TRUMP, ERDOĞAN benzerliği

ABD başkanları sadece Amerikalıları değil, tüm dünyayı hep ilgilendirmiştir.

Biz ve Orta Doğu ülkeleri ayrı bir ilgi ile seçim kampanyalarından başlayarak, yemin törenine kadar adım adım takip ederiz.

Sonuçlar üstünde bahisleri andıran iddialar TV programlarında seslendirildikçe, izleyiciler de koltuklarından konuya dâhil olurlar.

Seçimler bittiğinde, kendi kuralları gereği 3 ay sonraki devir teslime kadar yedikleri giydikleri, servetleri, izleyecekleri olası dış politikaları konuşulur.

Sağlık politikalarında başkanın ne düşündüğü, senatonun onaylayıp onaylamayacağı öyle tartışılır ki, kendi meclisindeki milletvekili sayısını bilmeyenler, Amerikan senatosundaki Cumhuriyetçilerin bile sayısını bilir.

Obama’nın Müslümanlığı konusunda ülkemizde olan tartışmaları unutmadık.

Şimdiye kadar Erdoğan özelliklerinde bir siyasetçi ülke yönetimimizde olmadığı gibi, Trump gibi bir başkan da ABD’ye nasip olmamıştı.

Arada belirgin bir fark var tabi ki.

Erdoğan ilk yıllarında bu Erdoğan değildi.

Siyasetçi olarak “kabul edilebilir” düşünceleri vardı.

Barış ve kardeşlik söylemleri, Suriye ile ortak bakanlar kurulu gibi bölge barışını sağlayacak girişimleri ise her kesimin desteklediği şeylerdi.

Sonrasını biliyoruz.

Trump’ın seçim kampanyasındaki keskin söylemleri, sadece kendi seçmenine dönük sloganları, Erdoğan’a benzerliğindeki ilk sinyallerdi.

Erdoğan’ın İç Anadolu’daki seçmen ağırlığını ve haritaya yansıyan renkliliği hatırlarsınız.

Trump’ın oy dağılımında da Amerikan seçmen haritası birebir aynı.

Erdoğan’ın medyaya karşı ilgisi ve muhalif basına karşı acımasızlığı da Trump’ın örnek aldığı davranış gibi görünüyor.

Seçimlerde, seçim hukukuna aykırılığı, Rusya’nın parmağı olduğu iddiaları da başka bir benzerlik…

Damatların kayınbabalarına yardım etmek için kendilerini feda ederek en yakın koltuklarda oturmaları da göz yaşartan vatanperverlik.

Neden oğul değil de, damat derseniz bunun cevabı siz de.

Trump’ın başkanlığı devam edecekse Amerika’nın işi zor.

En azından ülkelerinde huzur kalmayacak.

Günlük hayat akışında genelde mutlu olan büyük bir kesim, gündemde olmayı seven Trump’ın uygulamaları ile çok yakında “Eyvah” diyeceklerdir.

Nereden mi biliyorum, bunun da cevabı siz de.

Bir süredir konuşulan ve son günlerde ciddi boyutlara taşınan “Trump’ın azli” ile Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçilmesindeki tartışmalar arasında da küçük bir benzerlik var.

Amerika’da kuvvetler ayrılığının ödünsüz uygulanması olmasaydı Trump, Amerika’yı Kuzey Kore’ye çevirebilirdi.

Neyse ki bunu önleyecek “görevden alma” şansları var.

Azledilirse, yasalar gereği Trump “Ne oluyoruz, Anayasayı tanımıyorum, gitmiyorum” bile diyemez.

Hatta aklından bile geçiremez.

Bizde ise “Fiili durum”la kuvvetler ayrılığından, kuvvetler birliği noktasına geldik.

Böyle bir toplum olduk işte.

AKP tabanı seçmen, Hıristiyan olduğu bilinen Obama’nın Müslüman olduğunu iddia ederken, bizde Müslüman olduğu sanılan “bazı”larının “Takiyye ustası” olduğunun hala farkında değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar