TRT'yi 'leş'e çevirmişler!

TRT'yi 'leş'e çevirmişler!

TRT’de Başta Hakan Şükür ve Ekrem Dumanlı olmak üzere astronomik ücretler ödenmesi ve FETÖ kadrolaşma ile ilgili hazırlanan soruşturma ve iddianamede çok ilginç detaylara ulaşıldı. Bu kadrolaşmada Spiker Fatih Koç, yapım elemanı olarak atandıktan sonra hızla yükselen Erol Yüksel ve Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Koyuncu’nun isimleri öne çıktı.

Savcılık soruşturmasına ve 23. Ağır ceza Mahkemesine gönderilen iddianameye göre göre TRT imamı ise spiker kadrosundan kuruma giren Fatih Koç. Hakan Şükür ve Ekrem Dumanlı’nın yanı sıra KPSS usulsüzlüğü ile kuruma alınanlara da oldukça yüksek maaş ve ücretler ödendiği belirlendi. Medya imamı’nın ise Necdet Conger olduğu öne sürüldü.

YÜZDE 80'Nİ FETÖ ÜYESİ

İddianamede yer alan bir tanık, FETÖ üyelerinin 2008 yılından itibaren sistemli olarak TRT'ye sızmaya başladıklarını söylerken, "Özellikle personelden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Koyuncu'nun önderliğinde, 2008 yılından sonra alınan elamanların yüzde 80'ni FETÖ şüphelisidir. Personel sınavlarında hep aynı isimlerin sınav komisyonunda bulunması ve 2010 KPSS yolsuzluğunda gözaltına alınan ve sorgulanan şüphelilerden çoğunun TRT mensubu olması bu iddiamı kanıtlayan örnektir" dedi.

EROL YÜKSEL KEFİL!

Soruşturma aşamasında, TRT çalışanı bir kişinin tanık sıfatıyla verdiği bilgilerle 2009 yılındaki sınav yolsuzluğu da iddianamede yer aldı. Bu şu şekilde anlatıldı:
"2009 yılında yapılan sınav neticesinde yüzlerce eleman TRT kurumuna alınmıştır. Yapılan sınavların sonuçlarının yer aldığı liste 21 ocak 2010 günü saat 22.20 sıralarında TRT'nin internet sitesinden açıklandığında ortaya çıkan skandal bugün yaşananlara ışık tutmaktadır. TRT Bilgi İşlem Dairesinin Excel dosyasındaki gizli bölümünü silmeden sınav sonuç listelerini yayınlamasıyla, skandal ortaya çıkmıştı. Zira listelerde yer alan bazı isimlerin yanında,'Ercüment şahsen tanımıyor', 'Erol Yüksel kefil değil' gibi notların düşülmesi sınavda şaibeli durumların olduğunun açık göstergesidir. Sınavı kazanan adayların yanına düşülen notta belirtilen 'Erol Yüksel' TRT deki FETÖ yapılanmasının militan isimlerinden olup soruşturma kapsamında kurumla ilişiği kesilmiştir. Personel alım jürilerindeki pek çok isim yürütülen soruşturma kapsamında kurumla ilişiği kesildiği ya da açığa alındığı düşünüldüğünde durumun ciddiyeti daha iyi anlaşılacaktır."

YURT DIŞI EĞİTİMLERDE TRİLYONLAR HARCANDI

Başka bir tanığın ifadesinde, 2009 yılından sonra kuruma alınan personelin, kurum tarihinde örneği görülmemiş sayıda yurt dışı eğitim, burs ve benzeri görevlendirmelerle bütün masrafları TRT'den karşılanmak üzere yurt dışına gönderildiği belirtilerek, "Kuruma sesçi kadrosuyla başlayan bir elemanın Amerikan Film Akademisine eğitime gönderilmesi, yine kameraman olarak kuruma giren personelin Fransa ve Kanada'ya gönderilmesi ve gönderilen personelin ortalama maliyetinin trilyonu bulması, deneyim kazanma amacıyla yapılmış tasarruf olarak değerlendirilemez. Teftiş kurulunun ihtiyaç yoktur görüşüne rağmen hepsi örgüt ile ilişkili 30'un üzerinde müfettiş yardımcısı alınmıştır. Şimdiye kadar hukuk ve siyasal dışındaki okuldan mezun personel, müfettiş olarak alınmamışken açık öğretim mezunu bir kişi TRT'ye müfettiş olarak alınmış, bununla da kalmamış personelin hepsi yurt dışına eğitime gönderilmiştir" denildi.

Aynı tanık, 15 Temmuz sürecine kadar TRT'deki FETÖ soruşturmalarının yüzeysel yapıldığı, bir kaç kişinin yeri değiştirilerek 'soruşturma yapıldı' izleniminin verildiğini de sözlerine ekledi.

İBRAHİM ŞAHİN DÖNEMİNDE ALIMLAR BAŞLADI İDDİASI

İddianamede, 1985 yılından beri TRT'de farklı görevlerde bulunmuş tanığın iddiaları da yer aldı. Bu tanığın ifadelerine göre, 2008 yılında 5767 TRT kanunun yürürlüğe girmesi ile, o dönem TRT Genel Müdürü olan, Haziran 2017'de Valiler Kararnamesiyle Samsun Valiliğinden alınarak, Merkez Valisi olarak atanan İbrahim Şahin zamanında FETÖ üyelerinin TRT'ye alınması başladı. Tanığın anlatımlarına göre, 2009 yılı ve sonrasında haber dairesi başkanlığına Samanyolu TV'de yönetmenlik ve idarecilik yapan Ali Ahmet Böken ve çeşitli kurumlarda çalışan çok sayıda FETÖ mensubu TRT kademelerinde işe başladı. Tanık bu dönemde yapılan atamaları, isim ve görev yerlerini söyleyerek, "2008-2013 yılları arasında yapılan atamalar sonrasında TRT adeta FETÖ'nün çiftliğine döndü" ifadesini kullandı.

MUSTAFA VARANK'IN KONUŞMALARI BASINA SERVİS EDİLDİ

İddianamede aynı tanık, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi olan Beştepe Külliyesinde, 2015 yılında ilk canlı yayını TRT Haber Dairesinin yaptığını belirterek, "Bu yayın öncesi Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Varank'ın bir gazeteci ile yaptığı muhabbetler kaydedilerek basına servis edilmiştir. Bu olayın TRT dışında bir yerden yapılma şansı yoktur. Bu sızdırma ya bir personel yada TRT haber stüdyosunda önceden organize edilmiş olan kadro yada yazılımsal bir kaçak sayesinde olmuş olabilir. Bu konu ile ilgili tek bir sorumlu bile bulunamamıştır. Tamamen bir FETÖ operasyonu olan bu olayın çözülememesi manidardır" dedi.
İddianamede yer alan eski TRT çalışanı 21 şüpheli, iddianamenin kabul edilmesi durumunda, "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 15'er yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.

7  BİN 203 PERSONEL MERCEK ALTINDA, 897 ŞÜPHELİ, 21 KİŞİ HAKKINDA SORUŞTURMA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün TRT'deki yapılanmasına ilişkin 21 şüpheli hakkındaki soruşturmasını tamamladı. İddianamede, 15 Temmuz 2016'ya kadar TRT'de çalışan 7 bin 203 personelin mercek altına alındığı, bunlardan 897'sinin örgütle bağlantılarını ortaya koyabilecek ByLock, Bank Asya, dernek, iltisaklı şirket ve tepe yönetimi irtibatının tespit edildiği kaydedildi.

FETÖ elebaşısının Bank Asya'yı kurtarma çağrısı üzerine ise 2014'te 327 çalışanın bizzat kendisi veya yakınları tarafından para yatırdıkları da belirtildi. Örgütün her ay 400 muhabirden himmet topladıkları aktarıldı.

'MEDYA İMAMI VE TRT İMAMI TESPİT EDİLDİ'

İddianamede örgütün medya imamının Necdet Conger olduğu belirtildi. Ve Conger'e ilişkin beyanda, "Necdet Conger, 2006-2007 döneminde kurumsal olarak medya imamlığını kurdu. Doğrudan FETÖ/PDY ile görüşebilen, doğrudan merkezden para alabilen bu kişi kendisine de yardımcı, araba vb. tahsis ederek güçlü biçimde işe başladı. Önce Zaman ve STV'den dış basına gitmiş kişileri ziyaret edip, onlarla tanışmak ve onları sohbetlere çağırmak olarak işe başlayan Necdet Conger ve adamları zamanla bu pozisyonunun da yeterli olmadığını anladı. Zaman ve STV dışındaki basın kuruluşlarına 'adam yerleştirmeyi' hedefledi" denildi.
İlk TRT imamının ise 2008-2012 arasında Fatih Koç olduğu ifade edilen iddianamede tanık olarak ifadesi alınan Birol U., Fatih Koç'un örgüt tarafından TRT'deki faaliyetleri şöyle anlattı:

"2009'da açılan TRT sınavında Fatih Koç, kimya bölümü mezunu olmasına ve çok yüksek KPSS puanı olmamasına rağmen yetenekleriyle işe giren spiker kadrosuyla TRT'ye alındı. TRT'deki tek işi örgütün elemanlarını organize etmek, burs toplamak, yeni işe alınanlar için ev açmak oldu. Fatih Koç, bir anda TRT'de tanınan bir adam oldu. Sürekli elinde cv'lerle geziyor, referans arıyordu."

Sabah'ın haberine göre, iddianamede tanık olarak ifadesine yer verilen Tahsin Y. ise FETÖ'nün TRT'ye 2008 yılından itibaren sistemli olarak örgüt elemanlarını sızdırmaya başladığını anlattı. Özellikle personelden sorumlu genel müdür Yardımcısı Ahmet Koyuncu'nun önderliğinde eleman alımının yapıldığını söyleyen Tahsin Y., "2008 yılından sonra alınan elemanların yüzde 80'i FETÖ terör örgütü şüphelisidir. Personel sınavlarında hep aynı isimlerin sınav komisyonunda bulunması ve 2010 KPSS hırsızlığında gözaltına alınan, sorgulanan şüphelilerden çoğunun TRT mensubu olması bu iddiamı kanıtlayan örnektir" diye konuştu.

HAKAN ŞÜKÜR'ÜN ALDIĞI PARA DA İDDİANAMEDE

İddianamede firari durumda bulunan FETÖ sanıkları, Zaman'ın eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ile Hakan Şükür'ün TRT'den aldıkları haksız ücretin basına sızdırılmasına ilişkin bir itiraf beyanı da yer aldı.

Tanık beyanında, "Örgütün Ekrem Dumanlı isimli gazetecisi TRT'de yayına katılıyor ve ayda 12 bin TL'den fazla para alıyordu. Ayrıca Hakan Şükür TRT'de yıllık 740 bin TL ücret alıyordu. Ben bunu gizlice basına sızdırdım. Bu fahiş ücret aylarca Türkiye gündemini meşgul etmişti. Her iki sızdırmayı da vicdanı sorumluluk ve vatan hizmeti bilinci ile yaptım. Birkaç ay sonra Ekrem Dumanlı programı bırakmak zorunda kaldı. Hakan Şükür de 1 sezon sonra Lig TV'de yorumcu olarak başladı" dedi.