyonu kuracağız. Biz size döneriz.
Böyle olursa, bize de galiba “sıkıntı yok” deyip sosyetenin o ünlü övgüsünü yinelemek kalacak: “Oha yani!” 

Önceki ve Sonraki Yazılar