Sebze ve meyvelerde zehirlerin önlenmesi sıkıntılı

Tarımsal ürünlerde yoğun ve bilinçsiz bir şekilde tarım ilaçları (aslında zehir demek gerekli) kullanılıyor. Çiftçilerde kanser vb. hastalıklar hızla artıyor. Tüketiciler de geriden takip ediyor. Hâl yasası diye anılan kanunda, hâllerde tarım ilaçları (zehir) kalıntı analiz laboratuvarları kurulması gerektiği belirtilmişti. Daha sonra yasada yapılan bir değişiklikle bu zorunluluk olmaktan çıkarıldı. Bununla ilgili yapılan yönetmelikte bir hâlde laboratuvar kurulması için o hâldeki aracıların üçte birinin yazılı isteği de gerekli görülmüştü. Halkımızın zehirlerden korunması aracıların keyfine bırakılmış gibi diyebilirsiniz. Belediye böyle bir laboratuvar kursa bile gerekli cezaları yazacak olan Tarım İl ve ilçe müdürlükleri. Bu kuruluşların daha çok ihraç ürünlerinde analiz yaptığı iç piyasaya giden ürünlerde ise çok az denetim yaptığı biliniyor. Bu konuda yazılan cezalar son derece az ve yetersiz. Kısacası halkın sağlığı havada duruyor. Bu konuda internet üzerinden change.org’da açılan bir kampanyada 20 bin imza toplanıldı. Ama bir gelişme sağlanamadı. Kamu kuruluşları duymazdan geldiler.  Tüketiciler bu konuda yeterli bilgiye sahip değil. Bir kesim halk ise kaderci. Çiftçilere gelince onların da çoğu tarım ilaçsız (zehir) üretim yapmanın imkânsız olduğunu düşünüyorlar. Hâlbuki bir kuşak öncesi tarım ev yapımı ilaçlarla yürütülüyordu. (Bu olguya epistemik yarılma denilmekte) Sorun olmuyor muydu? Oluyordu tabii. Ama bugün de sorunlar var. Üstelik bu zehirlere dünyanın parasını ödüyorlar. Üstüne kanser başta birçok hastalığa yakalanıyorlar. Arılar da ölüyor. Yer altı suları kirleniyor. Zehirsiz tarım yapmak mümkün ve çok gerekli. Bu konuda bilgi birikimi artıyor. Birçok kişi ekolojik üretimde verim düşeceğine inanıyor. Bunun pek aslı yok. Aşırı bir genelleştirme. Kısa bir sürede verim sorunu çözülebiliyor. Hatta hiç kayıp olmadan ekolojik üretim yapmak mümkün. Domates gibi bazı ürünlerde hibrit çeşitlerde verim yüksek olsa da bunların besin değerleri düşük ve zehir yüklü. Ekolojik ürün fiyatında (çiftçinin eline geçen fiyat) artış sağlanabilirse pekala domates de ekolojik olarak kazançlı bir şekilde yetiştirilebilir.  Tarım Bakanlığı bu konuya yeterli ilgi göstermediğine göre ve belediyeler de bu konuda kendilerini yetkisiz gördüklerine göre iş gene halkımıza düşüyor. Bazı dernekler, vakıflar, belediyeler bir güç birliği oluşturarak kendi girişimleri ile araştırmalar, izlemeler yapabilir ve bu sonuçları açıklayabilir. Çiftçi ve tüketicilerin aydınlanması ve kamuya baskı yapması sağlanabilir. Bu kolay bir görev değil. Çünkü laboratuvar analizleri oldukça pahalı. Ancak gördüğümüz kadarı ile kamu bu konuda yan çiziyor. GDO’ya Hayır Platformu gibi bir “Tarım Zehirlerine Hayır Platformu” kurulabilir mi? Güçleri bir araya getirilerek bir çıkış yapmaya ihtiyaç var.

Önceki ve Sonraki Yazılar