Öteki dünya…

Yazıyı bir gün önce yazmaya ve İnsan Hakları Günü olan 10 Aralık’a yetiştirmek istiyordum ama kısmet olmadı.

Futbol, spor, spor organizasyonları ve bunların insan hakları konusundaki hassasiyeti uzun zamandır tartışmalı bir konu. Özellikle de Katar ve Rusya gibi karnesinde bu anlamda düşük notlar bulunan ülkelere büyük organizasyonların verilmesi, 2014 Dünya Kupası öncesi ve sırasında Brezilya’da yaşananlar konunun ivedilikle ele alınması gerektiğini gösterdi.

Bunların yanında FIFA, UEFA, IOC gibi kurumların bizzat kendi içinde meydana gelen yolsuzluk, kayırma vb. iddialar, soruşturmalar da konunun ilgililerinin harekete geçmeye zorladı. Sporda şiddet, şike vb. konuları öncelikli gündeme alarak kendi karanlığını örtmeye çalışan kurumlar (böyle şeyler dünyanın her yerinde aynı) kendilerini gizleyemez hale geldiler. Organizasyonlara olan güvenin azalması hem ilgi, hem de marka değeri açısından ileride sıkıntı yaratacağından bazı adımlar atılmaya başladı.

Sivil Toplum Kuruluşlarından oluşan bir birlik (sporcu sendikaları ve taraftar birlikleri de dâhil), spor organizasyonlarında insan hakları ve yolsuzluk konusunda mücadelenin gözden kaçırılmamasını talep etti.

8 Aralık’ta yapılan toplantıda IOC, bu konuda 40 maddelik bir öneri sundu. Organizasyonlar çalışan işçilerin çalışma standartları (Brezilya ve Katar’da işçi ölümleri ve çalışma şartlarının kötülüğü), şeffaflık ve denetim bunlardan bazıları.

Ayrıca sporun dünyada çok etkili olduğu ancak popüler olma yolunda ilerlerken ideallerini kaybettiği de konuşulan konular arasında.

Önerilerin katılımcı kuruluşlar tarafından olumlu karşılanması neticesinde bir mektup da imzalandı ve organizasyonların işçi hakları, çocuk hakları, insan haklarına saygılı olması garanti altına alındı.

(İmzalayanlar; Amnesty International, FifPro Football Supporters Europe, The International Trade Union Confederation, Supporters Direct Europe, Terre des Hommes International Federation and Transparency International Germany.)

IOC, kendi organizasyonlarında bu konularda hassas olacağını ifade ederken, FIFA’yı da kendilerine katılmaya ve mektubu imzalamaya davet etti.

Organizasyonlar için hayata geçirilen tesisleşme projelerinde tedirginlik duyulan bir başka konu ise insanların evlerinden sürülmeleri. Bunun uzantısı olarak da toplumsal infiallerin ve şiddet olaylarının yaşanması bir diğer konu. Tesisleşme ihalelerinin şeffaflığı da talepler arasında.

Yani IOC kısaca diyor ki, Olimpiyat ve benzeri spor organizasyonlarını sokakların çocukların öldürüldüğü, insanların evlerinden sürgün edildiği, yolsuzluğun kol gezdiği, ihale süreçlerinin şeffaf olmadığı, insan haklarının olmadığı, işçilerin sağlıklı çalışma koşullarında ve hakkını alamadığı ülkelere bundan sonra kapımız kapalı. Bunu yaparken de FIFA gibi birlikleri de peşinden gelmeye ikna etmeye çalışıyor.

Kısacası öteki dünya çıkarları doğrultusunda da olsa değişiyor…



Önceki ve Sonraki Yazılar