Türkiye seçeneksiz değil

Türkiye 13 yıllık bir kabustan uyandı. Halk Tayyip Erdoğan’ın başkanlık dayatmasına, başka bir ifade ile mezhepçi faşizan ditkatörlük özlemine ‘dur’ dedi.

Seçimlerin en net siyasal ve tarihsel anlamı budur. Türkiye mezhepçi gericiliğe, IŞİD kafasına, aydınlanma düşmanlığına, kibire, cehaletin saltanatına, vasatın egemenliğine, kabalığa, hoyratlığa, yobazlığa geçit vermedi.

Bu seçimden sonra, zaten bir rant ve dinci gruplar koalisyonu olan AKP’nin çözülmesi ve iktidar blokunun dağılma sürecine girmesi kaçınılmaz.
AKP’nin yenilgisi, Erdoğan’ın şahsında bir bozguna dönüştü. Erdoğan, devletin bütün olanaklarını kullanmasına, oluk gibi para akıtmasına, anket şirketleri üzerinden manipülasyon yapmasına, insanların dini inançlarını insafsızca sömürmesine karşın kaybetti.

Halk Erdoğansız bir Türkiye ve AKP’siz bir hükümet istedi. Muhalefet halkın bu beklentisini ve sandık sonuçlarını doğru okumalıdır.
Erken zafer sarhoşluğuna gerek yok. Bilinmeli ki, AKP iktidarı bırakmamak için elinden geleni yapacaktır. Bir AKP azınlık hükümeti ya da AKP’li bir koalisyon seçeneği sonuna kadar denenecektir. Çünkü AKP’siz hükümet ve Erdoğansız bir Türkiye, onlar için yargılanma sürecinin başlaması demektir.
Bu nedenle, halkın ‘hayır’ dediği bir AKP’li bir hükümet girişimine fırsat verilmek, alınan oylara ihanet anlamına gelecektir. Muhalefet partileri, seçmenin tercihini doğrultusunda, AKP yıkımını durduracak bir seçeneği geliştirmelidir.

İlkeli siyasette de olmaz yok.
CHP, MHP ve HDP’nin önünde Türkiye’nin önünü açacak birden çok koalisyon seçeneği var. Gerekirse, seçim barajı gibi anti-demokratik düzenlemelere son vererek, ülkeyi erken seçime götürecek bir koalisyon bile denenebilir.
Bugün YURT sayfalarında birden çok hükümet olasılığının bulunduğuna ilişkin haberler okuyacaksınız.

Türkiye seçeneksiz değil. Önümüz aydınlık.

Önceki ve Sonraki Yazılar