Aydın'ın topuklu efesi kararlı: Bildiğim yoldan gideceğim, kimse engelleyemez!

Aydın'ın topuklu efesi kararlı: Bildiğim yoldan gideceğim, kimse engelleyemez!

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu sosyal belediyecilik uygulamasında özellikle yoksulları merkeze koyduğunu söyledi ve eleştirenlere cevap verdi.

YURT Gazetesi-Röportaj-Ülkü ÇOBAN/ Onlar halka tepeden bakan, halkın içine girmeyen elitist bir takım. Sırça köklerinden çıkmıyorlar, halktan haberleri yok! Sosyal destek kömür yardımı yapmak değildir.

Başlarken…

Röportaj için Aydın’a gittiğimizde hem Aydın halkı ile hem de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile oldukça uzun zaman geçirdik. “Aydın’a bazen kadın, bazen anne, bazen belediye başkanı gözüyle bakıyorum” diyen Başkan Çerçioğlu uyguladığı sosyal belediyecilik kavramını bize detaylarıyla anlattı.  Kendisine yönelik eleştirileri de sorduk ve oldukça sert yanıtlar aldık…

*Türkiye'de kadın olmak zor, çalışan kadın olmak daha da zor. Peki, çalışan kadın bir yandan da bir büyükşehir belediyesinin başkanı olunca nasıl oluyor?

Ben hiçbir zorluğunu yaşamadım. Tam aksine avantajlarını yaşıyorum. Bazen kente kadın, bazen anne, bazen belediye başkanı gözüyle bakıyorum.  Ülkemizde kanayan bir yara var. Kadın cinayetleri, şiddet, mobbing... Bunlar parlamentonun hızla çözmesi gereken konular. Özellikle kız çocuklarının evlendirilmesi vs...  Bizim de birimlerimizde psikologlarımız bulunuyor, bir huzur evimiz ve kadın sığınma evimiz var. Bu konuda büyükşehir olarak tam anlamıyla başarılı işler yapıyoruz. Kendime dönecek olursam, 2002 yılında milletvekili olduğumda küçük oğlum 2 yaşındaydı, böyle büyüdü. Hep çalışan ve yoğun bir annesi oldu. Onlar buna alıştılar zaten.  Ayrıca ailem çok büyük destek oluyor, her zaman yanımdalar, hep anlayışla karşılıyorlar. Onun için bir sorun yaşamıyorum ben.

Hizmet götürmezseniz vatandaş devletine küser


* Sosyal belediyecilik kavramı üzerinde duralım, sık sık dile getiriyorsunuz ama uygulamada neler yapıyorsunuz?


Bakın ben her zaman fakir-fukaranın yanındayım. Zengin zaten bir şekilde işini görür; asıl o insanlara, o gençlere, o çocuklara destek olmak gerekiyor. Ben her zaman onların yanında oldum, olmaya da devam ediyorum. Elbette varlıklı insanların da işini yapacağız, bu bizim görevimiz ama belediyenin imkânlarını daha çok dezavantajlı bölgelere kullanıyoruz. Oralar da yaşayanların da yola, alt yapıya, parka ihtiyacı var, hem de en güzelinden. Onların da çocukları için yeni oyuncak gruplarına ihtiyacı var. Niçin hep zengin mahallelere en iyi oyuncak grupları konulur? Ayrımcılık yapmamanız gerekiyor. Eğer oraya yıllardır hizmet götürülmediyse, iki katı hizmet götürmek zorundasınız ki aradaki fark kapansın. Hizmet götürmezseniz o vatandaş devletine milletine küser. O da vergi veriyor, su parasını ödüyor, elektrik parası ödüyor, niçin oraya hizmet gitmiyor? Ben bunun karşısındayım. Varlıklı mahalleye ne koyuyorsam, yoksul mahalleye de aynı hizmeti veriyorum. Benim yaptığım bu! Bunun da adı sosyal proje, işte budur belediyecilik! Ben böyle mutlu oluyorum.

Mücadelemizi belden aşağı yapmayız

*Sizinle ilgili, hizmet anlayışınızla ve uygulama şeklinizle ilgili eleştiriler ve yazılıp çizilenler var.

Haberleri Yeni Asır Gazetesi yapıyor. Ben tek cümle ile şunu söylüyorum: Meyve veren ağaç taşlanır. Bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunduk, gerekli hukuki işlemlere başladık. Herhalde başarılı olduğumuz için bunu yapıyorlar, biz de her haberden sonra savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz. Uzun süre biz manşette olduk, manşette olmadığımız zaman "Acaba bir hata mı yaptık?  Daha hızlı çalışalım” diyoruz. Aynı zamanda işlerimizin de çok güzel reklamını yapıyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz bu yönde. Aydın halkı kimin doğru, kimin yanlış olduğunu çok net bir şekilde ayırt edebiliyor. Biz mücadelemizi hukuk çerçevesinde yaparız, onlar gibi belden aşağı yapmayız.

Sokakta dolaşsınlar, otellerde değil!

 * "Aydın'da hiç kimse karnı aç yatamaz" demiştiniz ve Germencik Belediye Başkanı bu sözlerinizle sizin Aydın halkını küçümsediğinizi söylüyor. Sosyal belediyecilik kavramınızı da sorguluyor.

Biz Türkiye'de sosyal belediyecilikte çok başarılıyız, bu konuda çok da iddialıyız. Söylediği kelimeyi (küçümsemek) ben ağzıma almak istemiyorum. Türkiye'nin gerçeklerini bilmek gerekiyor. İnsanlar bir somun ekmeğe muhtaç. Onlar halkın içinde olmadıkları için, dezavantajlı bölgelere gitmedikleri için, sırça köşklerinden çıkmadıkları için, 5 yıldızlı otellerde iftarlarını açtıkları için, halkın ne durumda olduklarından haberleri yok! Asgari ücretlinin 3 tane çocuğu var, birisi üniversitede, ikisi lisede, evi kira, yol parası var, ne kadar zor şartlarda geçiniyor biliyor musunuz? Böyle düşünen insanlar çıksınlar da fakir fukaranın evine bir misafir olsunlar, görsünler. Biraz insinler de sokakta dolaşsınlar, sadece 5 yıldızlı otellerde dolaşmasınlar. O zaman anlarlar dezavantajlı bölgelerde vatandaşların neler çektiğini. Onlar en lüks lokantalarda yemek yerler. Onlar en lüks yerde tatil yaparlar.  Biz sosyal yardımları yapmaya devam edeceğiz. Bu insanlara destek olmaya devam edeceğiz. Gerçekler bunlar...

Sosyal destek kömür değildir!

*’Dezavantajlı bölge’ tanımını kullanıyorsunuz, ‘varoş’ ya da ‘kenar mahalle’ demiyorsunuz.


Ben ‘varoş’ tanımını kullanmam. Bu tanım orada yaşayanların yüreğini parçalıyor. Zaten zenginin çocuğu en iyi okullara gidiyor, en iyi yerlerde tatil yapıyor ama dezavantajlı bölgelerde çocuk kemanı eline almamış, tiyatro görmemiş.  Gün geçtikçe uçurum açılıyor ve ben o dezavantajlı çocuklarımızın özgüvenini yükseltmeye çalışıyorum, biz derslerinde başarılı olarak en iyi üniversiteleri kazanmalarını sağlıyoruz.  Dezavantajlarını avantaja çevirmeye çalışıyoruz. Bunu nasıl yaparsınız? Sosyal destekle, sosyal projelerle. 36 tane kültür merkezimiz var. Sosyal projeler, sosyal destekler illa ki kömür yardımı demek değildir. Bizim sosyal projelerimizin en büyük ayağını eğitim, kültür, edebiyat ve tiyatro oluşturmaktadır. O dezavantajlı bölgelere gitmiyorlar, oraya gidecek bakacaksınız. O zaman "Ben niye destek olmadım" diye vicdan azabı duyar insan. Gitmezseniz, görmezseniz, bilmezseniz, böyle söylersiniz. Vicdan azabı duymazsınız, üzülmezsiniz.

