Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Silivri'nin taşları veya Erdem'e Eren'leri!

Kimi 31 Mart‘a, kimi sonrasına bakıyor

CHP‘de kimileri yüreklerinde koca bir taş bastırmış, ilçe ilçe, mahalle mahalle, kapı kapı seçim çalışmasına dalmış canla başla partileri için çalışıyorlar.

Örnek mi istiyorsunuz?

Örneğin İzmir-Karabağlar'da emekli öğretmen ablamız Ayla Karadeniz.

Oluşturduğu büyükçe bir kadın grubuyla ev ev ziyaretler yapıp orada CHP'li belediyenin ne olduğunu anlatıyor.

Kimileri kurultay hesaplarıyla adayları tayin ederken, parti içi iktidarı kaybetmemek için her türlü yönteme başvururken, kimileri de hatta belediye başkanı seçildi de, daha ötesinin hesapları içinde boğulmuşcasına dev aynalar diyarında hayallerini büyütüyor.

“İmaj ve algı herşeydir” ruh hali bulaşıcıymış.

Ama nedense bazıları Türkiye’nin çok değiştiğini ve aslında seçimlerde kazanmanın bile yolun daha başlangıcı olduğunu ve mevcut ve korkarım gelecekteki politik ortamımızda kazanılan koltukların aslında Silivri Zindanı'na giden yola döşenen taşlar olabileceğini halen anlamamış gibiler!
 
                           ***

Silivri deyince, geçen hafta Silivri Zindanı’nda ziyaret ettiğim Eren Erdem ve onun söylediği bazı konular aklıma geldi.

Silivri Zindanları artık toplumumuzda önemli bir yer edindi.

Ergenekon gibi tertipleri ile 26. Genelkurmay Başkanı dahil Silahlı Kuvvetler'in binlerce subayı ve çok sayıda siyasetçi, gazeteci ve muhalif Silivri zindanlarına atıldı ve tasfiye edildi.

Ama aynı zamanda direnişin sembolü oldu Silivri.

Özellikle vefa duygusunun ve ihanetlerin, insanlığın ve vicdanların sınav salonu haline geldi Silivri duruşma salonları ve zindanları...

                           ***

Eren Erdem son zamanlarda ihaneti de vefayı da yoğun şekilde gördü orada ve yaşıyor.

O da bağrına taş koyanlardan.

Tüm partililerin, antidemokratik, sağlıksız ve adaletsiz aday belirleme sürecine rağmen genel merkezce atanan adayları desteklemesi gerektiğini içten şekilde belirtiyor.

Önce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP Meclis Grubu’na TBMM ‘de özellikle salı günleri yapılan gurup toplantılarında kendisini sık sık gündemde tutup destekledikleri için çok müteşekkir olduğunu dile getirdi.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kendisini ziyaret etmemiş olsa da özellikle 26. Dönem Milletvekili arkadaşlarının ezici çoğunluğu bizzat ziyaretlerle yanında olduklarını dile getirmişlerdir.

CHP Grup Başkanvekilleri'nden Levent Gök, Eren Erdem’in eşinin pasaport tahditin kaldırılması için canla başla çalışmış ve yardımcı olmuştur.

Barış Yarkadaş ve diğer ismini burada zikretmediğim bir çok milletvekili arkadaşı vefa göstermiş, kendisini çok desteklemiştir.

                           ***

Ama CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı MUHARREM İNCE’nin gösterdiği destek ve vefa örneğinin yeri siyasi liderlik, destek ve sahiplenme bir yana, özellikle insani boyutlarda bambaşka Eren Erdem’in dünyasında.

Muharrem İnce kendisini Silivri’de defalarca ziyaret etmekle kalmamış, eşini, çocuğunu ve ailesini de sürekli arayıp sormuş, yalnız bırakmamıştır.

Baskı, tecrit ve tahditlerin son bulması için açlık grevine başvurmak zorunda kalınca da Muharrem İnce bizzat Adalet Bakanı ile de görüşerek özellikle tecrit ve tahditlerin kaldırılmasına belirleyici katkıda bulunmuş, şartların yerine getirilmesini sağlayarak ve Eren Erdem’i Silivri’de ziyaret ederek açlık grevine son vermesini sağlamıştı.

Muharrem İnce tüm bu tavır, tutum, destek ve her haliyle Eren Erdem için siyasi bir lider olmanın ötesinde, insani anlamda da saygın bir büyüğü haline gelmiş.

Hapis ortamında dik duruş da, vefa da, sevgi de, saygı da bir başka oluyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar