Fatih Altaylı'dan ultrAslan'a sert sözler!

Fatih Altaylı'dan ultrAslan'a sert sözler!

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan ve Fatih Kuşçu'nun moderatörlüğünü yaptığı Spor Saati programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Altaylı, Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin Ata'larına saygı gösterdiklerini'' belirterek ''güzel bir iş yaptıklarını ancak Galatasaray'ın 10 Kasım'da yapılan uyarılar üzerine bir şeyler koyduklarını ve Galatasaray'ın ultrAslan denilen ne idiği belirsiz bir güruhun ise Anıtkabir'e gitmek yer

İşte Fatih Altaylı'nın açıklamalarından satır başları:

Beşiktaşlı öğrenciler güzel bir iş yapmışlar. Ellerine sağlık. Fenerbahçe keza öyle. Tribünlerinde de bunu görüyoruz. Başlarında Ali Koç ile birlikte Ata'larına saygısını göstermişler.

Galatasaray'ın söylediği şeylere ise katılmıyorum. Benim inandığım hiçbir şeyi temsil etmeyen berbat bir spor kulübü haline geliyor. Geçmişte Atatürkçülüğünü haykırmaktan onur duyan, her zaman bu işte en önde olan Galatasaray, bugün bu işte en dibe vurmuş ve rezil bir hale gelmiş durumda.

Galatasarya Spor Kulübü'nün internet sitesinde, günün öğlen saatlerine kadar 10 Kasım'a dair herhangi bir şey yoktu. Taraftarların bana attığı maillerle olayın farkına vardım. Sonradan yapılan uyarılar üzerine 10 Kasım ile ilgili bir şeyler koydular. Tamamen uydurma işler! Özel bir iş yapmadılar. Anlattıkça deliriyorum.

Galatasaray'ın ultraslan denilen ne idiği belirsiz güruh ise Fenerbahçeli taraftar grupları gibi Anıtkabir'e gitmek yerine, İsmail Ağa Cemaati'nin liderinin elini öpmeye gidiyor.

Anladın mı? Sana diyorum ya, 'Galatasaray'a her gün kendimi daha uzak hissediyorum' diye... Bu yüzden... Ben aslında kendimi uzak hissetmiyorum. Geçmişte Galatasaray'ın olduğu yerdeyim. Fakat bugün Galatasaray, bu adamların bu taraftarların elinde giderek benim durduğum yerden uzaklaşıyor.

Galatasaray'ın sürüklenmek istediği yere asla sürüklenmeyeceğim. Gerekirse Galatasaray'dan koparım ama bu değerlerimden uzaklaşmam! Galatasaray bu değerleri bıraktığı anda ben de Galatasaray'ı bırakırım.

Haysiyetsizleşen bir Galatasaray var. İnşallah Galatasaray bu değerlerle tekrar buluşur. Artık birey midir üçrey midir bilmem ama böyle bir gelişmeyi ne yazık ki sadece izliyorum. Divan Kurulu'nda bile bu olayların esamesi okunmuyor. Onları da Allah bildiği gibi yapsın!

Maçtan önce sana 'maçı kaybederiz' dedim. Bundan sonraki bütün maçları da kaybederiz. Mesele, Milli Takım meselesi değil. Şimdi yeni Türkiye'ye gelelim. Sürekli 'Yeni Türkiye Yeni Türkiye, Re Re Re Ra Ra Ra Türkiye Türkiye Şampiyon' Ya bu ülkeye İsviçre'den Hollanda'dan inek getiriyoruz. İnekler buraya gelmeden önce atıyorum 65 kilo süt veriyor. Buraya gelince 18 kilo vermeye başlıyorlar. Tarımsal üretimimiz nereden nereye gelmiş? Et, buğday ve mısır ithal ediyoruz. 

Tarlalarımız bomboş. Mühendislerimiz ne yapıyor? Bu organizasyonun ne kadar kötü gittiğini hep birlikte görebiliyoruz. Doktorlarımıza bakalım. Tıp fakültelerimiz felaket durumda. Bunu ben demiyorum. Profesörlerimiz diyor. Milli Eğitim, yap-boza dönmüş durumda... Bu kadar kötü iş içerisinde gücümüz sadece futbolu ve Milli Takım'ı eleştirmeye mi yetiyor? Deveye de ki; 'Neren iyi?' İneği bile az süt veren bir toplumun, futbolcusunun nasıl çok süt vermesini bekliyorsun?

Hiç kimsenin yüreği yok. Dünyanın en basit işleri bile Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kalıyor. Her iş neden Cumhurbaşkanı'na rapor ediliyor? İşi yap, 'Sayın Cumhurbaşkanım bu işi böyle yaptık' de.

Dün herkes Cumhurbaşkanı TV'ye çıksın, spora da onun dediklerine göre ayar gelsin diye bekledi. Yabancı konusunda Cumhurbaşkanı mı ahkam kesmeli? Cumhurbaşkanı, 'Federasyon'un kararına katılıyorum veya katılmıyorum' demeli. Ama TFF bekliyor, 'Cumhurbaşkanı ne derse ona göre karar alalım' diye... Bir tek laf etmediler hafta boyunca...

Lucescu diye bir adam getirdiler. Adamı çok severdim ama tanıyamaz hale geldim. Atilla Türker'in yazdıklarını okumuşsundur. O haber bence manşet olmalıydı. Menajerler takım kuruyor. İkinci ligde bile oynayamayan bir çocuğu A Milli Takım'a çağırdılar. Lucescu da 'Bu çocuğu vallahi ben de tanımıyorum' demesi falan... Ulan bu adamı sen çağırmadın mı? 'İlk kez kampta görüyorum' nasıl diyorsun? O zaman de ki; 'Bu takımı ben yapmadım' de bari! Böyle bir rezillik ve skandal olay olamaz. Böyle bir olayın üstüne TFF gider. Bırakın Lucescu'yu falan. Ben olacakları biliyorum. Yarın öbür gün birkaç kişinin lisansı yırtılacak, bir iki kişi kovulacak. Abi bu adam Milli Takım'a nasıl girer ya? Nasıl olur!

Galatasaray 11 yabancıyla sahaya çıkınca yasalara aykırı bir şey yapmış olmuyor. Nasıl Fenerbahçe, basketbolda 5 yabancıyla sahaya çıkıyorsa Galatasaray da futbolda bu şekilde tamamen yabancılarla oynayabilir.

Rıdvan Dilmen'e gelirsek; Dilmen eğer bunu dediyse ki dedi ama bunun arkasında durmalıydı. Fakat bu lafı Rıdvan Dilmen dediyse sahadaki kıvraklığını bir kez daha gösterdi. Galatasaray'ın kendisini dava edebileceğini zannetmiyorum. Çünkü Galatasaray Kulübü tüm isteklerini siyasetçilerden istediği için ve dün yapılan programda Rıdvan Dilmen'in Cumhurbaşkanı'nı ağırlamasından sonra bu davayı açacak bir yüreğe sahip olduklarını düşünmüyorum.

Bu davayı 'açacağız' dediler ama açamazlar. Yürekleri varsa bu davayı açarlar. Çünkü Galatasaray'a 'hukuksuzluk ve yolsuzluk yapıyorlar' demek şeytan da olsa melek de olsa Rıdvan Dilmen'in hakkı ve haddi değildir. Derse de bunun sonuçlarına katlanır. Ben nasıl burada Fenerbahçe ile ilgili bir şey söylediğim zaman bana dava açıyorlarsa Dursun Özbek de aynı şekilde bu davaları açmalıdır ama Dursun Özbek'te bu davaları açacak yürek yoktur.

