TEMPUS FUGİT

Hiç lafı dolandırmaya, görmezden gelmeye, kulağının üstüne yatmaya gerek yoktur. Son sözü önde söylemek gereklidir. Türkiye alenen ve resmen ikiye bölünmüştür. Bu bölünmüşlük coğrafi bir bölünmüşlük anlamında olmasa da aslında o boyutu da olan siyasal, kültürel, sosyolojik bir bölünmüşlüktür. Hangi taraftan bakarsanız bakın, bu ülkede artık ‘’Biz’’ ve ‘’Ötekiler’’ vardır. Eğer Tayyip Bey’de cismani şeklini bulan taraftan bakarsanız karşınızdaki yüzde 50, dinsizdir, ahlaki değerleri dumura uğramıştır. Hepsi dünyevi zevklerin pençesinde, içki içen, batı hayranı, alnı secdeye değmeyen, iki ayya- şın kurduğu Cumhuriyeti, Osmanlı atalarımızı unutturmak için kullanan, bu toprakların, bu ülkenin asli sahipleri olmayan bir inançsız, imansız güruh olarak görürsünüz. Karşı taraftan bakınca ise insanlığın, bilimin eriştiği aydınlıktan nasibini almamış, inandı- ğını söylediği dinin erdemlerinden bihaber, dilinde Allah olan ama gönlünde gerçek bir Allah sevgisi olmayan, kadına düşman, acımasız, vahşi, kaba, eğitimsiz, sevgisiz bir yönetici grubuna şu veya bu şekilde kanmış, inanmış, cahil, zavallı bir kitle görürsünüz.

Bu bölünme yeni değildir. Yıllardır vardır. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bu bölünmeyi gidermek için Cumhuriyet devrimlerini gerçekleştirmişlerdir. Ama Karl Marks’ın o çok ünlü tespiti ile ‘’tarihte ne olmuşsa, başka türlüsü olamayacağı için öyle olmuştur’’ ve bölünme giderilememiştir. Çünkü zamanı gelmemiştir.

Ancak toplumumuz, yeni nesillerle birlikte, gözle görülür şekilde değişmektedir. Bu değişme, var olan diyalektik karşıtlık yeni bir senteze ulaşıncaya kadar sürecektir.

Hiç korkmaya gerek yoktur. Bu yeni toplumsal sentez, kaçınılmaz olarak çağdaş değerlerin, aklın ve bilimin üstün gelmesi ile ortaya çıkacaktır.

Tarihin tekerleği geriye dönmez. Bilimi inkar etmek ‘’yok hükmündedir’’. Ülkemizin bu günkü muktedirleri, kendilerini ayakta tutan, onlara payanda olan, saf, temiz ama bilinçsiz kitleleri kaybetmeye mahkumdur.

7 Haziran seçimleri, Gezi eylemleri, 16 Nisan referandumu ve en son ana muhalefet partisinin başlattığı “Adalet Yürüyüşü”nün görkemi buna işaret etmektedir.

Muktedirler, pek bilinçli olmasa da bunun farkına varmaya başlamışlardır. Karşılarındaki ‘’ötekilere’’ daha bir hınçla saldırmalarının, hakaretler etmelerinin nedeni budur. Muktedirler bilgisizdirler, görgüsüzdürler, sevgisizdirler ve acımasızdırlar. Ama bunların geçen ve geçecek olan zaman içerisinde bir ‘’kıymet-i harbiyesi’’ kalmayacaktır. Yazımın başlığı Latincedir. ‘’Zaman uçar’’ anlamındadır.

21. yüzyılda zaman daha da hızlanarak uçmaktadır. Ülkemizin bu günkü mazlumlarının, bu uçu- şun bir yerinde, zalimlerin diz çöküşünü görmesi kaçınılmazdır.

Gönlünüzü ferah tutun!

Önceki ve Sonraki Yazılar