Siyasetle büyüyen şirketler siyasetle gidecek

Neredeyse doğal afetlerden bile “paralel”i sorumlu tutan bir dönemdeyiz. Asker ölüyor, “Paralel yaptı” deniyor, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Singapur’da kumar oynarken görüntüleniyor, haberi yapan gazeteci “paralelci” ilan ediliyor. Kısaca memlekette yolunda gitmeyen ya da hoşumuza gitmeyen her şeyi paralele ihale edip kenara çekilmek sokaktaki vatandaş için bile sıradan bir olay haline geldi.

AKP Hükümeti'nin Gülen Cemaati ile en sert dönem geride kaldı mı bilemiyoruz ama artık kamuoyunun yakından tanıdığı iş adamları da birer birer gözaltına alınıyor. Sahipleri, yöneticileri gözaltına alınan şirketler ekonomik olarak da zor bir sürece giriyor. Bank Asya’ya el konulmasının ardından banka yönetiminde olan işadamlarının neredeyse tamamı zor günler yaşamaya başlamıştı, hala bu dönemi atlatmış değiller. Çoğu bankadaki parasını alamadı, başka bankalardaki mevduatları da bloke edildiği için ciddi bir nakit sıkıntısı yaşadılar. Bir diğer vaka, Bugün Gazetesi ve Kanaltürk TV’nin sahibi Akın İpek’in yaşadıkları...

İpek, medya kuruluşlarını kaybetti ancak esas kaybı başta Bergama olmak üzere diğer maden işlerinde yaşadı. Aynı kaderi Gaziantepli Nakipoğlu ailesi yaşıyor. Naksan Holding’in yöneticileri cemaate destek verdikleri gerekçesiyle gözaltına alındı, her ne kadar şirketlere el konulmasa da artık eskisi gibi rahat iş yapamıyorlar.

Türkiye’nin en büyük mobilya üreticisi olan Boydak Grubu’nun üyeleri de cemaate parasal destek verdiği için tutuklandı. Boydak Grubu’nun devletle çok fazla işi olmadığı için şimdilik şirketleri etkilenmedi ancak enerji alanındaki yatırımlarında uzun zamandır lisans sorunu yaşadıkları biliniyor.

Son örnek Dumankaya… Uzun yıllardır inşaat sektöründe faaliyet gösteren Dumankaya, AKP iktidarı ile iyice palazlandı. Özellikle TOKİ ile yaptığı çok sayıda proje, Dumankaya’yı sektörün liderleri arasına soktu. Ancak hafta içinde Dumankaya ailesinin üyelerinden bazıları ve yöneticileri gözaltına alındı ve iki gün önce de tutuklandı. Bu haberin ardından Dumankaya ile iş yapan firmalar “cemaatçi” damgası yememek için anlaşmaları iptal etmeye başladı. Örneğin Reysaş GYO, Dumankaya ile Sancaktepe’de iki arsa üzerine yapacağı konut inşaatı için imzaladıkları ön protokol anlaşması “görülen lüzum üzerine” iptal ettiğini açıkladı.

Görünün o ki, iş dünyasında yaşanan bu dalga sürecek. Her ne kadar savaşın başladığı dönemde “cemaatçi” kimlikleriyle tanınan birçok işadamı, açıklamalar yapıp “paralel yapıya karşıyız” demiş, Ankara’nın yollarını aşındırarak ikna turları düzenlemişti. Bu çabaların bir kısmı sonuç verdi, bazıları “paçayı kurtardı” ama ikna edemeyenler ya da bunu tercih etmeyenlerin kaderi aynı olacak. Önce gözaltı, sonra tutuklama arkasından iş dünyasındaki etkinliklerini yitirip küçülecek, bir kısmı da iflas edecek. Sonuçta kiminle gelirsen onunla gidersin!





Önceki ve Sonraki Yazılar