İslamcılardan ünlü tesettür markasına tepki

İslamcılardan ünlü tesettür markasına tepki

Tesettür firması Modanisa'nın bir koleksiyonuna “İnşirah” adını koyması İslamcılar'ın tepkilerine neden oldu.

Modanisa isimli firmanın hazırladığı koleksiyonun adını “İnşirah” koyması İslamcıların tepkisinni çekti. Daha önce Ayasofya’nın cami olarak açılması için eylem yapan grubun sözcüsü ve eski Yenisöz yazarı Hasret Yıldırım, Twitter hesabından firmanın görsellerini paylaşarak, “Moda Nisa isimli tesettür (???) firmasının, koleksiyon ürünlerinden bir grubunun ismini; Kur’ân-ı Kerim Sûrelerinden biri olan İNŞİRAH koyması hakkında kamuoyu açıklamasıdır...”şeklinde yazdı.

OdaTv'nin aktardığı habere göre, Hasret Yıldırım’ın bu mesajı sonrasında, firmaya dönük İslamcılar'dan tepki mesajları geldi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde de İnşirâh Suresi için, “Mekke döneminde inmiştir. 8 âyettir. İnşirah, açılmak, genişlemek demektir”diye yazıyor. İntişaraf Suresi’nin konusu ile ilgili olarak da yine Diyanet’in sitesinde, “Sûrede Yüce Allah’ın Hz. Peygamber’e mânevî lutufları özetlenmekte, her güçlükle birlikte mutlaka bir kolaylığın olduğu bildirilerek Mekke’de putperestlerin baskısı yüzünden sıkıntı çeken Resûlullah ile müslümanlara teselli ve ümit verilmekte; onlardan Allah’a ibadet ve itaatlerini sürdürmeleri istenmektedir” ifadeleri yer alıyor.

Facebook hesabı üzerinden açıklamasına devam eden Hasret Yıldırım, İnşirâh Suresi’nin ne anlama geldiği ve neden indiğinden söz ettikten sonra açıklamasını şöyle sürdürdü:

“‘Milenyum Çağının Materyalist Süslümanları’ Onu da kapitalizme peşkeş çektiler... Doymak bilmeyen dünya hırsına alet ettiler... MODA NİSA isimli bir tesettür (???) firması, koleksiyonlarından birinin ismini İNŞİRAH koydu...

İnsan kendine sormadan edemiyor! Biz mağdurken daha mı ahlâklıydık? Yoksa ahlâksızlık yapmaya; mecalimiz, ortamımız mı yoktu? Para ve refah seviyesindeki artış, her şeye ulaşabilme gücü, bizi bozdu mu?

Ne oldu bize? Ne oldu? Sadece maddiyatımızı değil; idealimizi, onurumuzu, gururumuzu, inancımızı, değerlerimizi de birilerine teslim ettik! Tesettürlüler (Başörtülüler, Türbanlılar/Müslüman Hanımlar); seküler, laik, kapitalist, materyalist sistemin bir parçası oldu(k)!

Onları şekilden şekile, türlü kalıplara sokanlar da cabası... Ağa babaları... Para babaları... Ve biz seyreden ‘Erkekler...’ İsmini de ‘tesettür modası’ koydular bunun... Ayet ve hadislerde alenen malumat verilmiş ‘örtünme’ ile alâkası olmayan bir giyim karmaşası...

Fe eyne tezhebûn!

Türkiye'de ne oldu, nasıl oldu da, 70'lerde ‘Başını Örten Kız’ mü'minlerin gurur kaynağı iken; XXI. yüzyıl mahsulü (ameliyatlı, dövmeli, halhallı, hızmalı) ‘Başını Örten Kız’, her kendini bilen Müslümanı utandıracak yerlerin bir uzantısı haline geldi. (İsmet Özel)

Neticede, bugüne kadar canla-başla verilen mücadeleye mi yanarsın!? Kaybedilen şahsiyete mi yanarsın!? İnandığı gibi yaşamayanların, yaşadıkları gibi inandıkları bir din ortaya koymalarına mı yanarsın!? Bu nasıl bir ucuzluk!? Bayağılık!? Rezillik!?

Üç-beş kuruş daha fazla kazanacağım diye, kimsenin “benim dinimle oynamaya” hakkı yok! Ey tesettür (???) firması MODA NİSA... Benim dinimi ve inancımı temsil etmeyen kıyafetlerinde, benim dinimin ve inancımın mukaddesâtı olan bir kelimeyi kullanamazsın! Git kendine, MODALARDAN bir isim bul...”

İşte Hasret Yıldırım’ın mesajları ve tepkiler: