Su akar yatağını bulur

“Sen ne yaparsan yap, hayatta bazı şeyler kendi dinamiği içinde geli- şir...” gibi bir anlamı olan ata yadigârı bu söz artık daha bir anlamlı benim gözümde!

Zaten eskiler hiç bir şeyi boşuna söylememiş! Ama ne anlamak istediğin sana bağlı. 

Bu hafta öyle bir kitaba rastladım ki; Su'yun zihnimdeki yeri değişti ve daha da yüceldi. Dolayısıyla bu sözün de bendeki anlamı değişti!

Su tabi ki yolunu bulur çünkü aslında bize yol gösteren de O!

Şöyle ki;

Varlığı yaşam, yokluğu ölüm Su'yun oluşmadığını ve oluşturulamadığını; dünyanın ilk oluşumu sırasındaki suyun dö-nüp durduğunu biliyordum. Kaldırma kuvveti falan gibi liseden kalma bilgiler ya da bedenimizin yüzde 70’i sudur sağlıklı olmak için günde üç litre su içmeliyiz gibi popüler bilgiler hepimizde var!

Hatta son yıllarda Japon bilim insanı Masaru Emoto'nun su üzerinde yaptığı deneyi hatırlarsınız;

Su moleküllerinin kristaller şeklinde olduğunu, yetmişten fazla kristal şekil çizdi- ğini söylemişti. Su, çevresindeki seslerden etkilenip tepki veriyordu. Olumlu titreşimler aldığında mücevherler kadar güzel kristaller çiziyor; olumsuz titreşimlerde kaotik bir yapıya bürünüyordu...

Böyle olaylara pek meraklı olan bendeniz bile bu olaydan heyecanlanmış fakat gereğince ciddiye almamıştım. Yani almamışım meğer! Bunu okuduğum kitaptan sonra anladım ve Su'dan özür diledim! 

Kitabın adı; Su Kanunu. Yazarı; Mustafa Kaya. Yazarla ilgili bir bilgiye ulaşamadım. Ancak yazdıklarından anladığım kadarıyla kendisi bilim insanı ve yıllarca yaptıkları laboratuvar çalışmalarından bahsediyor. Bilim ve ilimi harmanlayıp ortaya çıkanları bizlerle paylaşmış.

Mesela, Su'yun alfabesi olduğundan bahsetmiş. Beni en çok şaşırtan, 27 farklı desenden oluşan bu alfabe ile etrafında olup biten her şeyi yazıya çevirip kaydeden limitsiz bir hafızası varmış. Ve -dünya devleri- işlemleri su üzerine yaparak çalışan bilgisayarlar yapmaya başlamışlar bile!

Daha da ilginç olanı beynimizin içinde yüzdüğü “karmaşık su” denilen Su, varoluştan bu yana tüm bilgileri hafızasında depolamış ve aslında beynimiz bunu okuyacak kapasiteye sahipmiş! Ama tüm bedenimizde olduğu gibi beynimizdeki hücreler de kirli ve yıpranmış olduğundan görevini yapamıyormuş!

Kitapta daha neler neler var!

Kadınlara müjde!

Su ve sırları doğru bilindiğinde ve uygulandığında botoks falan yaptırmanıza gerek yok! Hücreler yeni baştan kendini yapılandırıp, gençleşiyormuş!

Yazılanlar çok mantıklı zira bilimsel araştırmalar ile kanıtlanmış. Kaldı ki aslında çoğu Atalarımızın yüzyıllarca bilerek ya da bilmeyerek uyguladığı şeyler.

...

Bizim -rantçılar- zeytin bahçelerine gözlerini diktiler ya!

Sayfalarca zeytinin mucizesini anlatmış Yazar! 

Okudukça bir yandan sevindim zeytine yakın yaşadığım için, bir yandan da daha çok öfkelendim zeytinliklerimize göz dikenlere!...

Kitaplar çok ucuz değil biliyorum ama nerelere para harcamıyoruz ki!

Bunu kendinize yapın, okuyun bu kitabı! Herkesin bu kitabı okuyup, bu farkındalığı yaşamasını çok isterim.

Vallahi yazarını falan tanımıyorum! Hakkında bilgi bile edinemedim! Ama kitapta yazanlar çok güzel...

...

“Taşı sıksa suyunu çıkarır.” derler ya! Günümüzde bilim adamları taştan Su çıkardı. Bu su, yanmaz kumaş üretiminde ve yangınların söndürülmesinde kullanılı- yor! Asıl anlamamız gereken; kuru sandığı- mız taşın da Su'dan oluştuğu ve Su'yun hafızasının olduğu...

Bunu bir düşünün!

Dipnot;

Su'ya olan saygımdan özel isim olarak kullandım. Büyük harf olarak yazmam ve ayraç kullanmam bu sebepten!

Önceki ve Sonraki Yazılar