MASAK'A SORUYORUM: BU HALTI KİM YEDİ?

Geçen hafta Türk Mahkemelerinde kocaman bir rezalet yaşandı.    Önce yaşanan rezaleti sıralayalım:    1)Mali Suçları Araştırma Kurumu’nun (MASAK) 12 Eylülcüleri yargılayan mahkemeye gönderdiği 500 sayfalık raporda, Kenan Evren’in damatları Maksut Göksu ve Erkan Gürvit üzerine kayıtlı 23 arsa, 41 daire ve Şişli’de bir rezidans olduğu iddia edildi. Tahsin Şahinkaya’nın eşi üzerine kayıtlı Yalova’da 90 dubleks binası bulunduğu öne sürüldü. Nurettin Ersin’in ailesinin Bodrum’da 169 adet yazlığa sahip olduğu, Sedat Celasun’un gelini Füsun Celasun üzerine ise Ankara’nın Çankaya ilçesinde 224 dairenin kayıtlı göründüğü yazıldı    Gazeteler bu haberin üzerine mal bulmuş mağribi gibi atladılar!
                                                                     ***    2)Ertesi gün haberin muhataplarından yalanlamalar geldi. Celasun’un gelinine ait denilen 224 dairenin jandarma lojmanları olduğu, Ersin ailesine ait gösterilen 169 yazlığın da aslında Bodrum’da 16/9 adresindeki bir villa olduğu açıklandı. Diğer kişilerin mal varlıklarında da benzer tahrifatlar yapılmıştı.    3)Bu haberler nedeniyle eleştirilen MASAK’ın Başkanı Mürsel Ali Kaplan, bilgilerin kendilerine ait olmadığını belirterek, “Basındaki bilgilerin tamamı yanlış, eksik ve abartılıdır. Tıpkı bir körün fili tarifi gibi” dedi.    4)MASAK belgelerini incelediğini söyleyen davanın müdahil avukatlarından Öztürk Türkdoğan ise “Haberlerdeki malvarlığına ilişkin hata varsa bu MASAK’ın hatasıdır” dedi.                                                                      ***    Malvarlıkları o ladar abartılı idi ki ilk gördüğüm anda “olmaz! olamaz!, bunda muazzam bir abartı var”, dedim. Haberin zırva olduğunu anlamamak için sadece ebleh olmak gerekiyordu.    Ama “zırva bilgi” mahkeme kayıtlarına girmiş, savcısı-hakimi sorgulamamış, gazetelerde yer almış, muhabiri-yazı işleri de sorgulamamıştı.    Zırvanın zırva olduğu ancak ertesi gün taraflar malvarlıklarını yalanlayınca ortaya çıktı.    Şimdi MASAK Başkanı “bu bilgi bize ait değildir, tahrifat var!”,diyor.    MASAK bilgilerini incelediğini söyleyen davanın bir müdahil avukatı da MASAK’ı suçluyor.    İşin acı tarafı da “bu ne rezalettir, acele suçlular bulunsun!” diye kıyamet koparması gereken medya sus-pus! Ne de olsa, zamanında pisliklerini yaladıkları 12 Eylülcülerin şimdi kolu kanadı kırık! Kötülenmeleri için emir büyük yerden!
                                                                     ***    Sahte-gerçek belgenin sahibi Türkiye’nin en hassas kurumlarından birisi olan MASAK!    MASAK kuru bir açıklama ile kaçamaz. Aksi halde töhmet altında kalır.    Ben MASAK ve Mahkeme Heyeti’nden geniş kapsamlı bir açıklama bekliyorum.    MASAK Başkanı’na atfen yapılan yayınlarda Başkan “Basında yer aldığı şekilde hiçbir bilgi ve belgenin kurul tarafından gönderilmediğini ve paylaşılmadığını” söylüyor. Ancak ilave ediyor: “Ayrıca bazı bilgilerin de aşırı abartılmış, yanlış yorumlanmış, hatalı bir durumda olduğunu söylemek gerekir.”    Soruyorum:    1)Bu bilgileri MASAK göndermediğine göre kim Mahkeme kayıtlarına sızdı ve MASAK’ın belgeleri üzerinde tahrifat yaptı?    2)Bilgileri zırva seviyesinde abartan dangalakları bulmak MASAK’ın temize çıkması için elzem değil mi?    3)Mahkeme Heyeti bu ayan beyan abartılmış bilgileri nasıl kabullendi? Neden kimse MASAK’tan teyit alma ihtiyacı duymadı?    4)Malvarlıklarını ellerine verildiği şekilde sorgulamadan gazetelere koyan geri zekalı meslektaşlarımı millete havale ediyorum ama bu belgeleri onların ellerine Mahkeme Heyeti’nden kim veya kimler sıkıştırdı?
                                                                     ***    Türkiye’de çok yüzsüzce bir oyun oynanıyor. Oyun oynanırken de hukuk ayaklar altına alınıyor. Hayasızca çiğneniyor. Birileri önce bir senaryo yazıyor. O senaryonun nasıl sonuçlanacağı baştan tayin ediliyor. Sonra, devletin içinde birileri senaryoya uygun sahte belge/bilgi/evrak türetiyor. Bu belge/bilgi/evraklar Mehmet Baransu türü “insanlar” vasıtası ile kamuoyuna sunuluyor. Kamuoyu baştan yönlendiriliyor.    Ergenekon, Balyoz, Odatv Davaları’nınn hepsinde aynı sahtecilik ve yönlendirme oyunu oynandı. Geçen hafta da tırnağım kadar sevmediğim Kenan Evren ve şürekası hakkında bir oyun denendi. Ama sahtecilik bir kez daha ifşa edildi.    Korkarım, bu kez de devletin içindeki bu sahte belge/bilgi/evrakları üretenler ortaya çıkmayacak/bulunamayacak!    MASAK ve 12 Eylülcüleri yargılayan Mahkeme Heyeti’nden rica ediyorum. Bir kez olsun, sahtekarları yakalayın ve ifşa edin. Unutmayın, bu belgeler tarihe kayıt edildi:    “Keser döner sap döner gün gelir hesap döner!”  

Önceki ve Sonraki Yazılar