Spy/Ajan: Klişelerden kahkaha tufanı yaratmak

Komedi alanı seyirciyi şaşırtmayı becerdiğiniz ölçüde yenilikler deneyebileceğiniz bir film türüdür. Bu hafta gösterime giren ‘Spy/Ajan’ filmi de şaşırtmacalarıyla izleyicisini sonuna kadar sürüklemeyi başarıyor

Eski ve gişe başarısı olan filmlerle dalga geçen filmler Hollywood’da artık neredeyse bir ‘film türü’ haline geldi. Korku, macera ve aşk filmlerini ti’ye alan filmler hem düşük maliyetleri yanında, gişe garantisi de sağladıkları için yapımcıların gözdesi haline geldiler. ‘Postmodern zamanlar’, yani Nasrettin Hoca’nın deyimiyle, eski ayların kırpıp kırpıp yıldız yapıldığı zamanlarda film yapımcıları ‘garanti gişe’ filmlerini çok sevdiler.

Ancak, Türkiye’de olduğu gibi, Hollywood’da da, ‘kurnaz yapımcı’ aynı zamanda ilk ‘çakılan’ yapımcı olur! Nitekim, bu türden onlarca film gişede bekleneni vermedi ve yapımcılarını iflas ettirdi. Çünkü, film yapmak gerçekten zeka ve emek işidir!

Seyircinin ne izleyeceğini bildiğini iddia eden bilgiçleri ters köşeye yatıran bir fenomenle karşı karşıyayız şimdi. Şişko, sokakta 1 saat sohbet etseniz, tekrar gördüğünüzde hatırlamayacağınız kadar silik, hep ‘acaba şimdi ne isteyecek’ duygusallığında bir ses tonu ile konuşan Melissa McCarthy Hollywood’un bütün o görkemli, şaşaalı, seksi ses tonu ile baştan çıkarıcı kadınlarının önüne geçti ve tüm dünyada seyircinin ‘sevgilisi’ oldu!

Melissa McCarthy süperstar
Amerikan televizyon yapımcılarının iyi tanıdığı başarısız yönetmen Paul Feig komedi filmleri yönetmeni ve yapımcı Judd Apatow’un iyi gününe denk gelmeseydi, hâlâ başarısız televizyon dizilerinin yönetmenliğini yapıyor olabilirdi. Ama, Apatow’un işi başından aşkındı ve gişe garantisi de olsa, NBC’nin dünyaca tanınan ‘Saturday Night Live’ ekibinden ve ‘Kaza Kurşunu’ filminde de ününden faydalandığı Kristin Wiig’in senaryosunu yazdığı ‘Nedimeler’i çekecek zamanı yoktu.

Paul Feig da kaç zamandır Hollywood’a giriş yapmak için fırsat kolluyordu. Ancak, ‘Nedimeler’in hiç hesapta olmayan bir starı daha vardı ve bunu daha kimse bilmiyordu: Melissa McCarthy. Nedimeler filmindeki rolü için pek çok ödül aldı, Oscar’a bile aday gösterildi. Melissa’daki ‘ışığı’ en iyi anlayan gene kendisi gibi, alttan, bin bir emekle kendisini ispatlama uğraşı içerisindeki Paul Feig oldu. Beraber ‘Ateşli Aynasızlar’ (The Heat) filmini yaptılar. Gene NBC’nin başka bir komedi dizisinin senaristi Katie Dippold’u da yanlarına alarak, Sandra Bullock ile birlikte Melissa McCarthy’nin oyunculuğunu ‘döktürdüğünü’ gördük.

Şimdi, ‘Spy – Ajan’ ile artık Melissa McCarthy’i bir süperstar olarak alkışlayabiliriz. Hollywood’un tün dünyaya dikte ettiği bütün star kurallarını yıktığı için, seyircinin gerçek oyunculuğu ödüllendirmeye her daim hazır olduğunu kanıtladığı için, Jude Law ve Jason Statham gibi birinci sınıf oyuncuların yanında ışıl ışıl parladığı için.

Klişeleri yıkan klişeler
Spy – Ajan, CIA’nın merkez üssünde ekürisine canlı destek sunan bir ajanın ‘sahaya inmesi’ ile ortaya çıkan komiklikler üzerine bir hikâye geliştiriyor. ‘Çizgi dışı’ ajan rolünde Jason Statham ve yakışıklı, karizmatik ve her daim başarılı ajan rolünde ise Jude Law var.
Paris, Roma, Budapeşte gibi lokasyonların tüm özelliklerini sonuna kadar kullanan ve bunları gülmeceye dönüştüren film, senaryosu yanında, görüntüleri ve oyunculukları ile de göz dolduruyor.
Aksiyon filmlerinden aşina olduğumuz tüm klişeleri ti’ye alan Spy – Ajan, aslında klişeleri komediye dönüştürürken, yeniden klişeler üretiyor. Yönetmenin klişelerle oynamasından seyircinin asla rahatsız olmayacağını belirtelim ve ‘Spy – Ajan’ı haftanın en ilgi çekici filmi olarak derecelendirelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar