Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Şımarık meczuplar

Unutmayacağız, unutturmayacağız!


Yüzsüzlük, pişkinlik, iftira .

Günümüzün geçerli cehalet ve meczupya akçesi bu. 

 
Bu üç kelime Cumhuriyet tarihimizde hiç bir zaman son yıllarda olduğu kadar gündeme gelmedi ve hatta onu belirlemedi.


Birbirini tamamlayan ve insanlık onurunun ayaklar altına alınmasına hizmet eden bu üç kavramlı fiili durumlar meşrulaşmasa bile uydurulan kılıflar ile fiilen topluma dayatılmış vaziyette.

✶✶✶

İşin kötüsü kanıksanıyor en vahim işler.


Bu karanlık durumun sonucu elbette:  riyakârlık, yalan, dolan, tehdit, tertip.


Yalanın sonu yok!


İftiranın insafı yok!


Dilin kemiği ise, hiç yok!

✶✶✶

Unutmayalım, hafızalarımızı gündem yoğunluğuna kurban etmeyelim !


Hatırlayalım:


Kadıköy ‘de bile  “Yobaz ve bilimdışı müfredat sergisi”ni dört haddini bilmez yobaz, muhtemelen herhangi bir terörist tarikat veya cemaat mensubu meczup basıyor, sergilenen sanat eserlerini yerlere savuruyor.


Bu dört meczuba kim görev, talimat verdi?


Bu meczuplar da daha sonra yetkili siyasiler ile karakolda fotoğraf çektirdiler mi, acaba?


Ve oradaki namuslu çağdaş insanlar maalesef o meczuplardan daha cesur değildi. !


Birden HRANT DİNK ‘in katillerinin karakoldaki kahraman gibi sunuldukları fotoğrafları geldi gözümün önüne.


Kadınların giydiği pantolona kadar karışan sinsi garip ama korkunç IŞİD kafalı yobazlar sosyal medyada cirit atıyor.


Suriye’de eritilen İŞİD teröristlerinin bir kısmının ülkemize ve başka ülkelere  geçtikleri haber edildi.


Muhtemel ki sadece sosyal medyada değil, bizim topraklarımızda da cirit atıyorlardır.


Sokakta, otobüslerde özellikle kadınlarımıza karşı yobaz şiddeti artıyor.


Sapkın ve sapık kadın düşmanı, çağdaş eğitim ve yaşam tarzına karşı bir güruh hızla yayılıyor.


Memleket meczupların at oynattığı meydana dönüşüyor.


Mafya bozuntuları ve sapık meczuplar, bayağılaşmış şiddet şeklinde kol geziyor her yerde.


Savcılarımız bunları görüyorlar mı?


Hadi, hatırlatmaya devam edelim.

Gazetemiz YURT’tan bir haber:

Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü bir skandala imza atarak “Kadınla tokalaşmak ateş tutmaktan daha korkunç” demişti.


Yazıklar olsun!!!


Üniversiteye mi, ona mı, yoksa memlekete mi yanayım bilemedim.


Gerçi üniversiteleri böle böle sessiz ve kişiliksiz meslek yüksekokullarına dönüştürme projesi cabası.


Devlet iradesi ve güvenlikte boşluk duygusu yayılıyor ki, en tehlikeli olan da budur.


Ancak bu toplum bu güruhtan korkmaz.


Bu yapılanları da onların yanına bırakmaz.


Anlamak istemedikleri bu..


Meczuplar şımardılar! Hem de çok şımardılar!


Şımartanlar ise fena azdılar.


Hem de çok pişkinler.


İyi haber de: Birbirlerini yemeye başladılar.


Gerçi onlar kendi aralarında çıkar dünyasında daha kolay uzlaşırlar. 


Havuçla veya olmadı sopayla!

Önceki ve Sonraki Yazılar