Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Tüm üyelerle önseçime karşıyım!

Biliyorum çok dostumuz önce kızacak.

Neden mi? Anlatacağım.

Ama önce bir okuyalım, önyargılarımızı ve ideal istemlerimizi dizginleyelim.

Parti örgütü içindeki yıllarca yaptıkları mücadeleye rağmen hak ettikleri yerde olmadıklarını düşünen binlerce parti aktivisti önseçim talebinde aslında haklılar.

Ama işte ancaklar var…

Önce şu anda zaten yapılamayacak bir yöntemi tartışıp enerji ve zaman kaybetmek anlamsız.

CHP Genel Merkezi en iyi ihtimalle bazı yerlerde tüm üyelerle sonuçlarına uymak zorunda olmadığı bir eğilim yoklaması yapar.

Seçim sonuçlarına göre de parti şekillenir.

CHP’liler partinin gösterdiği aday etrafında çalışacaklar ve komşularını da alıp söylene söylene de olsa gidip oylarını kullanacaklar.

Şu anda diğer her davranış sadece iktidarın ekmeğine yağ sürer.

CHP’liler yine şanslı, iktidar partisindeki üyelerin söylenme hakları bile olmayacak.

Peki, ama siyasi partilerde esasen adaylar nasıl belirlenmeli?

***

Aslında şimdi bu konuları deşmenin de pek zamanı değil.

Ama öte tarafta içten içe bu tartışma sürüyor.

Yeter ki seçimlere zarar verecek hale getirilmemeli.

Siyasette akıma karşı gelmek zordur.

Hele ilk bakışta göze, kulağa hoş gelen yaygın bir demokratik yöntem olarak “Tüm üyelerle önseçim” fikrine karşı geline bilinir mi?

Örneğin söz konusu CHP gibi kocaman bir partiyse karşı gelinir, gelinmelidir de!

Bu kadar büyük partilerde ön seçim aslında istismara en az merkez yoklaması kadar açık bir yöntemdir.

Önseçime karşı çıkmak da farklı nedenlere dayanır.

Kimisi güç bende, ne önseçimi, zaman da yok, zaten üye yapısı da uygun değil, ben seçip geçeyim derken, kimisi tüm üyelerle önseçimi akılcı bulmadığı için karşı çıkar.

Birinci guruptakiler, kendileri olmazsa, bırakın partinin, ülkenin dünyanın bile batacağını, hayatın sona ereceğini bile inanırlar (!) …

***

Hiç lafı dolaştırmadan söyleyeyim:

Bu kadar büyük bir partide (Nüfusu 50 binin üstündeki kentlerde) ben önseçime karşıyım!

“Tüm üyelerle önseçim” kulağa çok hoş gelse de, en azından büyük kentlerde sağlıklı sonuç doğurmaz!

Çok sağlıklı bir üye yapınız olsa bile!

Ben CHP gibi milyonu aşkın üyesi olan partilerde büyük ilçe ve illerde tüm üyelerle önseçimi adil ve akılcı bulmuyorum.

***

En ideal, doğru veya “demokratik” seçim elbette doğrudan ön seçimdir.

Ancak bu tüm üyelerle önseçim yöntemi küçük ve tüm adayların relatif, eşit ve dengeli yarış koşullarının bulunduğu küçük ilçe ve beldelerde mümkün olabilir.

Her ne kadar tüm üyelerle önseçim talebi kulağa çok hoş gelse de, nüfusu 50 binden fazla olan yerel yönetimler için bu yöntem hiç de adil ve eşit olmayan bir yarışa dönüşebilir.

Çünkü adayların önseçime katılacak parti üyelerine ulaşması nüfus arttıkça zorlaşmaktadır.

Hele büyük kentlerde, sağlam üye yapısıyla bile yapılsa, tüm üyelerle önseçim kulağa çok hoş gelse de sonuçta ancak maddi zenginlik veya medyatik güce dayanır.

Adaylar arasında büyük haksız rekabet oluşur.

Adayların tüm üyelere ulaşması büyük kentlerde ciddi bir problem ve eşitsizlik kaynağı olur.

İşte bundan dolayı tüm üyelerle önseçime karşıyım.

Peki, nasıl yapmalıyız?

Onu da bir sonraki makaleye bırakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar