Cihan Özdemir

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde, Türkiye’nin enerji politikasına yön vermeyi amaçlayan 2. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi, Turkuvaz Medya ve Para Dergisi tarafından Raffles İstanbul’da gerçekleşti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, zirve kapsamında düzenlenen özel oturumda ATV Ankara Temsilcisi Şebnem Bursalı ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu’nun sorularını cevapladı.

'ELEKTRİK GÜCÜMÜZÜ ÜÇ KAT ARTIKDIK'

Bakan Dönmez'in açıklamalarının satırbaşları şöyle:

''Bir önceki Bakanımız sayın Berat Albayrak dönemindeki o zaman ben müsteşardım, Bakanlık olarak yeni bir strateji belgesi çıkartma ihtiyacı üzerine bir çalışma başlattık. Bakanlık içerisinde daha önce yapılanları enine boyuna tartıştık. Keza yurt dışındaki benzer strateji belgelerindeki parametreleri değerlendirdik ve sonunda arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilir piyasa olarak üç ana başlıkta bunu toparladık. Maalesef Türkiye, kendi kaynakları açısından baktığınızda kendine yetebilecek bir enerji arzına sahip değil. Ancak 'kendi kaynağımız yok' diye vatandaşı karanlıkta, soğukta bırakacak halimiz yok. Dolayısı ile devlet olarak yurt dışından uzun süreli kontratlarla doğal gaz başta olmak üzere çeşitli enerji kaynakları üzerine anlaşmalarımız var. Bunlarla da aslında Türkiye'de yaşayan tüm vatandaşlarımızın konutundan sanayisine kadar ihtiyaç duydukları enerji ürünlerini kesintisiz, kaliteli ve ekonomik koşullarda kendilerine ulaştırmak gibi bir misyonumuz ve hedefimiz var. Elektrik tarafına baktığımızda 2002 yılında kurulu gücümüz toplamda 30-32 bin Megavat idi. Bugün 89 hatta 90 bine gelmiş durumda, neredeyse üç kat bir artış söz konusu. Bunun anlamı şu; geçmişte zaman zaman elektrikte kesintilerimiz oluyordu. Çünkü arzımız yetersizdi. Günlük 2-3 saat programlı kesintilerimiz oluyordu. Düşünebiliyor musunuz? Sanayide bütün tezgahlarınız susacak, işçiniz yatacak, müşteri sizden mal bekleyecek ama siz üretemeyeceksiniz. Dünya ile nasıl rekabet edeceksiniz? O açıdan bizim için en kritik konulardan birisi buydu ve elektrik üretimi noktasında ciddi bir yatırım yapıldı.

'YERLİ, YABANCI AYRIMI YAPMADAN ÖZEL SEKTÖRÜ KUTLUYORUM'

Fakat elektriği ürettiniz de bunu müşteriye kadar sağlıklı bir şekilde iletemez, dağıtamazsanız bir anlamı olmadığı için hem iletim, hem dağıtım tarafında da ciddi yatırımlar yapıldı. Son 16 yılda bu üç alanda toplam yaklaşık 100 milyar dolarlık bir yatırım yapıldı. Bunun büyük bir kısmı da özel sektör eliyle oldu. Bu vesile ile bu ülkeye inanan, güvenen, yatırım yapan; yerli, yabancı ayrımı yapmaksızın özel sektörü kutluyorum.

'ARZ SIKINTIMIZ YOK'

Benzer gelişmeyi doğal gazda da yaşadık. O günlerde sadece 5 büyükşehirimizde ve 50 ilçemizde varken, bugün artık 81 ilimizin tamamı doğal gaz kullanır hale geldi. Bugün itibarı ile ülkemizde yüzde 62 civarında doğal gaz kullanımı var, yüzde 70'i de erişebilir durumda. Bugün itibarı ile ne elektrikte ne de doğal gazda bir arz sıkıntımız yok.''

'HEDEF NOKTASINA VARMAK ÜZEREYİZ'

Bakan Dönmez, konuşmasının devamında yerlileştirme kapsamında Türkiye'nin doğal gaz arama çalışmalarına hız verdiğini belirterek, arama çalışmaları için ciddi bir kaynak ayırdıklarını ve son dönemde özellikle Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri dikkatle izlediklerini vurguladı. Bu bölgede son 5-6 yıldır sismik araştırmalara devam ettiklerini kaydeden Bakan Dönmez, "Oradaki binlerce veriyi tek tek analiz ediyoruz ki, potansiyeli olan bölgeleri belirleyelim. İlk sondajımızı Antalya açıklarında başlattık. Hedef noktasına varmak üzereyiz. Bir iki hafta içerisinde 5 bin 500 metreye ulaşmış olacağız. Böylece var mı, yok mu bilgisini de elde etmiş olacağız. Bu çalışmaları kendi platformumuz ve personelimizle yapıyoruz, dışarıdan bu hizmeti alsaydık, iki katı maliyetle yüz yüze kalacaktık. İkinci gemimiz de tersaneye ulaşmış durumda. Onun da bazı bakım çalışmaları olacak. Her iki gemimizle sondajlarımıza devam edeceğiz. Bir muhalefet milletvekilinin eleştirel bir yaklaşımı olmuştu. Burada ülke kaynaklarını arıyoruz, politik bir yönü de yok. O söylem adeta bizim orada bulunmamızı istemeyen ülkelerin söylemiyle de örtüşmüş oldu. Takdir edemiyorsanız, susmakta fayda var. İlkinde buluruz bulamayız, bilemeyiz. Herkes ilk kuyuda bulsaydı, petrol 10 dolar olurdu. Bu çalışmalar ayrıca, bölgedeki kaynakların adilane paylaşımı için de çok önemli" dedi.

Enerji sektörünün devlerinin yanı sıra, çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve iş dünyasını bir araya getiren zirveye 500’ü aşkın davetli katıldı.