İşten çıkarılan pilotlar için emsal tazminat kararı

İşten çıkarılan pilotlar için emsal tazminat kararı

Türkiye'de faaliyet gösteren özel bir hava yolu şirketinde görev yaparken sağlık sorunları nedeniyle işten çıkarılan ve 150 bin dolar tutarındaki lisans kaybı sigortası ödenmediği gerekçesiyle icra takibi başlatan pilota, 1 milyon 335 bin lira tazminat ödenmesine karar verildi.

Muharip pilot olarak görev yaptığı Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) emekli olan Mehmet Türkay, özel bir hava yolu şirketinde 7 Aralık 2011’de pilot olarak çalışmaya başladı. Taraflar arasında, “lisans kaybı durumunda pilota 150 bin dolarlık lisans kaybı sigortası ödenmesi ve her yıl yenilenmesi” hükmünü kapsayan 8. maddenin yer aldığı “uçucu personel iş sözleşmesi” imzalandı.

GÖRÜŞMELERDEN SONUÇ ALAMAYINCA İCRA TAKİBİ BAŞLATTI
Mesleğini icra ederken sağlık sorunları yaşaması nedeniyle 5 kez geçici lisans kaybına uğrayan ve iş sözleşmesi feshedilen Türkay, 31 Ağustos 2016’da kesin lisans kaybına uğraması sonrası işten çıkarıldığı şirkete müracaat ederek, hak kazandığı lisans kaybı sigortası tazminatının ödenmesini talep etti. Şifahi görüşmelerden ve noter kanalıyla ihtarname göndermekten sonuç alamayan Türkay, avukatı M. Tarık Güleryüz aracılığıyla İstanbul Anadolu 4. İcra Dairesi’ne başvurarak 150 bin dolarlık lisans kaybı sigortasının ödenmesi için şirket aleyhine icra takibi başlattı.  Hava yolu şirketinin itiraz ederek takibi durdurması üzerine İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne itirazın iptali davası açan avukat Güleryüz, sunduğu dilekçede, “davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan lisans kaybı sigortasını yaptırmadığı, buna ilişkin primleri ödemediği, sözleşmeye aykırı davranarak müvekkilinin zararına sebebiyet verdiği ve İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğine” yönelik ifadeler kullandı.


Davalı şirketin İstanbul Anadolu 4. İcra Dairesi dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve yüzde 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının ödenmesine karar verilmesi istenen dilekçede, yargılama gideriyle vekalet ücretinin de davalı hava yolu şirketine yükletilmesine hükmedilmesi talep edildi.

“6 BİN 908 DOLAR KIDEM TAZMİNATI ÖDEDİK”
Davalı şirket avukatı ise mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde, hizmet sözleşmesinin zorunlu nedenlerle sonlandırıldığını belirterek, 150 bin dolarlık sigorta alacağı talebi muhatabının ilgili sigorta şirketi olduğu ve müvekkil şirketin sigorta yaptırma yükümlülüğünü yerine getirdiği için sorumluluğu bulunmadığını öne sürdü.  Davacı pilot Türkay’ın yaşı gereği sağlık sorunları yaşadığı ve sigorta kapsamının müvekkil şirket değil, ilgili sigorta şirketince belirlendiği aktarılan cevap dilekçesinde, şu ifadelere yer verildi:  “Davacı, mesleği nedeniyle herhangi bir sağlık sorunu ya da kaza yaşamamıştır. Yaşı gereği kişisel sağlık problemleri nedeniyle artık pilotluk yapmamaktadır, kişisel durumu sigorta poliçelerinde, sigorta kapsamı dışında tutulmuştur. Kişisel sağlık sorunları sebebiyle artık uçamayacak olan davacıya hizmet sözleşmesi gereği kıdem tazminatı alacağı bulunmamasına rağmen 6 bin 908 dolar kıdem tazminatı ödemesi yapılmıştır. 2 yıla yakın bir süre çalışmayan ve raporlu olan davacının hizmet sözleşmesini haklı sebeple feshedebilecekken iyi niyetle feshedilmeyip sağlık sorunlarını çözmesi beklenmiştir. Davacının açtığı dava, hakkın kötüye kullanılmasıdır. Sigorta, tüm kişisel zararları tazmin sonucunu doğurmaz. Müvekkil şirket, uzun yıllardır kendisine ait uçaklarla sivil havacılık sektöründe faaliyet göstermektedir, kaçma ya da mal saklama gayesi yoktur. Hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir.”  Dilekçede, haksız icra takibi başlatan davacı Türkay’ın ihtiyati haciz kararı alarak şirketin ticari itibarına zarar vermeye çalıştığı savunularak, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, takip alacağının yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere haksız takip tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istendi. 

“ÖDEME YAPILMADI”

Mahkemenin kararında ise icra dairesi dosyasının hesap uzmanı bilirkişiye inceletildiği ve dosyaya iki bilirkişi raporu sunulduğu belirtilerek, taraflar arasında 7 Aralık 2011 ve ve 15 Nisan 2013 tarihli uçucu personel (kokpit) sözleşmeleri imzalandığı, her iki sözleşmede de karşılıklı edim ve yükümlülüklerin üstlenildiği ve sözleşmeye göre taraflar arasındaki temel ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.  Son hizmet  sözleşmesinin kesin lisans kaybına bağlı olarak 31 Ağustos 2016’da sonlandırıldığı, davacının taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesine atfen 150 bin dolar ödenmesi için icra takibi başlattığı ve takibe itirazın sonucu davanın açıldığı hatırlatılan kararda, şu değerlendirme yapıldı:

“Taraflar arasında süre gelen hizmet sözlemesinin 8. maddesi, ‘uçucu personele işveren tarafından 150 bin dolar karşılığı lisans kaybı sigortası geçici lisans kaybını da içerecek şekilde yaptırılacak ve iş akdinin devamı halinde her sene yenilenecektir.’ hükmünü içermektedir. Davalı işveren, işçinin kusuru olmaksızın önce uçuştan men kararları ile geçici lisans kaybına, 31 Ağustos 2016 tarihinde ise kesin lisans kaybına bağlı olarak, bu tarih itibarıyla hizmet akdine son vererek işten çıkarılmıştır. Davalı sözleşmenin 8. maddesi gereği her yıl davacının geçici ve kalıcı lisans kaybına bağlı olarak sigortasını yaptırmış ve primlerini ödemiştir. Ancak 8 Kasım 2015 ve 7 Kasım 2016 tarihli arasında davalı işverenin davacı adına yaptırdığı sigorta poliçesi daraltılmış olduğundan, davacı poliçeye göre kapsam dışı bırakılarak ödeme yapılmamıştır.


Ödeme yapılmamasının dayanağı davacı işçinin sınırlı korumalı sigorta kapsamına alınmasıdır. Bir başka ifadeyle davacının kesin lisans kaybı bakımından sigorta koruması kapsamı dışında bırakılmasıdır. Daraltılan sigorta kapsamı davacı işçiye bildirilmemiştir. Daraltılan sigorta kapsamı, işçi aleyhine yorumlanamayacağı gibi hizmet sözleşmesinin 8. maddesinde açıkça belirlendiği üzere, lisans kaybı sigortasına bağlı olarak geçici lisans kaybını da içerecek şekilde, uçucu personele işveren tarafından 150 bin dolar karşılığı sigorta yaptırma yükümlülüğü gözetilerek, yasal koşulları oluşan davanın kabulü ile davalı yanın dayanak takibe itirazının iptaline karar verilmiştir.”

DAVALI ŞİRKET ÖDEMEYİ YAPTI, TEMYİZE GİTTİ
Davaya konu edilen ancak likit olduğundan belirlenen meblağ üzerinden davacı lehine yüzde 20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği belirtilen kararda, 150 bin doların, fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru Türk lirası karşılığı (150 bin doların dava tarihindeki karşılığı 526 bin 349, 95 lira) esas alınarak takibin devamı kararlaştırıldı.  Kararda ayrıca alacağın yüzde 20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatı, 29 bin 959 lira harç ve davacının 7 bin 41 liralık giderinin de davalıdan alınarak davacıya verilmesi hükme bağlandı.  Mahkemenin bu kararı üzerine davalı şirket avukatlarınca, İstanbul Anadolu 4. İcra Dairesi’ne, dolar kurunun 6,87 olduğu 13 Ağustos’ta ödeme yapıldı. Mahkeme kararı gereği 150 bin dolar tutarındaki lisans kaybı sigortası bedeli, bu miktar üzerinden yüzde 20 icra inkar tazminatı ve faiz bedeli, vekalet ücreti ve masraf olmak üzere 1 milyon 335 bin 275 lirayı icra dairesine tehir-i icra miktarı olarak yatıran şirket avukatları, dosyayla ilgili temyiz başvurusu yaptıkları gerekçesiyle mehil talebinde bulundu.


– Tazminatta dolar kuru ve faizden doğan 525 bin liralık fark  Tehir-i icra olarak yatırılan bu miktara, temyiz aşaması bitip karar kesinleşinceye kadar davacı veya davalı tarafından dokunulamayacak ve tazminat miktarı icra dairesi hesabında tutulacak. Davalı şirketin itiraz davası açmaması durumunda, o günkü kurlarla 150 bin doların karşılığı olan 526 bin 349, 95 liralık bir tazminat ödemesi söz konusu olacaktı.  Kararla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulunan pilot Mehmet Türkay’ın avukatı M. Tarık Güleryüz, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/a maddesi uyarınca kanuna tabi olmayan, çalışma disiplinini düzenleyen ve özel bir iş kanunundan da yoksun bulunan pilotların, görece sınırlı yasal koruma çerçevesinde çalıştıklarına dikkati çekti.

Güleryüz, “Lisan kaybı tazminatları bu nedenle pilotlar açısından en önemli güvence niteliğindedir. Lisans kaybı tazminatları açısından Yargıtay’ın yerleşik içtihatının bulunmadığı da dikkate alındığında, bu karar pilotlar açısından son derece önemli bir emsal karar niteliğindedir.” dedi.