Dinlenme ve dinlence

Başbakan "Beni ve Cumhurbaşkanını dinleyen bir yapı söz konusu" dedikten bir süre sonra, internete bir ses kaydı düşüyordu… İddia; 17 Aralık günü baba ile oğul arasında geçen bir ses kaydı olduğuydu...

Baba oğluna paraları dağıtmasını söylüyor, kaset doğru ise...

Gece yarısına doğru; Erdoğan yerine, ‘Başbakanlık’tan yapılan açıklamada; ses kayıtlarının ‘ahlaksızca montaj olduğu’ ileri sürülüyordu...

Ancak açıklamada, dinlenmenin yasal olup olmadığı konusunda tek kelime bile yoktu...
CHP ve MHP gece yarısı yetkili organlarını topluyorlar… CHP sözcüsü ‘Hükümetin istifasını’ istiyordu…
Grup toplantısında ise, Kılıçdaroğlu, ses kayıtlarının doğru olduğunu vurguluyor ve bir iki televizyonun naklen kayıtlarını dinletiyordu. Meclis TV bile yayını kesiyor, halkın bilgilenmesini engelliyordu...
Bu konu daha çok su götürür.

Aynı günün sabahı, eski Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde bulunan 4,5 milyon doların iade edildiği ve 7 bin kişinin dinlenildiği haberi gündeme düşüyordu…

Yandaş iki gazetenin, hemen aynı başlıkla verdiği ‘7 bin kişinin, 3 yılı aşkın süre dinlenildiği’ iddiası üzerine, Başbakan şunları söylüyordu:

"Bu bile, MİT Yasası'nın ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyuyor"
Ne ilgisi var, demeyin; bu dinleme olayı ile MİT Yasası’nın...
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan öyle diyorsa, öyledir.
Erdoğan, “Ben ne dersem, odur. Başkasının söylediğine inanmayın” iddiasında ya...

Başbakandan önce de Enerji Bakanı Taner Yıldız bir açıklama yapıyor ve ne kadar öngörülü olduğunu şu sözlerle anlatmaya çalışıyordu:

"2,5 yıldan beri resmi olarak, 5 yıldan beri de gayri resmi olarak dinlendiğimi tahmin eden birisiyim”…
İktidar bu telefon dinleme olayını dillendirip, bu dinlemeleri ‘Cemaat’in yaptığını anlatıp, olayı seçim malzemesi olarak kullanmaya çalışırken; savcılar listenin hayali olduğunu, böyle bir dinleme yapılmadığını
iddia ediyorlardı.

Savcılardan Adem Özcan, haberlerin maksatlı olduğuna vurgu yaparak, şu iddiada bulunuyordu:
"Bu dosya kapsamında binlerce siyasetçi, yazar, STK temsilcileri ve işadamlarının telefonlarının dinlenilmesi ya da takibi kesinlikle yapılmamıştır ”.
Savcılar - hakimler atanırken “Kurban olduğum Allah verdikçe veriyor” diyen Başbakan Yardımcısı Arınç da, HSYK, İnternet ve MİT yasalarının ne kadar acil ve önemli olduğunun ortaya çıktığını iddia ediyordu.

Bu dinlemeler doğru ya da yanlış. Elbette ortaya çıkacak.
Ancak, simit satan çocuğun bile dinlenildiği zannettiği günümüzde, telefon dinlemelerine neden bu kadar şaşırılır?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili olarak şu soruyu soruyordu:
“Bunlar dinlenirken, hükümet neredeydi?"
İlahi Kılıçdaroğlu, belli ki iktidar yorulmuş, dinleniyordu...

Önceki ve Sonraki Yazılar