Süleyman Karan

Süleyman Karan

Suçlarını başkalarına atmak için sınırsız saçmalıyorlar

Bu kadar akıldışı, bu kadar ahlak dışı ve bu kadar utanmaz olmak için, başka bir şey olmak gerek... Türk siyaset tarihinde, böyle bir tarz-ı siyaset ile ilk kez karşı karşıya kalmanın şokunu atlatmak mümkün olmuyor. Böylesi bir zihinsel yapıyla nasıl tartışılabilir, o da bir muamma... Aslına bakarsanız, muamma falan yok, bu tür bir zihniyetle tartışmak tümüyle zaman kaybı, bir süre sonra ise muhatap olmak bile utanç. Sadece seviyenizi yerle yeksan etmek anlamına gelir. Bu sebeple, siyasal İslamcılar’ın bir kanadıyla muhatap olmamak, en iyi muhalefet yöntemlerinden biri... Tabii ki onların bütün kirli çamaşırlarını, her fırsatta sergilemeye devam!..

Özellikle iki meselede, bu cenahın sözde akademisyenleri, kendinden menkul kanaat önderleri, basın ahlakından ve meslek kurallarından zerre kadar nasibini almamış yandaş gazetecileri, utanmazca, hayasızca yalanları birbiri ardına sıralıyor. Bu meseleler, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugüne dek rastlanmamış iki rezalet; FETÖ ve Suriye’de vekalet savaşı!

FETÖ’den girelim meseleye, çünkü bu konuda kendilerini çamurdan sıyırmak için yalanın ve iftira atmanın bini bir para... Bu kadar sınırsızca utanmazlıklarının ve yalan dolanın sebebi ise istisnasız hepsinin bu terör örgütüyle, uzun ya da kısa süreli bir teşrik-i mesailerinin olması... Pek çok suçu birlikte işlemeleri, bilfiil karışmamış oldukları durumlarda da teröre yardım ve yataklık yapmaları...


Hepiniz suç mahalindeydiniz!


FETÖ ile ilgili soruşturmalarda, hiçbir hukuk standardına uymayan, etik ve mantık açısından hiçbir açıklaması olmayan 17-25 Aralık tarihi... O kadar net ve amiyane biçimde “Bize dokunmadığı sürece devleti ele geçirmeye çalışan gizli örgütü terör örgütü olarak görmeyiz” demenin bir başka tarzı... Peki bu örgütün, AKP’nin kuruluşundan 17-25 Aralık’a kadar devleti ele geçirmesine, binlerce hukuksuzluğa imza atmasına yol veren ve bizzat onu destekleyenler ne olacak? Yaptıkları yanlarına kalacak... Ne kalacak mesela?.. Kuddisi Okkır’ın beş parasız bir hastane köşesinde kahrından ölmesinin müsebbibi olmaktan... Türkiye’nin en önemli ve saygın kurumlarından Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucusu Türkan Saylan’ı ‘askerlere kadın pazarlamaktan’ suçlamaya kalkmaktan... Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hiçbir düşmanın yapamayacağı şekilde yok etmekten! Fenerbahçe'yi ele geçirme girişiminden... Gezi sürecinde Kabataş’taki porno fantezisinden tutun da “Çadırda atom bombası planları ele geçti” gibi ahmakça yalanlardan... Ve daha nice rezillikten... Net, tüm bu suçlar işlenirken, hepsi oradaydı.


Çamur at, yalan söyle, güzel böyle!


Şimdi kendilerini kurtarmak için, herkese pislik atma kampanyası son hız sürüyor. Öylesine ki, “FETÖ’nün arkasında 27 Mayısçılar vardı” diyecek kadar zeka özürlü ve ahlaksız olabiliyorlar. “Hani yakında İttihat ve Terakki yüzünden FETÖ ortaya çıktı” diyenlere rastlayabilirsiniz. Şaşırmayın, zira bunlar bu kadar! Daha iki gün önce bir tartışma programında, bir yandaş araştırma şirketi yöneticisi şunu diyecek kadar densizleşebildi bir CHP milletvekiline, üstelik sırıtarak: “Bizi yeterince yüksek sesle uyarmardınız. Siz de suçlusunuz”... Şimdi ne denir böyle bir yüzsüzlüğe?..


Çok geriye gitme, 15 yıl yeter!


Tabii ki bu kıvranmaların, bu kıvırmaların temelinde AKP’nin kuruluş hikâyesini gizlemek var! Yani öyle bunların dediği gibi 50 yıl geçmişe gitmeye gerek yok. Şöyle bundan 14 Ağustos 2001’den birkaç ay öncesine gidelim yeter... Mesela ABD’de, BOP sürecinde payanda olması için Fethulah Gülen ile kimler uzlaştı ve uzlaştırıldı, ve sevin ya da sevmeyin Necmettin Erbakan’ı kimler sırtından hançerleyip, Türkiye’nin İhvanı’nı birlikte kurdu? İlk iki AKP hükümetinde, başbakan yardımcısı dahil, şimdi FETÖ denen oluşumdan kaç kişi vardı, bugün kaç kişi kaldı. Hâlâ büyükşehir belediyeleri dahil, devasa yolsuzlukların yapıldığı yerel yönetimlerde birlikte hangi suçlar işlendi ve işlenmeye devam ediliyor?

İşte bunlara hiçbir cevapları olmadığı için bu kadar çamura yatıyorlar... Ama nafile... Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün, ama mutlaka bir gün, diğer ortaklar da hesap verecek. Unutmayın ki, kulu kul eden o adam bugün terörist başı ilan edilmiş. Bunun suç ortaklarına da sıra gelir. Yani görüldüğü gibi devran döner!


Suç ortaklığında iktidar kavgası


Gelelim yaklaşık 600 bin kişinin ölümüne neden olan Suriye’deki vekalet savaşına... İç savaşı ABD’nin isteği doğrultusunda çıkaranlar, bugün ABD’ye emperyalist diyor. Bundan beş yıl önce ne IŞİD, ne YPG varken, bu iç savaş bu iki örgütün doğuşunun müsebbibi... ÖSO denen serseriler sürüsünün eğitilip donatıldığı yerlerden biri Ürdün ise diğeri de Türkiye... Sermaye Katar’dan, gaz ABD’den... Mutluluk pozları verilirken Beşar Esad ile, bir yandan da Türkiye’de ÖSO’nun eğitildiğini bilenler, bilmeyenlere söylüyor. Yani Suriye’de bugün ne oluyorsa, AKP de ABD kadar sorumlu.. Farkında mısınız? Bunların derdi insan hakları, demokrasi, özgürlük falan değil, ortaklarla suç işleme yeteneklerini iktidar hırsları sebebiyle sürdürememeleri... Mesele bu... Yalan dolan, panik ve saldırganlık bundan... Utanmazlıkları, zaten fıtrattan!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar