Siyasal İslam hem bölgede hem de Türkiye’de büyük başarısızlık yaşıyor. Bir dönem kapanıyor.
Siyasal İslamcıların aydınlanmacılığa, moderniteye, akılcılığa ve seküler (laik) toplum modellerine yönelttiği eleştiri yaşam tarafından yanlışlanarak bütün gücünü yitiriyor, çöküyor.

Siyasal İslamcı hareketin AKP ve Cemaat fraksiyonları ile muhafazakâr sağ çevreler ve liberaller tarafından ABD ve AB desteğiyle oluşturulan yeni gerici tarihsel blok dağıldı. Ilımlı İslam projesi Tunus, Mısır, Irak ve Suriye’den sonra, bölgenin model ülkesi Türkiye’de de yıkılma sürecine girdi.
AKP, kendisini iktidara taşıyan ve orada tutan iç ve dış dinamikleri büyük ölçüde yitirmiş durumda. Geriye AKP’nin dayanacağı tek güç olarak seçmen desteği kalmıştı, o da önceki hafta yapılan 7 Haziran seçimleriyle bitti.

Bu nedenle Tayyip Erdoğan kitle desteğini yenilemeye, toplumdan tazelenmiş bir onay almaya çalışıyor. Bunu yapamadığı taktirde sadece iktidardan düşmekle kalmayacağını, yargı önüne çıkacağını ve kendisinden hesap sorulacağını biliyor. O hesabı veremiyeceği için de ecel terleri döküyor.
Kendi saltanatı ve diktatörlüğününün simgesi olan Kaçak Sarayı'ın "milletin malı" olduğu izlenimini yaratabilmek için Ramazan boyunca çeşitli bölgelerden getirilen yurttaşlara iftar verileceği bildiriliyor.

Bu bir siyasal iftardır.

Yine halk aptal yerine konularak din istismarı yapılıyor.
Erdoğan, kendisine ve AKP'ye yeniden meşruiyet üretmek için yoğunlaşmış İslamcı dil üzerinden toplumu bölerek kendi tabanını konsolide etmeye çalışıyor.
İktidarda tutunabilmek için herşeyi yapmaya hazır görünüyor.

Ancak ‘siyasal iftar’ da işe yaramayacak. Din tüccarı bu kez başarılı olamayacak.

Keskin Kalem