Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin ve ekibi, 7-8 Aralık tarihlerinde yapılan 27. Genel Kurulda seçimi kaybetti. Atilay Ayçin ve yönetiminin seçimi kaybetmesinde, AKP ve THY işvereninin delegeler üzerindeki yoğun baskısı ve Türk-İş’in Ayçin’e yönelik tavrı büyük ölçüde etkili oldu.

Genel kurul öncesi, üç listenin yarışması bekleniyordu. Mevcut Hava-İş yönetiminin listesinin yanı sıra AKP yanlısı olarak bilinen liste ile Gökkuşağı olarak ortaya çıkan üçüncü liste yarışacaktı. AKP yanlısı Reform Hareketi’nin başlangıçta liderliğini yapan Ömer Önder Haberdar’ın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın akrabası olması nedeniyle ismi yıprandı. Son anda Reform Hareketi adına Ali Kemal Tatlıbal, başkan adayı olarak ortaya çıktı.

Ali Kemal Tatlıbal da, hava işkolundaki grev yasağına karşı eylem yaptığı için işten çıkarılan 305 kişi aleyhine mahkemede şahitlik yapan kişiydi. Gökkuşağı grubu da, “Delegeler üzerindeki işveren baskısı nedeniyle özgür iradenin yansımadığı genel kurul meşru değildir” gerekçesiyle kongre ve seçimlere katılmadı. Aslında bu grup, büyük ölçüde THY işvereninin “oy kullanırsanız işten atılırsınız” tehdidi ile genel kurula gelemedi.
Sonuçta seçimlere Ayçin ve AKP yanlısı Reform Hareketi katıldı. Kongrenin ilk günü yapılan Divan Başkanlığı seçiminde de Reform Hareketi, Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak’ı aday gösterdi. Mevcut yönetimin Divan Başkanı adayı olan Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ise oylamayı kaybetti.
Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin, Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak’ın talimatı ile Büyükkucak’ın Reform Hareketi’nin adayı olduğunu, Kavlak’ın kongre öncesi Hava-İş Ankara Şube Başkanı’nı arayarak Reform Hareketi’ni desteklemesini istediğini ayrıca Gökkuşağı sözcüsü Bahadır Altan’a da AKP yanlısı grupla birlikte hareket etmesi yönünde öneri götürdüğünü söyledi.

Atilay Ayçin, genel kurulda yaptığı konuşmada Türk-İş’in bu tavrını şiddetle eleştirdi. Genel kurulun toplam delege sayısı 300’dü. Gökkuşağı grubunun seçimlere katılmaması ve katılmayanların büyük bir bölümünün de “oy kullanması halinde işten atılmakla” tehdit edilmesi, Reform Hareketi’nin işine yaradı. 211 kişinin katıldığı ve 206 geçerli oyun kullanıldığı seçimlerde Ayçin 73 oy alırken, rakibi Tatlıbal 133 oyla başkan seçildi.
AKP’nin grev yasağı, grev kırıcılığı uygulamalarıyla ile birlikte THY işvereninin delegeler üzerindeki ablukası ve son olarak da Türk-İş’in Ayçin aleyhine kongreye müdahalesi, Hava-İş yönetimini bitirdi. Kuşkusuz Hava-İş yönetiminin de hataları ve eksiklikleri oldu. Yönetimin bir özeleştiri yapması, bu olaydan sendikal hareket adına ders çıkarması da gerekir.

Türk-İş içindeki muhalefet temsil eden Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP), Hava-İş’e yönelik bu operasyondan sonra kendi durumunu gözden geçirmelidir. SGBP, Türk-İş’in bu yapısı içersinden bir çözüm çıkaramaz. SGBP içinde mücadeleci sınıf sendikacılığını benimseyen örgütlerin DİSK ve KESK’te aynı çizgiyi savunan sendikalarla birlikte Türkiye emek hareketi için umut yaratabilecek yeni bir konfederal yapıya dönüşmesine ihtiyaç vardır. Böyle bir yeni oluşum, sol siyasal harekete de yön verebilir…