Soyulduk ey halkım unutma bunu

  Yüksek geçiş ücretiyle tartışma konusu olan Osmangazi Köprüsü, bayramda bedava olmasına rağmen garanti edilen rakama ulaşılamadı. Kilometre başına 33 Türk Lirası geçiş ücretiyle dünyanın en pahalı köprüsü unvanını alan bu köprüden, devlet; senin, benim, bizim adımıza yüklenici firmaya söz veriyor! Bu köprüden günlük olarak 40 bin, yıllık olarak da 14.6 milyon araç geçiş garantisi veriliyor.    Bir kere bu köprüler neden ücretli olur anlamak mümkün değil. Boğaziçi Köprüsü’nün temelinin atıldığı 20 Şubat 1970 tarihinde dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, bu köprü kendi parasını çıkarıncaya kadar ücretli olacak, kendi parasını çıkardıktan sonra ücretsiz olacak demişti. 30 Ekim 1973 yılında köprünün açılışını yapan dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve dönemin Başbakanı Naim Talu’da aynı sözü vermişlerdi ama bu köprüden geçenler 43 yıldan beri bu köprüye ücret ödemeye devam ediyorlar.    Devlet denilen siyasi ‘mevhum’' ortaya çıktığında, devletin o ülke vatandaşlarından vergi toplamasının amacı olarak; devletin bu vergileri toplaması; yurttaşların ortak ihtiyacı olan, eğitim, sağlık, güvenlik ve bayındırlık hizmetlerinin  toplanan vergilerle yapacak anlayışı ile ortaya çıkmıştır. Bugünkü devlet; eğitimi paralı, sağlığı prime dayalı, güvenliği; ‘kendi güvenliğini kendin sağla’ anlayışı ile ‘özel güvenlik’, bayındırlığı ise ‘kendi yolunu kendin yap’ veya benim yaptığım yol ve köprüyü kullanacak isen bu hizmet karşılığında ‘yararlanma ilkesinden’ hareketle yeniden ‘ücret ödeyeceksin’ şekline dönüşmüştür.   Osmangazi Köprüsü ve İzmir-İstanbul otoyolu projesinin toplam maliyetinin 6.9 milyar dolar olduğu açıklanmıştır. Şimdilik köprüden geçiş için günlük 40 bin araç geçiş garantisi verilmiş, projenin dördüncü etabı tamamlandıktan sonra ise günlük 115 bin geçiş garantisi verilmiştir. Bu günkü 40 bin geçiş üzerinden hesap yaptığımızda; günlük olarak 3 milyon 560 bin, yıllık olarak da; 1 milyar 299 milyon lira hasılat toplanacaktır. Proje tamamlandıktan sonra ise; köprü geçişinden dolayı; günlük 10 milyon 235 bin, yıllık ise; 37 milyar, 357 milyon hasılat elde edilecektir. Otoyol ücretleri bu hesaba dahil değildir! Otoyol ücretini de buna dahil ettiğimizde hiç ‘zam’ gelmediğini düşünerek, bugünkü  Ankara-İstanbul otoyol ücreti üzerinden hesaplandığımızda; günlük 1 milyon 782 bin, yıllık olarak ise 650 milyon 612 bin lira hasılat toplanacaktır. Bu garanti 22 yıllık olduğuna göre, 22 yılın sonunda yüklenici firmanın bu proje karşılığında bugünkü fiyatların sabit kalması kaydıyla 836 milyar lira gibi bir hasılat elde edeceği görülmektedir. Maliyeti 6.9 milyar dolar ki yaklaşık olarak 20 milyar lira olan bu iş karşılığında 836 milyar para kazanılmış olacaktır.    Bu hesaplar günlük olarak garanti verilen araç geçişlerinin eksiksiz olarak geçmesi halinde geçiş yapanlardan elde edilecektir. Bayramda geçişlerin ücretsiz olmasına rağmen garanti verilen geçiş sayısına ulaşılamadı ise paralı geçişlerde bu garantinin gerçekleşmesi pek mümkün görülmemektedir.    O zaman ne olacak?   Günlük olarak verilen garanti kadar geçiş olmaması halinde eksik kalan kısmı devlet tarafından karşılanacaktır. Yani bu yolu ve bu köprüyü hayatı boyunca hiç kullanmamış ve kullanma ihtimali dahi olmayan insanlarda bu köprü ve yol için yüklenici firmaya günlük olarak para ödemek durumunda kalacaklardır.    Ne kadar süre? Tam 22 yıl boyunca...    22 yıllık geleceğimiz birkaç ''yandaş'' müteahhitte satılmış oldu. Artık geçmişteki birikimlerimizden satacakları bir şey kalmadığı için, şimdi geleceğimiz satılıyor. Bu gerçekler kaç gündür gazetelerde sayfa sayfa haber konusu olmasına rağmen halkımız olayın bu yönüyle pek ilgilenmemekte.      Sadece bu köprüyü görmek için ve köprü üzerinde ‘selfie’ çekmek için akın akın Osmangazi Köprüsü’ne gidilmekte ve kendi ‘soyulmuşluğunu’ ölümsüzleştirmektedir.    Evvelden “Vurulduk ey halkım, unutma bizi” derken, şimdi “Soyulduk ey halkım, unutma bunu” diyebiliyoruz

Önceki ve Sonraki Yazılar