Bildiğim yoldan gideceğim

*Neden projeler ve sosyal belediyecilik ile ilgili üzerinize geliniyor peki?


Onların yaşam tarzı bu. Halka tepeden bakan, içine girmeyen elitist bir takım onlar. Bu söylemler elitist insanların söylemi.  Bizim çocukluğumuzda bayramdan bayrama ayakkabı ve yeni giysi alınırdı. Yokluğun ne demek olduğunu ancak gittiğiniz zaman görebilirsiniz. Makam koltuklarınızdan bilemezsiniz, göremezsiniz! Ben bildiğim yoldan devam edeceğim. Ne yazarlarsa yazsınlar, ne söylerlerse söylesinler beni hiç kimse engelleyemez. Ben bunları yapmazsam bu koltukta oturmamın hiçbir anlamı yok. Ben bildiğim yolda yürümeye devam edeceğim.

Başkent sosyal-demokrat düşünceyle yönetilmeli

*İstanbul'a gelip gidiyor musunuz Özlem Hanım?  Belediyecilik anlamında nasıl buluyorsunuz İstanbul'u?


İstanbul’a gitmiyorum çünkü trafiği başlı başına bir çile. Dünyanın en güzel kentlerinden birisi ama ciddi bir trafik sorunu var. Benim işim daha çok Ankara'da oluyor, partide oluyor.

* Peki, yerel yönetim anlamında Ankara'yı nasıl değerlendirirsiniz?


Çok daha güzel işler yapılabilir, sosyal demokrat bir düşünceyle yönetilmeli Başkent Ankara. İnşallah 2019'da sosyal demokrat partimiz Ankara'yı kazanır diye ümit ediyorum, çünkü geçen yerel seçimlerde kıl payı kaybetmiştik.

İddialıyım, Aydın’da en iyi hizmeti ben yaparım!

*Aydın’da iktidar partisinin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?


AKP Aydın Milletvekili çıktı “14 yıldır biz merkezi hükümet olarak Aydın'a hiçbir şey yapmadık” dedi. İlk defa o milletvekiliyle aynı görüşü paylaştık. Destekliyorum, doğru söylüyor. Biz yıllardır söylüyorduk şimdi o söyledi. Ben iddialıyım, Aydın’da en iyi hizmeti ben yaparım!

* Oldukça fazla tehdit aldığınız basına yansıdı.  Tabut ve mermi de gönderilmiş evinize. Kendinizi yorgun hissettiğiniz oluyor mu?

(Kahkaha atıyor) Hiç yorgun gibi bir halim var mı? Kendimi yorgun hissettiğim zaman ki çok nadir olur bu sokağa çıkarım, vatandaşın yanına giderim. Çocuklarla birlikte olurum. Kültür merkezimize giderim.

* Sizi gözlemliyorum, o kadar hareketlisiniz ki... Konuşurken bile yerinizde duramıyorsunuz.

Çünkü ben çalıştığım zaman mutlu oluyorum. İçimde kaynayan o şey hizmet aşkı. Hizmet etmezsem, insanları mutlu edemezsem ben mutlu olamam.

AKP’li vekil ne demişti?


AKP Aydın Milletvekili Abdurrahman Öz, 14 yıldır iktidarın Aydın’da hizmet yapmadığını söylemişti. Parti teşkilatıyla bayramlaşma töreninde konuşan Öz “14-15 yıldır Aydın’da ilk defa vatandaş tekerin döndüğünü gördü” demiş Aydın’da hareketlenmenin başladığını belirtmişti.