Temel, beş yıldızlı otele giderek, güzelce uyumuş..

Sabah 900 liralık ayrıntılı bir fatura çıkartmışlar!

500 lira yatak, 200 lira sauna, 200 lira da jakuzi parası!

Temel isyan etmiş:

“Haçan yatak parası tamam da, jakuzi ve sauna kullanmadım! Ne diye kullanmadığım şeyin parasını vereyum?”

“Valla Temel bey, biz hizmeti sunduk, kullansaydınız! Prensip olarak kullansanız da kullanmasanız da ücretini alırız!”

Temel “Tamam” deyip eline aldığı kâğıda bir şeyler yazarak “Verin 900 liramı!” diye görevliye uzatmış:

“900 lira TKÜ”

Adam şaşırmış “Bu TKÜ ne ki Temel bey?” diye sormuş..

“Temel’i Kullanma Ücreti!”

“Nasıl yani?”

“Haçan bütün gece yukarıda uyudum! Odaya gelip kullansaydınız! Verin 900 liramı!”

Bankaların her hizmetten para talep etmelerini gırgıra almak için, geçen gün bir radyo programında anlatılan fıkrayı, bana amcaoğlu İbrahim Kantarcı anlattı!

Bankalar işi o kadar ileri götürdü ki, yakında banka fıkraları üretilmeye başlanırsa, kimse şaşırmasın!

En son posta, Adana’da bir banka şubesi işi zirveye vardırdı!

Vatandaşın biri senet yatırmak için bankadaki görevliye, 200 lirası kâğıt, gerisi madeni 500 lira uzatmış!

Banka görevlisi paraları sayıp işlemi tamamladıktan sonra, otelde Temel’den kullanmadığı sauna ve jakuzinin parasını isteyen otelci gibi vatandaştan on lira daha istemiş!

“Ne on lirası?”

“Madeni paraları sayma ücreti efendim!”

Banka görevlisinin bir vazifesi de para saymak değil mi?

Bankalarda buna cevap hazır:

“Biz verdiğimiz her hizmetten ücret alırız!”

Peki abi, sizin şube kiranız, memur ücretleriniz, kullandığınız kağıtlar ve daha bir sürü numara zaten hizmet giderleriniz olarak müşteriye yansıtılmıyor mu?

Yakında yazın klima, kışın da ısınma giderleri, yerlerin silindiği deterjanın parası için de, her gelen müşteriden ayrı para talep ederler mi?

Meselâ bir bakmışsınız Temel bankanın camına vurup görevliyi dışarı çağırıyormuş..

“Buyurun bir isteğiniz mi var?”

“Para yatıracağum!”

“Öyle olmaz içeri gelin!”

“Gelemem! Gelirsem hizmet parası istersiniz! Ben kapıda elden teslim edeceğum!”

Türkiye’de kimin eli kimin cebinde belli değil!

İktidar alacağına şahin, vatandaşa vereceğine karga ama hiç değilse bu durumlarda halkına sahip çıkması lazım!

Vatandaşın yüzde 50’si halinden memnun!

Zaten ben de, pazar günü kafanızı ütülememek için yazdım bu yazıyı..

Hem de beş para almadan!