​Süper işler, süper ligler, süper kahramanlar…

Gündemin süper işlerinden biri Premier Lig’den…
İngilizler yine taraftar meselelerini dert etmişler. Sorun ettiğimiz şeyler bile birbirine benzemiyor, arada çağlar var…
Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış. Premier Lig yayın hakları ihalesi yapıldı ve 5,1 milyar pound gibi hayallerimizde göremeyeceğimiz bir rakama satıldı. Tarihi bir televizyon anlaşmasına imza atacak kadar değerli hale gelen ligin başındaki kişi bu rakamlara dolu stadyumlarımız sayesinde ulaşıyoruz diyor. Üstelik adamlar taraftara hakkını teslim ederken sözde de kalmıyorlar. Bu olağanüstü gelirden yalnızca kulüplerin ya da kurumların faydalanması uygun görmüyorlar ve bundan taraftar da nasıl faydalanmalı diye projeler üretiyorlar.
Biz tabii ki alışkın değiliz böyle şeylere. Taraftar dediğinin cebine elini atacak mümkün olduğunca sömürecek ortada bir sorun varsa da ondan bileceksin.
Ama ülke İngiltere, lig de Premier olunca işler değişiyor. Madem ortada bu kadar para var o zaman en pahalı deplasman bileti de 20 pound olsun diyor adamlar. Bununla da kalmıyorlar. Çoğunluğu üniversite öğrencisi, stajyer, düşük ücretli işçi ya da işsiz olan 18-24 yaş arası taraftarı kaybedersek bir nesli kaybedeceğiz diyorlar. Bunun için de bu yaş grubuna indirimli bilet uygulaması olmalı diyorlar.
Biz de oturup evladımıza miras bırakacağımız sevdamızın nasıl sevgisizliğe ve geleceksizliğe terk edildiğini üzülerek izleyelim…
Ve bir diğer süper iş, bu kez La Liga’dan… Başarılı bir sosyal medya ve fan engagement çalışması; Atletico Madrid sahadaki başarısını pazarlama alanındaki başarısıyla da taçlandırmak için çalışmalar yapan kulüplerden biri. Son olarak Facebook üzerinden çok güzel bir iş yaptılar. Bir yarışma düzenlediler ve Hindistan’ın (giderek gelişen bir spor pazarı) en iyi taraftarını seçtiler. Yalnız taraftar da epey şanslı bir insan olacak ki ödül olarak 4-0’lık Real Madrid maçını izleme hakkı kazanmış. Tabii ki bütün bu hikâye aynı zamanda bir dijital medya içeriği olacak şekilde kaydedilmiş. Videoyu Atletico Madrid resmi Youtube hesabından izlemenizi öneririm.
Süper kahramanlar;
Takım kadrosu açıklandığında adını gördüğünüzde içiniz rahatlar. Sakatlıktan ya da cezadan dönmüş de kulübe de oturuyorsa bilirsiniz ki o son dakikalar da bile girse kötü gidişatı değiştirebilir.
Takım arkadaşları için onun varlığı önemlidir. Tüm takımın kendine güvenini arttırır. Daha iyi olmaya, kazanmaya zorlayıcı özellikleri vardır, çünkü onlar kazanmayı severler.
Futbol oynamaya müsaade etmeyen berbat bir sahada, kötü ya da kötü niyetli hakemlerle oynanan bir maçta, takımın kötü gününde öyle biri ya da birileri yoksa umut da varla yok arasında bir yerdedir.
Oyunun doğasında var olan “süper kahraman” ihtiyacını karşılamadığınız sürece işin hem manevi hem de maddi yönünde eksik kalırsınız.
O süper kahramanlar sadece maç kazandırmaz, aynı zamanda forma sattırır, reklam, sponsor getirir, basını konuşturur…
Bazılarına göre onlar oyun-takım bozandır. Bunu söyleyenlerin, böyle düşünenlerin işinin bir parçası star yönetimidir oysa.
Ve süper kahraman daima oyunun içinde, oyunu oynayan, sahadaki adamlardan biri ya da bir kaçı olur…

Önceki ve Sonraki Yazılar