Ferhat Tunç: Son iki yılımı savcılıkta geçirdim

Ferhat Tunç: Son iki yılımı savcılıkta geçirdim

10 Aralık İnsan Hakları haftası vesilesiyle geride bıraktığımız bir yılı hem kendisi hem de sanat dünyası açısından değerlendiren Sanatçı Ferhat Tunç, “Soruşturmalar nedeniyle son iki yılımı savcılıklarda ifade vermekle geçirdim” dedi.

Sanatçı Ferhat Tunç, son bir yıl içinde, hakkında çok sayıda dava açılmış ve para cezası kesilmişti. “Cumhurbaşkanına Hakaret” ve “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” iddiasıyla hakkında iki ayrı dava var ve önümüzdeki aylarda duruşmaları olacak. Ayrıca 4 Mayıs 2017’de Seyit Rıza Meydanı’nda gerçekleşen Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin anmasına katıldığı için kendisine para cezası kesilmişti.

“KÜRTÇE ŞARKI SÖYLEYENLER GÖZALTINA ALINIYOR”

10 Aralık İnsan Hakları haftasını Sanatçı Ferhat Tunç PİRHA’ya değerlendirdi. Sanatçı olarak sanat alanına bu vahşetin nasıl sirayet ettiğini değerlendiren Tunç, Kürtçe şarkılar söylemenin yeniden tahammül edilemeyecek bir hale geldiğini belirtti. Tunç, bırakın Kürt sanatçılarının konser yapmasını, Kürtçe söyleyen sokak müzisyenlerinin dahi gözaltına alındığını vurguladı.

Tunç, Ahmet Kaya’ya yönelik linç girişiminde ortaya çıkan gerçekliğin bu ülkede Kürt sorunu ve onun etrafında şekillenen ırkçı, milliyetçi zihniyetten kaynaklandığını bu zihniyetin bugün yeniden hayat bulduğunu söyledi.

Mevcut iktidarın ırkçı politikaları ve onunla bağdaşmayan çözüm önerilerinin, sanat alanında muhalif eserler ortaya koymayı hedef haline getirdiğini ifade eden Ferhat Tunç, sözlerine şöyle devam etti.

“İKTİDARIN SAVAŞ SİYASETİNE TESLİM OLMAMAK ÖNEMLİ”

“Politik duruş ve etnik kimliklerinden dolayı muhalif olan sanatçılar günümüzde hem ekonomik hem de siyasal baskı boyutuyla büyük bedeller ödemektedir. Bu, adeta düşmanlık politikası, yaşadığımız ülkede giderek hayatımızı zorlaştırmakta, baskıyı ve sansürü olağan hale getirmektedir. Mevcut iktidarın, savaş siyasetine teslim olmamak ve her şeye rağmen direnerek var olmayı başarabilmek önemli. Hayatımızın geliştirilen bu korku ve linç zihniyetiyle karartılmasına izin vermememiz gerekiyor. İktidarın faşist uygulama ve tehditlerine teslim olmayarak sanatçı kimliğimizi, kültür ve inancımızı bir onur vesilesi sayarak sahiplenmeliyiz.”

“Soruşturmalar nedeniyle son iki yılımı savcılıklarda ifade vermekle geçirdim” diyen Tunç, “Bu soruşturmaların akabinde, “Cumhurbaşkanına Hakaret” ve “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” iddiasıyla hakkımda iki ayrı dava açıldı. Duruşmalardan biri 14 Aralık günü saat 09.00 da Çağlayan 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Hakkımda açılan bu davalarla ilgili, merkezi Danimarka’da bulunan Freemuse (Dünya Özgür Müzik Forumu) büyük bir kampanya başlattı. Kendi ülkemizde bize reva görülen faşizan uygulamaların sınırlarımız ötesinde yankılanması anlamlı. Bu durum sanatın evrensel gücünü, haklılığını yansıtıyor ve baskılar karşısında yalnız olmadığımızı fark etmek iyi hissettiriyor” dedi.

“TÜRKİYE’Yİ YÖNETENLERİN İNSAN HAKLARI DİYE BİR TASALARI YOK”

Tunç, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası’ndan hareketle Türkiye’de yaşananları da değerlendirdi. İnsan hakları ve özgürlükler adına her dönem olduğu gibi bu yıl da felaket sayılacak, karanlık bir tabloyla karşılaştıklarını belirten Tunç, “Her insan hakları haftasında o ünlü bildirgeden pasajlar okunur ve temennilerde bulunularak her şey doğal seyrine bırakılır” dedi.

“Türkiye’yi yöneten mevcut faşizan zihniyetin böyle bir haftayı hatırladığı da yok; insan hakları diye bir dertleri ve tasaları da yok” ifadesini kullanan Ferhat Tunç, “Dünyanın bütün darbeci ve diktatöryal yönetimlerinin hoşlanmadıkları terimler; insan hakları, özgürlük ve demokrasi. Ülkemizde de böyle. Tam da, çağdaş dünyanın hatırına dertlenen ve dertlenmekle yetinmeyenlerin yargılandığı, tutuklandığı bir ülkeyiz” dedi.

Evrensel İnsan Hakları Bildirgesinin başında yer alan, “Bütün insanlar hür ve eşit doğarlar. Akıl ve vicdan sahibidirler; birbirlerine karşı kardeşçe davranmalıdırlar” sözlerinin hiçbir karşılığının kalmadığı bir ülke olduklarının altını çizen Tunç, “Kürt coğrafyasında yaşanan insanlık dışı uygulamalar insanın kanını donduracak nitelikte” ifadesini kullandı.