S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Suriye siyasi öngörü

Afrin…
Suriye’nin kuzeyinde sınırımıza yakın bir kent.
Bir süredir ülke olarak gündemimizde.
Kentte bulunan Rus birliklerinin çekilmesinden sonra, Türkiye operasyon yapmak istiyor.
Amaç PKK/PYD’nin Akdeniz’e çıkışını engellemek ve güney sınırlarımızda konuşlanmasını önlemek.
Türkiye; Rusya ile mutabakata varırsa, Özgür Suriye Ordusu ile birlikte operasyona başlayacak.
Amerika, sınırda her türlü silah desteği verdiği PKK/PYD’den oluşan bir ordu kuruyor.
Türkiye’nin bu konudaki itirazlarını dikkate almadan planlarını uyguluyor.
ABD, Fırat’ın doğusunda da on iki üs kurdu.
Bu bölgede de kendi bayrağı altında PKK/PYD birliklerini eğitiyor Türkiye, Ortadoğu’da son on yıldır izlediği yanlış politikaların sıkıntılarını yaşıyor.
Son noktada; müttefikimiz Amerika terör örgütü PKK’yı silahlandırırken, komşumuz Rusya ile teröre karşı daha yakın işbirliği içerisinde oluyoruz.
Yaşananlar, dış politikada komşularımızla barış içerisinde yaşamamızın ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Genelkurmay eski başkanı Org. İlker Başbuğ; Afrin’e yapılacak operasyonun ÖSO ile değil, Suriye devleti ile işbirliği içerisinde yapılması gerekliliği konusunda günlerdir uyarıda bulunuyor.
Dış politikanın duygularla değil, akıl ve mantıkla yapılması gerekir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Hatay’ı savaşsız sınırlarımıza dâhil etmeyi başarmıştı.
Atatürk’ün sağlığı pahasına, Hatay’ı topraklarımıza katmak için izlediği kararlı, güvenilir, ince diplomasiye bu gün ne kadar da çok ihtiyacımız var.
Atatürk’ün üç sözünü unutmayalım;
* Milli değerlerimizi koruyarak, pekiştirerek milletçe birlik olursak iç kaleyi sağlam tutabiliriz,
* Ordumuz güçlü olmalıdır. Düşmanlarımıza karşı ancak güçlü ordumuz ile caydırıcı olabiliriz,
* Dış politikamızın ilkesi “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” tur.
Bu zor günleri aşabilmek için milletçe hep birlikte kararlılıkla Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmalıyız

Siyasi öngörü

Sizlerle bir anımı paylaşmak istiyorum.
Yıl 2010, uluslararası bir toplantıda yabancı bir uzman ülkemiz siyaseti ile ilgili bir değerlendirmelerde bulunuyordu.
Söylediklerini o zaman anlamdıramamış, yakın çevremden birkaç dostum dışında paylaşmamıştım.
Bu uzman özetle; “…Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik 2008 yılında başlatılan Ergenekon davasına vurgu yaptıktan sonra, Türk siyasetinde önemli gelişmeler yaşanacak, bazı kırılmalar olacak…
On beş - yirmi yıl içerisinde siyasette öylesi değişimler yaşanacak ki, geçmişe baktığınızda geldiğiniz noktadaki değişimi anlamakta, siyasileri tanımakta çok zorlanacaksınız” diyerek iktidar ve muhalefet partilerine ilişkin değerlendirmeler yapmış, AKP; devlete muhalif değil, savunan devlet partisi CHP; süreç içerisinde BDP ( Bugünkü HDP) ile MHP; süreç içerisinde CHP’ ile yer değiştirebilir” öngörüsünde bulunmuştu.
Bu gün muhalefetteki MHP, AKP ile ittifak yaparak, baraj sorunu yaşamamak, siyasette var olmak mücadelesi veriyor.
Kongrelerle MHP Genel Başkanlığı’na gelmesinin önü kesilen Meral Akşener’in kurduğu İYİ parti, MHP’nin tabanı üzerinde hızla ivme kazanarak gelişiyor.
O günkü BDP, bu günkü HDP anketlere göre baraj sınırının biraz üzerinde.
Türkiye’de siyaset çizgisi ve siyasiler öylesine hızla değişiyor ki anlamak büyük maharet istiyor.
Örneğin Tuğrul Türkeş… 
2014 yılında MHP Genel Başkan Yardımcısı idi. O zamanlar Cumhurbaşkanlığı seçimlerine CHP ile ortak aday çıkarabileceklerini belirtiyordu. Türkeş bir süre sonra parti değiştirerek, AKP’ye geçmiş, hatta bir süre hükümette de görev almıştı.
Bu uzmanın sekiz yıl önce yaptığı değerlendirmelerin hangilerinin doğru hangilerinin yanlış çıkacağını ben ön göremiyorum.
O günden bu yana yaşanan gelişmeleri de sizlerin değerlendirmesine bırakıyorum.
Süreç içerisinde ülkemiz adına olumlu gelişmeler olması ve barış içerisinde yaşanması dileğiyle…
İyi pazarlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar