Bu sezon acısıyla, tatlısıyla sona erdi artık. Taraftarların olmayışını konuştuk, hakemleri konuştuk, başkanları konuştuk, ilk meydana gelişi ciddi yanlı uyandırıp, sonradan neredeyse hiç konuşulmayan takım otobüsü kurşunlama olayını konuştuk, kötü futbolu konuştuk.

Bu senenin başarılıları, Bursaspor ve İstanbul Başakşehir takımları oldular. İstanbul başakşehir, önümüzdeki sezona kadrolarını ve hocalarını koruyup takviye yaparak girecekler ama Bursaspor için durum bu kadar net değil. Kadro korunduğu takdirde kalacağını söyleyen Şenol Güneş’in durumu hala belirsiz. Eğer Şenol Güneş kalır ve Bursaspor eksiklerini giderirse, önümüzdeki sezon çok daha parlak geçecektir, bunu bilmek için kahin olmaya gerek yok.

Şenol Güneş için bir diğer seçenek ise, Beşiktaş. Hikaye böyle gelişirse, Şenol Hoca’nın Beşiktaş’a hem karakteriyle, hem de tecrübesiyle çok şey katacağını düşünüyorum. Hoca’nın ilk işi Oğuzhan Özyakup’u parlatmak ve potansiyelini çıkartmak olacaktır. Türkiye’de oyuncu kazanmak konusunda Güneş’ten iyisi kesinlikle yok.

Önümüzdeki haftalar, Bursaspor ve Beşiktaş için ne kadar önemliyse, aynı şekilde bir teknik direktör arayışı olan Fenerbahçe içinde o kadar önemli. Teknik direktörlerin önemsiz olduğunu düşünen ve hatta bunu inanarak da söyleyen Aziz Yıldırım, bu söyleminden ders almış olacak ki, bir sportif direktörle yola çıkma kararı aldı. Görevini ne kadar yaptıracak ne kadar yaptırmayacak orası şimdilik belirsiz ama ben başarılı olacak bir plan olmayacağını düşünüyorum.

Transfer sezonu geleceği belirleyecek başlığını tercih etmemin en önemli sebebi; takımların kaybettikleri ivmeyi kazanma çabaları veya zafer sarhoşluklarıyla yapılan maliyetli transferlerin geleceklerinde çok büyük önem taşıyor olmaları. Çileklere sevinirken, elimizdeki malzemelerle ne yaptığımızı düşünmekde önemli. Türkiye’de şampiyon olmak mı bizi sevindirecek olan, yoksa artık sistemli bir takım haline gelip Avrupa’nın gediklisi olmak mı?

Öyle kulüpler düşünün ki, bir sezon iyi işler yapılıyor ama bir sonraki sezon kim nerede belli değil, takımın eski halinden eser yok. Bu sıkıcı ve belirsiz tablo artık verim vermemeye başladı, değişim başlıyor ve herkes bu değişimden nasibini er ya da geç alacak.

Altınordu bu sene aslında hedefi olmasa da Süper Lig’in kıyısından döndü, ama biliyoruz ki seneye aynı sistem yine karşımızda olacak. İstanbul Başakşehir inandıkları plana sadık kalacak ve yine beklenen seviyede başarılı olacaklar, Kasımpaşa, iyi bir sistem takımı ve artık yeni hocaları Önder Özen’le beraber iyi ve sürekli bir başlangıç yapacaklardır, Göztepe başarılı bir model çizdi ve planları programları gayet iyi. Taraftarıyla bütünleşmiş bir başkan ve futbolcu grupları var, başarının gelmemesi için hiç bir sebepleri yok. Ayrıca Karşıyaka’ya bir parantez açmak iyi olur, yeni yapılanma süreci bir planlamaya dayanmıyor gibi gözükse de en azından iyi bir başlangıç ve şahlanış olabilir onlar adına, seneye bizi PTT 1. Lig’de de iyi maçlar bekliyor.