Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Terör bahane, rüşvet ve yolsuzluk şahane

Türkiye’de bir şeyler oluyor;

İktidar sözcüsüne pek de gerek kalmadı. Hem savcı, hem hâkim, bazen ayıp olmasın ya avukat rolü, hem katip, mübaşir ve böyle giderse gardiyan var tek bir vücutta.

Kuvvetler ayrılığı ? O da neydi…?

Demokrasi tranvayı artık durakları pas geçmeye başladı.

Tranvaydan vazgeçti Reis; bindik alamate gidiyoruz kıyamete…

Ya duvara toslayacak o tranvay , ya da dosdoğru uçuruma …

Bunlar yetmezmiş gibi her gün şehit haberleri ile uyanan Türkiye geri dönülmez bir şiddet sarmalının içinde debeleniyor.

İkitdarın söylediklerine bakıllırsa devletin  terörle mücadelesine  anti terror yasalarına karışmasaydı su Avrupa Birliği , kalkacaktı  ne güzel vizeler…

En azından Vatandaşın bildiği bu… 

Velhasıl serde yörüklük varya ,pek sevindiydik Avrupaya vizesiz gideceğiz diye. Ama umutlar sönünce kızdık AB ‘ye .

Ancak olay sadece terörle mücadele yasalarıyla ilgili çekinceler değilmiş.

Avrupa Birliği ile vize serbestliği geldi gelecek derken, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde göremediğimiz bir şeyler oldu.  Düşük yaptı siyaset. Daha yeni ısınmıştı halbuki sayın  Ahmet Davutoğlu.

Sertleşme politikası son hükümet değişiminden buyana daha bir arttı. En azından milliyetçi söylemler mangalda kül bırakmamacasına tırmandı. Öyleki, vize görüşmelerinin kesilmesinde en önemli gerekçe olarak terörle mücadele yasası öne çıkarıldı.

Ama kazın ayağı öyle değil !

ALMAN HÜKÜMETİ  DİYOR Kİ;

Federal Almanya Parlamentosunda bir muhalefet partisinin soru önergesine Federal Almanya Hükümeti  30 Mayıs 2016 tarihinde  şöyle cevap vermiş:

“Vize anlaşması için Avrupa Birliği tarafından Türkiye’den talep edilen 72 adet kriterden Mayıs 2016 sonuna kadar 65 adedi Türkiye tarafından yerine getirilmiştir.

Alman hükümeti yaptığı açıklama ile (18/8581) bunu bildirmiştir. Fakat Avrupa komisyonunun ilettiğine göre Ankara’nın, Avrupa Polis Birliği ( Europol)’ un operativ işbirliği anlaşmasına ve ayrıca yolsuzluk ve rüşvet ile ulusal mücadele planının gerçekleştirilmesi anlaşmasına yanaşmadığını bildirmiştir.”

Yani Avrupa Birliği’nin derdi öncelikle yolsuzluk ve rüşvet,. mücadele için de Europol Operatif İşbirliği…

Ankara Hükümetinin önüne konan zor ev ödevi sadece terör yasalarıyla ilgili değil, özellikle yolsuzluk ve rüşvet  ile ulusal mücadele planı anlaşması vize için belirleyici olacak kadar. AB’nin kırmızı cizgileri olduğu aşikar…

AB, düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğü konularını Terörle Mücadele Yasası kapsamında olmasını kesinlikle kabul etmiyor.

Tamam da, bir ülke niçin rüşvet ve yolsuzluk ile kapsamlı bir ulusal mücadele planı anlaşmasını istemesin ?

Düşünce hürriyeti ve basın özgürlüğü zaten herkesin derdi değilmi?

Birgün herkesin bunlara ihtiyacı olur!

Demokrasilerde rüşvet ve yolsuzlukla mücadele etmem diyen bir siyasetçi iktidarda kalabilir mi? Kalamaz da o ülke Türkiye ise  çok söze ne hacet.

Avrupadaki kimi politikacılar, vizelerin kaldırılmamasının gerçek en önemli sebebinin Ankara’nın bu rüşvet ve yolsuzlukla mücadele anlaşmasını kabul etmemesine bağlıyorlar. Hatta Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a.

Hadi Ankara ! Korkacak, gocunacak bir şey mi var ? Atıver imzayı tüm rüşvet ve yolsuzluk  dosyaları mahkemelerde aklanıversin, AB de vizeleri  kaldırıversin ! Hem interpol’ün operatif işbirliği ile bu aklanma garanti olur ! Yoksa…?

Önceki ve Sonraki Yazılar