​Silkele düşecekler!

Nazım'ın şiirine gönderme yapar gibiydiler... Dün pazar günüydü... Ve sanki uzun bir aradan sonra, bir pazar günü ilk kez güneşe çıkmıştı insanlar... Ellerinde bayrakları dudaklarında özgürlük türküleri...  Bir yanda gençler bir yanda çocuklar, annelerinin elini çekiştirerek koşuyor... Bizim gençlerimiz, bizim kadınlarımız, bizim çocuklarımız, bizim insanlarımız... Coşku ve heyecan pik noktada...
Büfeci Kazım, caddenin karşısındaki Kasap Mustafa'ya icten bir "merhaba" gönderiyor gür sesiyle... Sanırsınız ki nam-ı diger Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir, Bodrum kalesinden sesleniyor... Tebessüm ediyor Mustafa... Ve  "Günaydın komşu" diye karşılık verirken, daha bir hırsla süpürmeye devam ediyor dükkanının önünü...

***

Oysa burası Bodrum değil... Bu betimlemeler ve imgelemeler de sıradan bir öykünün unsurları değil...
Dün Bakırköy'de ve Güngören de tanık olduğum gerçeğin ta kendisi...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul 3. bölge seçim turundan manzaralardı... Kılıçdaroğlu, dün sabah Bakırköy'den başladı proğramına ve akşama kadar bu bölgenin neredeyse tüm ilçelerini (3.bölgenin 13 ilçesi var) dolaşıp, kısa kısa "nokta miting"ler yaptı. Bunlar daha önceden izni alınan açık hava toplantıları değildi. Nitekim, Kılıçdaroğlu, Bakırköy Özgürlük Meydanı'ndaki kalabalığa seslenirken, "Bu ne hal? Korsan miting yaptığınızın farkında mısınız? Hepinizi Silivri'ye' götürebilirler" diye espri yaptı...

***

Burada bir ayrıntıya değinmek zorundayım... O da meydanın adıyla ilgili... Ben "Özgürlük Meydanı" diyorum ama bugünkü resmi adı Cumhuriyet Meydanı... 1989'da "Özgürlük Meydanı" idi... Ki o tarihlerde, bir "Serbest kürsü" bir de kapalı devre yayın yapan bir radyo koymuştu oraya merhum Belediye Başkanı Yıldırım Aktuna... Ancak, yasalara aykırı diye, polis el koymuştu hem kürsüye hem de radyoya... Hatta kürsü zincirle bağlanarak gözaltına alınmıştı... Ve aradan yıllar geçtikten sonra, AKP yönetimi, meydanın "Özgürlük" adını kaldırıp, Cumhuriyet olarak değiştirdi. Kimse de itiraz edemedi tabi... Zira, AKP'liler, "Ne o Cumhuriyete karşımı sınız?" diyebilirlerdi...

***

Kılıçdaroğlu, kısa konuşmasından sonra konvoy eşliğinde yoluna devam etti... İncirli Caddesi boyunca, evlerin balkonları ve pencereler salkım saçak. El sallayanlar, sevgi gösterenler... CHP lideri otobüsün ön camından herkesi selamlıyor. Yanında, İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, milletvekilleri; Bihlun Tamaylıgil, Engin Altay, Süleyman Çelebi, Faik Tunay ve Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu da var... Otobüsün peşinden koşuyor insanlar.. Kimileri kendini aracın önüne atıyor... Bu arada biri eline yakaladı Kılıçdaroğlu'nun ve aynen şöyle dedi: Silkele, silkele! Ha düştü ha düşecekler!

***

Bana göre, hikayenin özeti buydu...
Ki, bu sözü bir kaç yıl önce, 9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, kendisini ziyarete gelen bir grup eski DYP'liye söylemişti... O ziyarette Demirel'e, "Efendim, geçin başımıza da ülkeyi şu AKP  istibdadından kurtarın!" demişlerdi. Demirel de nüfus kağıdın cebinden çıkarıp, "Şunu 10 yıl aşağıya çekin"dedikten sonra bir tespit yapmış ve şöyle demişti:
"Bakın! Sararan armut dalında durmaz! Bunlar ise sapına kadar sarardı! Silkeleyin, silkelemeye devam edin, göreceksiniz ki düşecekler!"

***

Ve görüyorum ki bu tespit, bütünüyle sokağa yansımış. Vatandaş, Kılıçdaroğlu'ndan bu bağlamda bir beklenti içerisinde.
Bu seçim kampanyası sürecinden izlediğim ve dünkü tespitlerimde edindiğim izlenim şu;
CHP'nin kampanyası tuttu. Hem, somut projeler bazında hem de sloganları ile seçmende önemli bir güven ve umut yarattı. Zira CHP, uzun yıllar sonra halkın önüne çok somut hedefler koydu. "Yaşanacak bir Türkiye" anlaşılabilir ve heyecan yaratan temel bir slogan. Ekonomik söylemlerin öne çıkarılarak ardına sosyal politikaların eş anlı olarak eklenmesi ise başta AKP olmak üzere öteki siyasi çevrelerin ezberini bozdu ve CHP gündemi belirleyen parti konumuna geçti. Ve CHP, silkelemeye devam ediyor. Düşmeleri lazım. Adalet adına, hukuk adına, özgürlük, hakça üretim, hakça paylaşım,eşitlik, daha çağdaş daha modern bir Türkiye adına silkeleyin! Silkeleyin düşecekler!

Önceki ve Sonraki Yazılar