Bir sürü adam; bir sürü televizyon kanalında, bir sürü okkalı laf ederek bir sürü bilgi kirliliği yaratıyor ki, sanırsınız hepsi Pentagon uzmanı, Ortadoğu politikasını belirleyen stratejist.

Konuşuyorlar da konuşuyorlar.

Zaten böyle olağanüstü durumlarda tv kanallarının konudan ve gündemden uzaklaşmamış olduklarını kanıtlamak için 2 dakika haberden sonra bütün gün “uzman konuk” adı altında gevezelik etmesi adet oldu ya gerçeğe yakın yorumlar da güme gidiyor bu arada.

Sosyal medyada da farklı değil durum.

"Kopyala yapıştır" yöntemi ile ortama konan fotoğraf ve yazılar kafa karıştırır hale geldi.

Hangi fotoğraf karesi nereden gelmiş, sözü edilen olayın geçtiği yerden geldiği belli değil, yazıların sahipleri de.

Belli olsa da o kişi daha önce ne yazmış; araştırmadan, bilmeden okuyarak yorumlar yapılıyor.

Aslında bu durum istenilerek yaratılmış bir kaos ortamıdır.

Çünkü hiçbir konuda asgari müşterekleri yakalayamayan bir toplum sağlıklı kararlar veremeyeceği gibi doğru seçimler de yapamaz.

Yapsa yapsa bugün olduğumuz gibi Tweeter ve Facebook’ta birbirine söverek "bir şeyci" olarak yitirdiği kimliğini bulmaya çalışan güruh haline gelir.

Öyle ki herhangi bir terör olayı için düşünceni yazsan birileri hemen kendini terörist yerine koyup saydırmaya başlıyor.

Daha da vahimi "Şunu da kına, bunu da kına…" gibi ağzından salyalar akarak saldıranlar var ki bu geri zekalılarla aynı gök altında yaşamak bile bana zor geliyor.

Fakat bazı fotoğraflar ve yazılar var ki hafızalarımızda “Neden bugün savaşın eşiğindeyiz?”i anlatıyor.

Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit eden IŞID İstanbul sorumlusu “Ebu Hanzala” takma isimli Halis Bayancuk'un gözaltına alındığında “akşam yürüyüşüne çıkmış edası” ve kelepçeden vazgeçtik "az sonra çıkarım" tavrı ve doğal olarak polisin özel muamelesine bakın, bir de onu daha önce 2004 yılında yakalayan terörle mücadele müdürlerine reva görülen muameleye.

Ve yalaka yandaş medyanın o gün attıkları manşetle bugün attıklarına bir göz gezdirin.

“Neden bu haldeyiz?” görün fazla söze gerek yok.

Hatırlatalım, bu zat yani Hanzala, "Bana kumpas kurdu bu paralelciler" diyerek çıkmıştı hapisten.