Örnek mi? 
Seçim yasaları…
Hatta şu bile söylenebilir:
Tüm adaletsizliklerin anası, seçim adaletsizliğidir!
★★★
Seçim Kanunları zırt pırt değiştirilip durmaz!
Günlük ihtiyaca göre, hele kişisel hesaplara göre hiç yapılamaz.
Yapılıyorsa tek sebebi olabilir!
Unutmayın, oy çalanlar her şeyi çalarlar.
“Ben yaparım, olur biter”
Üstüne bir de karşı tarafı suçlarım, diyenler var.
★★★
Koltuğu ve iktidarı elde tutmak için her yol mubah anlayışı egemen olursa…
Halk da buna her bir yol ile “ikna”(!) edilirse!
Bu yapılırsa vatandaşın ve dünyanın yapacağınız hiç bir seçime güveni kalmaz.
Bunun da uluslararası boyutta ekonomik, siyasi ve elbette hatta askeri sonuçları olur.
★★★
Ama maalesef böyle bir ülkemiz var.
Cehalet, tehdit,  korku, küçük hesaplar, saflık boyutunda “iyiniyetli salaklık”, bıkkınlık…
Belki de toplumsal bir hipnoz hali…
Herkesin kendine göre bir açıklaması var.
Ama sonuçta Ortadoğu bataklığının merkezi olma yolunda hızla yol alıyoruz.
★★★
Kişiye özgü ısmarlama seçim yasası uluslararası ölçülerde ülkemize itibar kaybettirir.
Hatta rezil bile eder.
Boynumuzun bükülmesine yol açar.
Ayrıca bu, kendi insanımıza yapılacak e büyük hakarettir.
★★★
Birilerinin kaybetme korkuları o kadar büyük ki.
Seçim hileleri, oy hırsızlığı, mühürsüz
çakma oy hesapları yetmiyor, demek ki.
İşi tam kontrollü yürütmek istiyorlar.
Bir ülke sürekli olarak “psikolojik harekât ile” yönetilir mi hiç?
Tümüne birden toptan büyük kılıflar da  üretiliyor, torba torba…
★★★
Yapmayın bu kadar!
İnsanlar eninde sonunda vicdan hesabı yaparlar ve adaletsiz seçimlere dur derler.
Ülkeyi bu kadar harcamayın.
Unutmayın, oyun bozulabilir.
Keyfiyet sonucu dikilecek elbise her türlü ayak oyunlarına rağmen, sandık başında size de giydirilebilir.
Ve o kadar dar gelir ki, fena sıkılırsınız.
Benden söylemesi!