Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Siyaset ekmek kapısı olunca…

Ülkemizdeki en büyük belalarından biri siyasetin “ekmek kapısı” yani gelir, kazanç ve güç kaynağı olarak görülmesidir.
Her pahasına kaybedilmemesi gereken altın bilezik, yani profesyonel bir meslek olarak değerlendirilmesi…
Buna bir de biat ahlaksızlığı, sadaka, ceza, korku, hırsızlık ve yoksulluk eklenince…
Üstüne, Hukuk ve Adalet yok edilince…
Topluma hizmet yarışı olması gereken siyaset, hırsızlık, yolsuzluk ve hukuksuzluğun kendisi haline gelir.

✶✶✶

Böyle olunca siyasi fikirler ve programlar değil , kişisel çıkarlar ve şürekaları savaş meydanı haline geliyor siyaset.
3Y, yani; Yalakalık, Yalancılık, Yolsuzluk en değerli üstün kabiliyet olarak görülüyor.
Liyakat, milli çıkarlar, vatan, hak, hukuk bu tip siyasetçiler için sadece demagoji vasıtasıdır.
Sözde “milli olmak” , sözde “yerli olmak” ise, oynanan en çakma  sırıtan bir rol.
Milli ve yerli ne varsa dağıt, sat, peşkeş çek, sonra tek milli ve yerli ol!
Vallahi tek Göbbels  kıskanıyordur bunları.
‘Ben ne yaparsam yapayım, ne dersem diyeyim, hatta her gün farklı bir şey bile söylesem ben mutlak doğruyum (!)’

Siyasetin dili bu olmamalı.

✶✶✶

Bu tip siyaset bezirgânlarının ortak özellikleri vardır.
Akıl ve karakter bellekleri pek incedir.
Güçlü ve hızlı kıvırırlar.
Efendisine biat ederken, karşısındakilere saldırganlıkta ve  ahlaksızlıkta üstlerine yoktur.
Dakikaları dakikalarına uymaz.

✶✶✶

Ayrıca siyasette ne yapacağını bilmeden görev talep etmek yeni moda…
‘Kervan yolda düzülür’ .
Tam da develerin nakliye aracı olarak kullanıldığı zamanların Ortadoğu çöllerinin dünyaya bakış açışı.
Bizde bile maalesef halen egemen.
Sadece siyaset değil, eğitim, sağlık, güvenlik, sosyal, ekonomi  hayatımız da bu dürtü ile yönetilmiyor mu?

✶✶✶

“Bir şey olayım da, ne yapacağımıza bakarız” diyen birini düşünün.
Yanına da “ne iş olursa yaparım” diyen birini.
Aralarında siz fark görüyor musunuz?
Elbette var.

✶✶✶

İkincisi en azından ihtiyaç sahibi ve daha samimi…
Ancak yine de, Siyasi Partilerde ve seçimle gelinen karar makamlarında ikisine de yer olmamalı!
Kim olursa olsun, Seçimle alınan Yetki ve Görev, 2-3 dönem veya en fazla 10 yıl ile sınırlanmalıdır.
Ve bu kural Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri arasına konulmalı.
Başka türlü “efendiler” ve tetikçi yalaka profesyonel kölelerinden kurtulmak mümkün değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar