Gordon Milne: Süleyman Seba tam bir baba figürüydü!

Gordon Milne: Süleyman Seba tam bir baba figürüydü!

Beşiktaş'ın efsane teknik direktörlerinden Gordon Milne kulüp dergisine verdiği özel röportajda Siyah Beyazlı takımdaki günlerini anlattı.


1987-1993 yılları arasında çalıştırdığı Beşiktaş’ı 1990-1991 ve 1992 yıllarında 3 kez üst üste şampiyon yapan İngiliz teknik adam Beşiktaş’ta geçirdiği günlerini ‘peri masalı gibiydi’ sözleriyle özetledi.

Siyah Beyazlıların Onursal Başkanı merhum Süleyman Seba için ‘tam bir baba figürüydü’ diyen Milne Vodafone Park Stadı’nın da Dünya’nın en güzel stadı olduğunu söyledi.

İşte Gordon Milne’nin Beşiktaş dergisine verdiği özel röportajdan satırbaşları:

‘’Süleyman Seba tam bir baba figürüydü’’

“George Best, Bobby Charlton, Dennis Law gibi oyunculara karşı oynama şansını yakaladım. On dört defa ülkemi temsil ettim. Brezilya’ya karşı oynadığımız milli maçlarda, Pele’nin yedeği olduğu Amarildo’ya karşı oynadım. Yaşım ilerleyince Blackpool takımına geçtim, yani hep bir Lancashire evladı kaldım.Beşiktaş’a gelmeden önce rahmetli Süleyman Seba için, ‘Çok güzel bir ülke, taraftarlar harika, ama en önemlisi tam bir beyefendi başkanları var’ demişlerdi. ‘Ne olursa olsun, her zaman güvenebileceğin bir adamdır’ diye eklediler. Bunları duyunca ‘Neden olmasın’ dedim ve Türkiye’nin yolunu tuttum.Süleyman Seba tam bir baba figürüydü. Aslında karakterimiz çok uyumluydu. Az konuşurdu. Galibiyette ve mağlubiyette çizgisi aynıydı: ‘Ne fazla sevineceksin, ne fazla üzüleceksin.’ Hiçbir zaman işime karışmazdı. İngilizcesi pek yoktu, ama ondan duyduğum en güzel söz hep ‘Bravo Gordon’ oldu. Bir futbolcuya bakıp sıkıntısı var mı,yok mu diye hemen anlar ve gidip derdini sorardı. Bu çok özeldi.”

‘’Beşiktaş günlerim peri masalı gibiydi’’

Aslında Beşiktaş’ın başında çıktığım her maç çok özeldi. O günler tam bir peri masalı gibiydi. Ama özellikle namağlup şampiyon olduğumuz ve üst üste elli maç yenilmediğimiz dönem benim asla unutamayacağım bir dönemdir. Şampiyon olmamız değil, nasıl olduğumuz daha önemlidir benim için. Biz doğru ve düzgün şekilde oynayarak kazandık bu başarıyı. Temiz futbol oynadık.

‘’Seba Ferdinand için İngiltere Kraliçesi ile görüşmemi söyledi’’

Bildiğiniz gibi Les’i kiraladık ve çok iyi performans gösterdiği bir sezon sonrası, Queen’s Park Rangers onu geri çağırdı. Başkan onu bırakmak istemiyordu. Bir gün beni yanına çağırdı, ‘Bak Gordon’ dedi, ‘İngiltere Kraliçesi ile konuşmanı istiyorum, Les Ferdinand konusunda bize yardımcı olsun.’ Türkiye’de futbolcuların askerlik durumları için dönemin başbakan ve cumhurbaşkanları ile görüşülüyordu ama İngiltere’de sayın majesteleri ile böyle görüşmek düşünülemezdi bile!

‘’Türkiye’den uzak kalmama izin vermedim’’

Hiçbir zaman Türkiye’den uzak kalmama izin vermedim. Ayda üç-dört kere oradaki arkadaşlarımı ararım. Tatillerde giderim. Geçen senelerde geldim, sekiz-dokuz eski futbolcum ile Çarşı’da Kazan’da oturup bir şeyler içtik. Orası evim, oradakiler ise ailem gibidir. Nasıl uzak kalabilirim ki.Eski stadın yıkılıp yeni stadın aynı yerde yapılmasına çok sevindim. Dünyanın en güzel stadı oldu. Hayatımdaki en mutlu günlerimin geçtiği bir yerdir İstanbul’un o küçücük noktası. Duygulanıyorum.