Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Suikast tehdidi ve kurultay hesapları

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'na şehit cenazelerinde, ilk olarak Ankara'da yumurta, sonra da İstanbul'da kurşun atıldı.

Hem de Başbakan ve bakanların önünde...

Anlamadılar belki;
  ama bu kurşun, Başbakan'a ve bakanlara da atılmıştı.

Yani kendini bilmez mafya bozuntuları kullanılarak herkese gözdağı verildi!

Daha da ötesi demokratik cumhuriyete atılmış kurşundur bu.

Şehit cenazelerinde bile Ana Muhalefet liderine bu tehdit cüretkârlığını gösterebilen provokatörler için demek ki uygun bir ortam yaratmış bu ülkeyi yönetemeyen yöneticiler.

Serbest bırakılan faillerin o anki iradeleri neydi, önemli değil. Önemli olan Başbakan ve bakanların önünde bile böyle bir cüretkârlık yapılmasıdır. Muhalefeti koruyamayan İktidar kendini de koruyamaz!

Gerçi ülke kan gölüne dönmüş, umrunda mı canlar!

Bu olay normal bir ülkede olsa, bırakın o şehrin valisini, emniyet müdürünü,  bakanın ve orada bulunuyorsa Başbakan'ın bile derhal istifa etmesi gerekirdi.

Birileri kaos yaratıp, böl, parçala, korkut ve yönet oyununu sergiliyor; ama pek yakında bu oyun ayaklarına dolanacaktır.
 
Son paraşüt

Zira AKP iktidarı içte ve dışta iyice sıkışmış, devrilme, dağılma ve hesap verme korkusu içinde yalpalamaya başlamıştır.

İç kavga ve bölünmeler  had safhaya ulaşmış ve tartışmalı üniversite/fakülte diploması dolayısıyla meşruiyeti toplumda tartışılır hale gelmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en son kozunu, Binali Yıldırım'ı ortaya koymuştur.

Son paraşüt de kullanılmıştır!

Ama biraz süre geçsin  malum koltuk ve yetki kargaşası ve savaşı yeniden hortlayacaktır. Çünkü menfaat, para, mal mülk, koltuk hırsı, iktidar çok tatlıdır; ama korku  çok büyüktür.

Korku adama hata yaptırır ve ipin ucu bir gün kaçar!

Korkutmak istediği Ana Muhalefet, CHP, tam tersine sarsıntıyla saflarını sıklaştırdı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu şahsında, demokrasiye ve Cumhuriyete yapılan bu haince saldırıya karşı birleşerek mücadele ediyor.

Ülkenin dört bir yanında, bu arada da İzmir Adliyesi’nin önünde de CHP örgütleri bu haince saldırılara tavır koydu. Bu yiğitçe tepkiyi kutluyoruz.

Olayın belki en önemli sonucu budur!

Ama bu  saf tutmanın sürekliliğini sağlamak ve CHP'yi iktidara taşıyacak enerjiye çevirmek ayrı bir olay...
İşte burada kırıp yığmadan, birbirini koruyup kollayarak CHP içinde demokratik dönüşüm ve güçlenmeyi sağlamak gerekir.

Bu iğrenç saldırılara karşı  bütünleşme kişi bazında değildir. Bu saflaşma yıllardır yapılan birçok temel hatayı ve seçim yenilgilerini unutturmamalıdır!

Sosyal Demokrat  bir lider kişisel mağduriyetini ön planda tutamaz. Tutmamalıdır! Tutarsa da bu 2-3 hafta sürmez zaten.

Kemal Kılıçdaroğlu şimdi şahsı etrafındaki bu kenetlenmeyi seçimli olağanüstü tüzük kurultayı ile  siyasi bir manevraya dönüştürürse ve rahatsız olduğu bazı parti yöneticilerinden böylece kurtulmak isterse, hiç şaşırmayın.

Böyle yaparsa, bu hesap Kurultaydan döner mi?

Göreceğiz!


Önceki ve Sonraki Yazılar