CHP Parti Meclisi Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, MEB’e, Maarif Vakfı mütevelli heyeti üyelerinin aldığı huzur hakkının saklandığını ve inatla sormalarına rağmen tuhaf cevaplarla savuşturulduğunu ifade etti. Usluer, “Kafamızda soru işaretleri bırakıyorlar. Neyi gizliyorlar” dedi. Usluer, özel yasa ile kurulan Türkiye Maarif Vakfına atanan, AKP'li eski milletvekili, eski bakan ve bürokratlardan oluşan ve 72 yaşına kadar görev yapacak olan mütevelli heyetinin kalıcı üyelerine ödenecek maaş / huzur hakkının ne kadar olduğunu sorusuna yaklaşık 5 aydır cevap aradığını fakat Bakanlığın bu soruyu yanıtsız bıraktığını ifade etti.
Usluer Bilgi Edinme Kanunu kapsamında şimdiye kadar dört kere dilekçe verildiğini ve üç kere cevap geldiğini fakat verilen cevaplarda huzur hakkı sorusunun ilginç açıklamalarla geçiştirildiğini ifade etti. Usluer, “ Bilgi edinme bir haktır. Ben sade bir vatandaş olarak da bu soruyu sorabilirdim. Verdiğimiz dilekçelere gelen cevaplarda asıl öğrenmek istediğimiz mütevelli heyetinin huzur hakkı bilgisi bulunmamaktadır. MEB Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin’in verdiği yanıtta aynen şu ibare yer almaktadır “ Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti üyelerine verilecek huzur hakkı 674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. Maddesi gereğince Milli Eğitim Bakanı tarafından belirlenmektedir. Ancak şu ana kadar Sayın Bakan tarafından herhangi bir tasarrufta bulunulmamıştır.” 

İSİMLERİ BİLE BELLİ OLAN BU HEYETİN NASIL OLUYOR DA HUZUR HAKLARI BELİRLENMEMİŞ!

Yasa hükmünde 12 üyeli vakıf mütevelli heyetinin belirlenmesinde 4’ünün Cumhurbaşkanı ve 3’ünün Bakanlar Kurulu tarafından atanacağının (7 daimi üye), 2’si Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi olmak üzere, Dışişleri ve Maliye bakanlıkları ile YÖK temsilcilerinden oluşacağının yer aldığını söyleyen Usluer, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla 15 Ağustos 2016'da resmi gazetede yayımlanan kararla, vakfın daimi üyeleri olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Prof. Dr. Birol Akgün, Cahit Bağcı ve Selim Cerrah'ı; Bakanlar Kurulu’nca da Prof. Dr. Aşkın Asan, Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili ve Osman Nuri Kabaktepe'nin atandığı yayımlandı. İsimleri bile belli olan bu heyetin nasıl oluyor da huzur hakları belirlenmemiş olabilir? Bunun mantığını biri bize anlatsın! Kafamızda deli sorular, merakla bekliyoruz neymiş bu gizledikleri rakam? Bu insanların ömür boyu kırmızı pasaportu olacak, isimler ortada ama alacakları maaş belli değil öyle mi? Neyi gizliyorsunuz? İnsanın aklına ilginç sorular geliyor! ” dedi.

NE OLMUŞTU

17 Haziran 2016'da TBMM’de kabul edilen 6721 sayılı Türkiye Maarif Vakfı Kanunu’na göre, merkezi İstanbul’da olan bir vakıf kurulmasına kara verildi. CHP grubu olarak komisyonda yapılan haklı itirazlara ve muhalefet şerhimize karşın, komisyondan geçtiği şekilde TBMM'de kabul edilen ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan yasa ile adı geçen Maarif Vakfı adeta paralel bir Milli Eğitim Bakanlığı yetkileriyle donatıldı.  Yurt dışında okul öncesi eğitimden, üniversite eğitimine kadar tüm eğitim süreçlerinde burs verebilecek olması, okul, eğitim kurumu ve yurt gibi tesisler açabilecek olması, yurt içinde de dahil olmak üzere bu kurumlarda görev alabilecek eğitmenleri yetiştirebilecek olan bu vakıf, araştırma, geliştirme çalışmaları yapabilecek, yayınlar, metotlar geliştirebilecek. Yine aynı yasa hükmü ile Maarif Vakfının, ihtiyaç halinde faaliyetlerini, özel hukuk tüzel kişiliğine haiz şirketler kurarak veya devralarak gerçekleştirebileceği belirtilmekle birlikte, bu ihtiyaç / ihtiyaçların ne olacağı konusu da açık uçlu bırakılarak kafalarda soru işareti oluşturmuştu.