Anayasa değişiklerinde elli yeni milletvekiline daha ulusça bakmamız öneriliyor.

Milletvekili sayısı 550’den 600’a çıkarılıyor.

Meclisin görevleri azalırken bu yeni elli milletvekiline neden ihtiyaç duyulduğu hiç anlaşılamadı.

Beş yıl için bunların getireceği ek maliyetin 187 milyon TL olacağı hesaplanmış.

Eski para ile bu 187 trilyon TL ediyor.

İş bu kadarla kalmıyor aslında.

Milletvekillerin her seçimde bir kısmı yedeğe alınıyor.

Bunlara örneğin TRT vb. önemli mevkilerde işler bulunması ve böylelikle uzaklaşmamalarının sağlanması gerekiyor.

Bunun ne kadar bir maliyet getirdiğini hesaplamak oldukça güç.

Maliyet hesabına, lâyık olmadığı için getirildikleri işlerdeki verimsizliklerini hatta başka çalışanlara bilerek veya bilmeyerek yaptıkları zararları da eklemek gerekiyor.

“Olsun ben bu yeni yükü de üstüme alırım” diyorsanız referandumda evet diyebilirsiniz.

Anayasada yapılacak değişikliklerle bir nevi başkanlık sistemine geçileceği açık.

Birçok önemli kararı başkanın alacağı anlaşılıyor.

Bu durum “iki başlılık olmaz” diye de savunuluyor.

Kararların hızla alınmasının çok yararlı olacağı düşünülmüş olabilir.

Ancak içinde bulunduğumuz ortamda ve bölgede örneğin dış veya iç çatışmalarla ilgili kararların hızla değil daha yavaş ve daha geniş bir çevrede tartışılarak alınması gerekiyor.

Birinci dünya savaşına birkaç kişinin oldubittisi ile girdiğimizi ve bunun az kalsın tüm Anadolu’nun kesin sömürgeleşmesi ile sonuçlanacak olduğunu yaşadık.

Şimdi “meclisin denetimi gene olacaktır” denecektir.

Ancak yeni kurguda bu denetlemenin hayli geç ve zor olacağı anlaşılıyor.

Aslında demokrasi az sayıda insanın ve özellikle tek kişinin yönetimi değildir.

Hatta çağımızda temsili demokrasinin bile yetersiz olduğu ve katılımcı demokrasiye geçmek gerektiği açıktır.

Örneğin keşke üniversitelerde öğrencilerin de yönetimde bir hakları olsa. 

Az sayıda insanın ve tek insanın bu denli güçlendirilmesinin ülkemiz açısından başka bir tehlikesi de var.

Ne çabuk unuttuk!

FETÖ’cü darbede bütün üst düzey yöneticilerin en yakınına kadar FETÖ’cülerin yer alabildiklerini görmüştük.

Şimdi cumhurbaşkanının en yakınına eleman sokmak böylelikle kestirmeden devleti ele geçirmek isteyecek birden fazla örgüt hazırlıklarına çoktan başlamışlardır bence.

Bir gizli suikastla veya bir yurt dışı seyahatten yararlanarak bu kriptolar kısa zamanda bütün devleti ele geçirebilirler.

Bu nedenle güç, iktidar ve yetki az elde değil daha geniş olarak paylaşılmalıdır.