Aydemir Akbaş, divanlara pek gelmezdi. Görünce de şaşırdım. 'Burada ne işin var?' dedim. 'Gelemez miyim ne alaka?' dedi. Bana, 'Galatasaray'la ilgili söylediğin şeylerin %90'ına katılıyorum ama %10'una katılmıyorum' dedi. Katılmamak serbest. Çok güzel şeyler söylüyorsun dedi. Bana, 'kalsana, konuşacağım' dedi. Ben de, 'Abi kalmayayım, gideyim' dedim. Sonra yoldayken telefon geldi. Aydemir Akbaş'ın konuşmasını anlattılar. Biraz abartılı bir konuşma yapmış. 'Hırsız var' demek kolay. Aydemir Abi böyle bir şey düşünüyorsa belgelerini getirir, divanda herkese okur. 'Menajerlere veya oyunculara şu kadar para verilmiştir ama bu kadar açık vardır' diyebilir ve bu şekilde hesap sorabilir.

Başkan çıkıp diyor ki, 'Şu kadar faiz verilmiştir'. Peki, sen SPK'ya mı yalan söylüyorsun? O kadar faiz ödemeyip 'ödedim' diyorsun. Galatasaray facia bir yolda. Bu facia yolda alkışlarla ilerliyor. Allah Galatasaray'ın sonunu hayır etsin. Galatasaray şeffaf değil. Başkan Dursun Özbek'in söylediği 10 laftan 9'u gerçeği yansıtmayan laflar. Gerçeklerin etrafında dönen laflar. Olmayan şeyleri varmış gibi gösteren laflar. O yüzden orada bir şeffaflık yok. Kim diyorsa ki, 'çok şeffafım' bil ki bir şeyleri saklıyordur.

Aykut Kocaman'ın antrenmana takımın başında çıkması beni şaşırtmadı. Öyle olacağını da sana söylemiştim. Aykut'un dansöz olduğunu söyledim. Böyle söyler sonra döner demiştim. Bu benim Aykut'un sayısını unuttuğum 'İstifa ediyorum' sözlerinden bir tanesi daha. Aykut bu konuda sabıkalı bir teknik direktör. Her sıkıştığında 'ben bıraktım, ver misketlerimi, al misketlerimi bilmemne, top senin top benim' gibi şeyler söyleyerek hep bunu yapan bir arkadaşımız. Sadece tek bir sezonda 17 maç üst üste puan kaybetmeme başarısı dışında bir başarısı olmayan bir isim. Genellikle kulübe sıkıntılar yaşatmış bir spor adamı. Ve şimdi Başkan Yıldırım bir kez daha takıma el koydu.

Aykut ve takımın arasını bulmaya çalışıyor ama bulamaz. En azından takıma 'Aykut yok ben varım' baskısı kuracaktır. Bu baskılar olumlu sonuç verseydi, Aziz Yıldırım 'en çok Galatasaray şampiyonluğu gören başkan' sıfatını elde etmezdi. Bu da artık sonuç vermiyor. Zaman zaman geçici sonuç veriyormuş gibi gözüküyor. O yüzden Fenerbahçe'de Aykut keşke 5 düşünüp 1 konuşsa ama Aykut 5 konuşup 1 düşünüyor. Fakat konuşmaları sırasında düşünüyormuş pozunu çok iyi yapıyor.

Bana sorarsan Fenerbahçe'nin şampiyonluk yarışında yeri çok yok. Diyelim ki Fenerbahçe bir seri yakaladı. Aynı anda hem Galatasaray hem Beşiktaş hem Kayserispor hem Başakşehir hem Sivasspor hem Bursaspor hepsi birden puan mı kaybedecek? Diyelim ki; Başakşehir, Galatasaray'ı yendi. Hem Başakşehir hem Galatasaray'la puan farkı aynı olacak. Yani hangisini geçeceksin? O yüzden kolay değil. İmkansız mı? Değil ama %5 olasılık diyelim. Avrupa kupalarına gitme noktasında bir yere gelebilir ama Fenerbahçe bunlarla tatmin olacak bir camia değil.